Takım çalışması - anadolu üniversitesi
Transcription
Takım çalışması - anadolu üniversitesi
TAKIM YÖNETİMİ Doç. Dr. Türkay Dereli e-posta: dereli@gantep.edu.tr Doç. Dr. Adil Baykasoğlu e-posta: baykasoglu@gantep.edu.tr Gaziantep Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü, 27310 Gaziantep 1 Takım Yönetimi Türkay Dereli, Adil Baykasoğlu Gaziantep Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü, 27310, Gaziantep. 1. GİRİŞ Toplam Kalite Yönetimi (TKY) felsefesinin, ISO 9000 ve benzeri kalite yönetim standartlarının, kaizen ve kalite çemberleri vb. gibi uygulamaların yaygın kullanımı ile birlikte, TAKIM ÇALIŞMASI’nın (TÇ) (team work) önemi, artık günümüz üretim ve hizmet endüstrisi tarafından çok iyi anlaşılmış bulunmaktadır. Birçok organizasyon, yüksek performanslara ulaşabilmek için, takım çalışmasının nimetlerinden faydalanmaya çalışmaktadır. Takımlarla başarıya ulaşmak temel hedeftir. Hedefe ulaşmak için ise, takımların kurulması, teşkil edilmesi ve yönetilmesi, ve hatta daha en başta; “takım ruhunun” oluşturulması büyük bir önem arz etmektedir. Bir araya gelmek bazen kolaydır. İnsanları bir arada tutmak ise biraz çaba ister. Ama asıl önemli olan, insanları bir arada çalıştırabilmektir. Henry Ford, bunu şu sözleriyle açıklar; “…Bir araya gelmek sadece bir başlangıçtır. Bir arada kalmak ya da tutmak büyük bir ilerlemedir. Birlikte çalışmak ise, gerçek başarıdır…” Takımların bir organizasyondaki yeri, makine endüstrisinden yapılacak bir analoji ile gösterilebilir. Şekil 1’de gösterildiği gibi, metal bir iş parçasını, hammadde halinden yararlı bir ürün haline getirmek için bir makineniz ve kesici takımlarınızın olması gerekir. Bu sistemin üç ana öğesi; iş parçası, kesici takımlar ve makinedir (tezgah, örneğin bir freze tezgahı). Bunlardan birisi eksik olursa, iş gerçekleşemez; iş parçası bir mamul haline dönüştürülemez. Elbette, makine elektrik enerjisi ile çalışır. Burada ilginç olan, genellikle metal bir hammadde ya da yarı mamulün, ancak ve ancak, kesici takımlar (kesici takımlar seti) kullanılarak bir mamul, bir ürün haline dönüştürülebildiği gerçeğidir. Aynı şekilde, Şekil 1’de gösterildiği gibi, problemler, takımlar ve organizasyon da benzer bir üçlü oluştururlar. Organizasyon ya da kuruluşun bir problemi, oluşturulacak bir takım ile çözülebilir, ya da bir başka deyişle, organizasyon içerisindeki işler, takımlar ya da iş grupları tarafından yapılabilir. 2 ON MAKİNA BY TAKIM İŞ PARÇASI TAKIMLAR ORGANİZASYON Machine Tool Cutting Tool PROBLEMLER Workpiece Şekil 1. Organizasyonda problem çözen takımlar Klasik yönetim anlayışı hiyerarşiktir (Şekil 2). En tepedeki her kim ise, o “babadır”, o ne derse, o olur. Yetkiler onda toplanmıştır. Her ne hikmetse, herkesin muhakkak bir üstü bir de altı vardır. Olan doğal olarak, zurnanın son deliğine olur. Sonra, şefler vardır. Şeflerin ilkeleri vardır. Şefler haklıdır. Şefler her zaman haklıdır. Şeflerin haksız olduğu durumlarda bile, birinci ve ikinci madde uygulanır. Şeflerin odasına “orijinal” fikirlerle girilir, şeflerin fikirleri ile çıkılır. Klasik yönetim anlayışında bireysellik ön plandadır. Bireyler vardır, bireysel çalışma vardır, bireysel başarı vardır, kişisel çatışmalar vardır. A a daki, yukarıdaki sana sus diyor. %,2,2 5,9743 Şekil 2. Hiyerarşik yönetim anlayışı 3 Günümüzde, “şiddetli kalite rüzgarlarının da zorlaması” sayesinde, klasik yönetim anlayışı yerini çağdaş yönetim anlayışına bırakmaktadır. Çağdaş bir yönetim anlayışının temel özellikleri şunlardır; • takım çalışması, • katılımcılık, • paylaşımcılık, • dinamik iş ortamı, • çalışanlar arasında hedef birliği, • yüksek motivasyon, • dağıtılmış yetki ve sorumluluklar, • stratejik plan ve program uygulamaları, • bilgi bazlı hareket tarzı, • kaliteli iş gücü, • bağımsız çatışmalar. Çağdaş yönetim anlayışında “çoğulluk” ön plandadır. Takımlar vardır, takım çalışması vardır, takım başarısı vardır, bağımsız çatışmalar vardır. Hun hükümdarı Atilla’nın yüzyıllar önce söylediği aşağıdaki sözler, her yöneticinin kulağına küpe olmalıdır; “Bütün yetkileri kendinde toplama. Ancak ekip çalışması ile zafer kazanılır. Başarılı olanı takdir et. Başarısız ise görevde tutma. Bir gün yerine gelebilecekleri endişesiyle, yetenekli insanların önünü tıkama…” İş Dünyasından Gerçek Kesitler Doğru kimyayı bulmak [1] 1984’de kurulan oldukça yenilikçi bir yazılım şirketi iç ve dış pazarlar için başarılı ürünler geliştirmişti. Fakat 1994’de bu çok zorlu pazarda ayakta kalabilmek için daha hızlı büyümesi gerektiğini kavradı. Aynı zamanda, yeni ürünlerin geliştirilmesini hızlandırmak için vizyonu olan, motivasyonu yüksek bir takım kurma ihtiyacını anladı. Yönetim, gerekli uzmanlığa ve başarılı bir sicile sahip adayları belirleyebiliyordu ancak, birlikte iyi çalışmak için uygun kimyaya sahip bir takım seçebileceğinden emin değildi. Bu işi doğru yapabilmek o kadar önemliydi ki, genel müdür PI analisti olarak kendinin eğitilmesine karar verdi. Kendi liderlik tarzında kazandığı yeni görüşler, hangi tipteki kişilere ihtiyaç duyduğunu – onların dürtü ve motivasyonlarını, iletişim tarzlarını ve esas olarak strateji mi yoksa taktik eğilimli mi olduklarını – çok daha iyi anlamasına yardımcı oldu. Fakat, o seçme işlemiyle de kalmadı. Kişisel farklılıkların grubun doğal bir parçası olarak takdir edilmesine yardımcı olmak için tüm grupla çalıştı. Bu yaklaşım daha dostça bir ilişki yarattı ve çelişkilerin daha olumlu bir şekilde çözümlenmesini sağladı. Şüphesiz, kimya doğruydu. Yeni takım kurulduğundan bu yana, şirket her sene karlılık ve gelir hedeflerini aştı ve rekabeti yüksek pazarlarının her birinde lider pozisyonunu korudu. 4 2. TAKIM ÇALIŞMASI Takım Çalışması (TÇ), bir organizasyon, kuruluş, örgüt ya da şirket içerisinde çalışanlar arasında bağımsızlığı ve iletişimi geliştirip, onları ortak hedefler için bir araya getiren, güven ortamının oluşmasına zemin hazırlayan ve bu ortamın kalıcı olmasını sağlayan, üretkenliği ve verimliliği artıran çağdaş bir çalışma sistemidir. Bir başka deyişle TÇ, çalışanların ortak bir hedefin gerçekleştirilmesi için bir araya getirilip, güçlerini birleştirmesi ve elbirliği ile işi yapmalarının sağlanmasıdır. TÇ aynı zamanda, çalışanların yönetime katılmasını teşvik eden bir sistem olarak öne çıkar. En basit anlamıyla, bir problem belirleme ve çözme tekniği olarak; Takım Çalışması, kalitenin ve Toplam Kalite felsefesinin en önemli unsurlarından ve gereklerinden biridir. Toplu çalışmasını, fikir üretmesini, tartışmasını öğrenmeden bir kalite kültürünün oluşturulması neredeyse mümkün değildir. Atalarımız; “bir elin nesi var, iki elin sesi var” diye çok önceden zaten bizi uyarmaya çalışmışlardır! Kalite çemberlerinden tutun da, proje yönetimi (project management) ve hatta değer mühendisliğine (value engineering) kadar birçok felsefenin özünde grup ya da takım çalışması ve bunun sinerjisinden (sinerji: farklı yeteneklerin bir araya gelmesiyle oluşan pozitif enerji ve ortaya çıkan katma değer) faydalanma mantığı yatmaktadır. Takım çalışmalarının başarıya ulaşabilmesi için takımların iyi yönlendirilmesi, iyi yönetilmesi, iyi motive edilmesi gereklidir. Bir yöneticinin başarısı, çalışanlarını takım olarak çalışmaya yöneltebilme kabiliyetine bağlıdır. Çalışanlarını, takım halinde çalışmaya sevk edemeyen, bunun yollarını bulamayan bir yönetici başarılı olamaz ve organizasyon içi üretkenlik ve verimlilik artırılamaz. Takımların başarısı için ise, takım içerisinde iyi bir lidere ihtiyaç vardır. Aksi takdirde, takımdan beklenen verim elde edilemeyecektir. Başarılı takım çalışmaları için, • öncelikle çalışma grubuna gerekli fiziksel şartların hazırlanması (oda, masa, sandalye, bilgisayar, Internet vb), • takım üyelerinin gerektiğinde düzenli olarak bir araya gelebilmesi, • bilimsel metot ve modern teknolojilerin bu toplantılarda kullanılması, • önceden belirlenen kurallara uyulması gereklidir. 5 3. TAKIMLAR VE ÖZELLİKLERİ Ortak menfaatler ve değerler çerçevesinde; belirlenmiş süreler için belli bir problemi çözmek, bir amacın yerine getirilmesi ya da bir hedefin gerçekleştirilmesi için bir araya gelmiş (ya da getirilmiş), güçlerini birleştiren, farklılıklardan (çeşitlilik) sinerji üreten, etkili çatışma ve toplantı yönetimi tekniklerinden faydalanan, bilimsel karar verme ve problem çözme tekniklerini uygulayan, ve de birbirilerine karşı sorumlulukları olan küçük insan topluluklarına “TAKIM” adı verilir. Tipik bir takımın özelliklerini ve kullandığı teknikleri simgeleyen takım yap-bozu’nun şematik bir resmi Şekil 3’te verilmiştir. Decision Etkili Toplantı Making Yönetimi Hedef Birliği Liderlik Karar Verme Teknikleri TAKIMLAR İletişim Problem Çözme Teknikleri Çatışma Yönetimi Çeşitlilik Şekil 3. Tipik bir takımın özellikleri ve kullandığı teknikler 3.1. Her topluluk bir takım mıdır? Peki birlikte çalışan insan topluluklarına her zaman “takım” denilebilir mi? Her topluluk, her kalabalık ya da her grup, bir takım mıdır? Birlikte çalışan insan topluluklarına verilen birçok isim vardır. Bunlardan bazıları şunlardır; • • • • • • • komisyon, komite, kurul, yönetim kurulu, çalışma grubu, meclis, takım. • • • • • • ekip, çember, toplantı, senato, toplantı, grup, 6 Bu ifadelerden bazıları çoğu kez birbirleri yerine kullanılmaktadır. Özellikle “grup” ile “takım” birbiri yerine sıkça kullanılmakta, ve karıştırılmaktadır. Bununla birlikte, her birlikte çalışan topluluğa “takım” adı verilemez. Bu son derece yanlış bir uygulamadır. Çünkü, bir “takım”, aynı zamanda bir “grup”tur, ancak, bir “grup” belirli şartları yerine getirmedikçe asla bir “takım” olamaz. Takımları gruplardan ayıran en temel özellik, takımları oluşturan üyeler arasında (bireyler) bir “hedef birliği” bulunmasıdır. Bu yönüyle, takımlar belirli bir hedef birliği içinde olan insanların, belli bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelen insanların oluşturduğu sinerjetik bir iş topluluğu olarak yeniden tanımlanabilir. Robbins [9], takımlar ile gruplar arasındaki en büyük farkı elde edilen “performans” ile açıklar. Buna göre, grupların aksine, takımlarda elde edilen toplam performans (çıktı), bireysel girdilerin toplamından daima daha fazladır. Takımlarda öne çıkan bazı özellikler şunlardır; • paylaşılan liderlik rolleri, • bireysel ve karşılıklı sorumluluklar,, • ortak hedefler, • toplu sonuçlar (ürünler), • tartışma ve problem çözme teknikleri, • performansı, değerleri ortaya koyarak doğrudan ölçme, • karar verme tekniklerini kullanma, • birlikte çalışma. Grupların belirgin özellikleri ise aşağıda özetlenmiştir; • güçlü ve tek lider (siyasi parti ve TBMM gruplarını hatırlayabiliriz burada!), • bireysel sorumluluklar, • organizasyon misyonu ile paralel misyon ve amaçlar, • bireysel sonuçlar (ürünler), • rutin olarak yapılan (haftalık, aylık) toplantılar, • performansı grubun etkileri ile dolaylı olarak ölçme, • tartışma, karar verme ve temsil etme. 7 3.2. Takımların atası: Kalite Çemberleri Takımlarla yönetim ve takım yönetimi, günümüzde yoğun olarak kullanılmasını ve popüler olmasını, 1980’li ve özellikle de 1990’lı yıllardan sonra iş dünyasında esmeye başlayan KALİTE RÜZGARLARI’na borçludur. Kalite’nin bir zorunluluk haline gelmesi ve ticarette uyulması gereken bir standart halini alması, A’dan Z’ye kadar her kesimi, kaliteyi anlamaya ve onu kullanmaya itti. Hemen herkesin kalite bahçesinde gördüğü ilk çiçek ise; “TAKIM ÇALIŞMASI”, daha doğrusu; KALİTE ÇEMBERLERİ (KÇ) oldu. Bu yüzden, KÇ bugünkü modern anlamdaki yüksek performanslı takımların atası olarak bilinmektedir. Bu yüzden, biz de burada KÇ’ne değinmeden edemiyoruz, aşağıda altını ısrarla çiziyoruz. .DOLWH HPEHUOHUL 7RSODP .DOLWH /LGHUL Şekil 4. Kalite otobüsü ve çemberleri KÇ, aynı sahada çalışan, benzer işler yapan, düzenli aralıklarla toplanan, kendi işleri ile ilgili konuları saptayan, inceleyen ve çözen, gönüllü katılımın esas olduğu, küçük çalışanlar topluluğudur. Kalite Çemberi, aynı organik ünitede görev yapan ve ortak profesyonel uğraşılara sahip 5-10 gönüllüden oluşan, homojen ve daimi bir küçük çalışma grubudur. Literatürde, Kalite Kontrol Çemberleri (KKÇ) ya da iyileştirme çemberleri olarak ta adlandırılan kalite çemberleri, kalite ile ilgili tüm konuları tartışmak ve karşılaşılan sorunlara çözüm getirmek için düzenli olarak toplanırlar. Kalite çemberi üyeleri bu toplantılarda çeşitli problem çözme tekniklerini de kullanarak çözüm önerileri hazırlar, bu önerilerini kalite yönetim kuruluna sunar ve sonuçlarını izler. Kalite çemberlerinin en büyük hedeflerinden bir tanesi verimliliğin ve kalitenin artırılması için insan kaynaklarından maksimum düzeyde 8 faydalanmaktır. Kalite çemberleri ile, kalite ile ilgili sorunların çözümü ve kalite kültürünün oluşturulması için, kuruluş içerisindeki tüm çalışanların katılımının sağlanması hedeflenir. Bununla birlikte, kalite çemberlerinde “gönüllülük” esastır. Kalite çemberleri Toplam Kalite anlayışının vazgeçilmez unsurlarından birisidir. Kalite çemberleri Toplam Kalite otobüsünün (Şekil 4) tekerlekleridir, lastikleridir. Bu otobüs dünya pazarlarına gider. Tekerleği olmayan ya da lastiği patlayan toplam kalite otobüsünün dünya pazarlarına ulaşması ise düşünülemez. Kalite çemberleri ile, işletmedeki tüm iş gücünün kalite geliştirme faaliyetlerine katılması sağlanır. Kalite çemberleri, süreçlerin sürekli olarak iyileştirilmesi yoluyla verimliliği artırırken, potansiyellerin iyi kullanılabilmesi halinde kuruluşun kültürünü değiştirebilmeyi sağlayan bir güçtür. Kalite çemberlerinin, kuruluşun kültürünü değiştirirken izleyecekleri yol haritası Deming’in on dört ilkesidir [3]. 3.3. Takım gelişim aşamaları Takım geliştirme, Şekil 5’de gösterildiği gibi dört basamaklı bir süreci kapsar [12]; • oluşum süreci, • fırtına süreci, • düzenleme süreci, ve • işleyiş süreci. Fır tın a Dü ze nle m İşl ey iş e Ol uş um Şekil 5. Takım geliştirme aşamaları 9 Basamakları birer birer geçmek ve basamak atlamamak, tam bir takım olmanın zorunluluğudur. Oluşum sürecinde, takım kurma kararı alınmış ve takıma seçilen üyeler toplanmıştır. Bu topluluk henüz bir “takım” olmayıp bireyler topluluğudur. Üyeler, kendi kendilerine; “niye buradayız?, neden biz? ne yapacağız? amacımız ne? vb. gibi” gibi sorular sorarlar. Bu duygu ve düşünceler, bu topluluktaki bireylerin ortak bir misyon ve vizyon çerçevesinde birleşerek, ortak amaçlara yönelmesini ve bir “takım ruhu” kazanmasını sağlar. İkinci basamak olan fırtına süreci, aşılması en zor basamak olarak düşünülür. Takım üyeleri görevlerinin bilincine ve sorumluluk boyutlarının farkına varır. Çatışmalar çıkabilir, görev ile ilgili olası güçlükler fark edilebilir ve bu takım üyelerini düşündürebilir. Ancak, bu basamakta artık her bir takım üyesi, “bu takımda nasıl faydalı olabilirim?” şeklinde düşünmeye başlar. Düzenleme sürecinde (üçüncü basamak) çatışmalar artık yerini uzlaşmaya bırakır ve takım içerisinde genel bir anlaşmaya varılır. Bu arada “karar verme teknikleri” kullanılmaya başlamıştır bile. Takım üyeleri, takımın çalışma yöntemlerini kararlaştırır ve geliştirir. Takım kendi kural, prensip ve normlarını (standardlarını) belirler, ve üyelerin rollerini tanımlar. Dördüncü ve son basamak olan işleyiş sürecinde, takım üyeleri artık birbirlerini tanımışlardır. Takım sinerjisi yakalanmıştır. Takım üyelerinin, zayıf ve kuvvetli yanları da anlaşılmıştır. Takım göreve (problem çözme ve iyileştirme süreçlerine) hazırdır. Takımın işi bittiğinde, takımın sönümlenmesinde ve feshedilmesinde aynı basamaklardan sırasıyla inilmesi uygun olacaktır. Ama bana, “nerde çokluk….” demişlerdi.. 10 3.4. Takımların sınıflandırılması Takımlar kuruluş misyonu, kurulum yapıları, hizmet edecekleri süre ve üyelerin çalışma şekillerine göre sınıflandırılabilir. Amaç, yapı, üyelik ve süre durumuna göre takımların sınıflandırılması Şekil 6’da verilmiştir. Takımlar, üyelik durumu açısından fonksiyonel ve çapraz fonksiyonel olarak iki grupta sınıflandırılabilir. Fonksiyonel takımlarda üyelerin organizasyon yönetimi ile doğrudan bir ilişkisi bulunmazken, çapraz fonksiyonel takımlarda (Şekil 7), üyeler aynı zamanda yönetimin bir organını temsil ederler. Böylelikle, takımların yönetime aktif olarak katılabilmesinin de yolu açılmış olur. Ayrıca yine, birden fazla çapraz fonksiyonel takımların birlikte çalıştırılmasıyla, organizasyon içerisinde çapraz bir koordinasyon sağlanabilir ve bu örgü ile, ürün geliştirme ve iş geliştirme ya da benzeri gibi problemlerin üstesinden gelinebilir. Amaç • Danışma • Üretim • Proje • Eylem Yapı • Yönetilen • Kendi kendini yöneten Üyelik • Fonksiyonel • Çapraz Fonksiyonel Süre • Sürekli • Geçici Şekil 6. Amaç, yapı, üyelik ve süre durumuna göre takımların sınıflandırılması Yönetim Takım Şekil 7. Çapraz fonksiyonel takımların şematik gösterimi Takımlar “verim” açısından ise dört grupta ele alınabilirler [6,11]; • Sanki-takımlar (kendini takım zanneden, ama aslında takım olamamış takımlar), bir bireyden bile daha az verimlidir, 11 • Geleneksel Takımlar, bireylerin toplam verimi kadar verimlidir, • İşbirlikçi Takımlar, bireylerin toplam veriminin en az iki katı kadar verimlidir, • Yüksek Performanslı İşbirlikçi Takımlar da ise takım verimi, bireylerin toplam verimi ile kıyaslanamayacak kadar büyüktür. Hedef daima, Yüksek Performanslı İşbirlikçi Takımlar’ı oluşturabilmektir. 3.5. Takım üyelerinin seçiminde dikkat edilecek hususlar Günümüz iş dünyasında hemen hemen tüm stratejik iş ve görevler, birbirleriyle etkileşim halindeki insanların oluşturduğu takımlar tarafından belirlenen hedeflere yönelik olarak yürütüldüğünden, yetenekli kişilerden oluşan etkin bir takım kurmak, yöneticiliğin kilit becerilerinden birisi haline gelmiştir. Takımlar “kalite”ye ulaşmanın olmazsa olmazlarıdır. Etkin takımlar oluşturmak sanıldığı kadar kolay değildir, ancak imkansız da değildir. Gerçekten faal ve tesirli çalışan takımların ve istişare gruplarının teşkil edilmesi isteniyorsa, bunun öncelikli şartı, sadece farklı uzman kişileri bir araya getirmek değil, farklı kişiliklere veya fıtrat motiflerine sahip uzman kişilerden heterojen bir takım kurulmasıdır. Eğer takım lideri veya kurumun yöneticisi, bu kritik bilginin farkında değilse ve sadece yönetimi kolay olsun diye, kendi kişilik grubuyla örtüşen ve tasdik edici kişileri takıma seçiyorsa, takım ve müessese çok uyumlu ve ahenkli olacak, kolay yönetilebilecektir. Ancak, o kurum veya takımda verimlilik, yüksek performans, mucitlik, yenilik ve orijinalite çok az seviyede gözlenecektir. Çünkü farklı kişilik tiplerini yönetmek, onların farklılığını zenginliğe dönüştürmek çok zor ve merkeziyetçi otoriteyi rahatsız ettiği için, bu değerleri sisteme katan farklı kişilik gruplarından oluşan heterojen takım motifi, çoğu zaman göz ardı edilmektedir [2]. Takım üyelerinin seçiminde göz önünde bulundurulması gereken bir diğer çok önemli unsur da; DUYGUSAL ZEKA’dır. Seçilecek takım üyelerinin duygusal zeka düzeylerinin yüksek olması, takımın başarı şansını artıracaktır. ÇEŞİTLİLİK ya da FAKLILIKLAR (diversity) takım performansı için önemlidir. Takımın üyelerini mümkün olduğunca birbirine uzak görüşlü insanlardan seçerek, uzaksak (divergent) bir takım kurulmasına özen gösterilmelidir. Ancak, kantarın topuzunu da kaçırmamak gereklidir, çünkü; üyeler arası “uyum” da göz önünde bulundurulması gereken bir diğer önemli faktördür. ÇATIŞMA YÖNETİMİ (conflict management) ve farklılıkların yönetimi (management of diversity) prensip ve metotları uygulanarak, takımın başarısı ve verimliliği artırılabilir. Duygusal zeka, farklılıkların yönetimi ve çatışma yönetimi, ve bunların takım yönetimi ve başarısı ile ilişkilerini irdeleyen çalışmalar, yazarlar tarafından sürdürülmektedir. 12 Takım çalışmasına elverişli ve elverişsiz olan kişilerde genellikle beliren davranış özellikleri Tablo 1’de özetlenmiştir. Tablo 1. Takım çalışmasına elverişli ve elverişsiz olan kişilerin davranış özellikleri • • • • • • • • • • • • Takım Çalışmasına Elverişli Bireyler Empati kurar Sinerji üretir Motivasyonu yüksektir Katılımcıdır İyi iletişim kurar Takım misyon ve vizyonunu benimser Ekip başarısını ön planda tutar Üretkendir Bilgiyi paylaşır Kendisi ile barışıktır Takımını yüceltir Olumlu düşünür • • • • • • • • • • • • Takım Çalışmasına Elverişsiz Bireyler Bencildir Sadece kendi gücüne inanır Motivasyonu düşüktür Bireyseldir İletişime kapalıdır Takım misyon ve vizyonunu benimsemez Bireysel başarıyı ön planda tutar Üretken değildir Bilgiyi saklar Küskün ve kavgacıdır Takımı sabote eder (baltalar) Olumsuz düşünür 3.6. Takım büyüklüğü Bir takımda bulundurulması gereken üye sayısı için kesin bir rakam verilemez. Ancak, takımın büyüklüğü, takımın üzerinde çalışacağı çözülecek problemin önemine, büyüklüğüne ve cinsine bağlıdır. Üye sayısının yeterliliği ya da fazlalığı takım çalışmaların verimliliğini ve hızını etkileyen önemli bir unsurdur. Takımlardaki üye sayısı ile takım performansı arasındaki ilişki Şekil 8’de gösterilmiştir. Buna göre, performansın en yüksek (optimum) olduğu noktaya karşılık gelen bir üye sayısı vardır. Bu noktadan sonra, artan üye sayısı takım performansını düşürücü bir etki yapar. Üye sayısı çoğaldıkça takımdaki iç iletişim zorlaşır, Performans takım çalışması azalır ve bazı üyeler takıma katkıda bulunma fırsatı bulamayabilir. Üye Sayısı Şekil 8. Takımlardaki üye sayısı ile takım performansı arasındaki ilişki 13 Literatürde “takım büyüklüğü” (takım üye sayısı) hakkında değişik görüşler vardır. Elbette alt sınır bellidir. Bir kişilik bir takım olamayacağına göre, bir takım en az 2 kişiden (örneğin burada, çiftler tenis müsabakalarını düşünebiliriz) oluşturulabilir. Ancak, karar almadaki “beraberlik” durumları göz önünde bulundurulduğunda, bu alt sınırın, 3 olarak algılanabileceği rahatlıkla söylenebilir. Literatürdeki çalışmalarda rastlanan en büyük takım büyüklüğü sayısı 25 olmuştur. Bir takımdaki üye sayısını 12-14’den fazla olduğu durumlarda, takım çalışmasının kalitesinin ve verimliliğinin dramatik olarak azaldığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte küçük takımlarda da, takımın genel problem çözme kabiliyetinin önemli ölçüde azaldığı görülmüştür. McClurg [7] tarafından, takım ödüllerinin takım performansı üzerine etkilerinin araştırıldığı bir çalışma neticesinde, ortalama takım büyüklüğü (üye sayısı) 7 olarak bulunmuştur. Katzenbach&Smith [6], Scholtes ve arkadaşları [10] ve Ölçer [8] gibi bilim adamları, ideal takım büyüklüğünün 5 ila 7 kişi arasında değişebileceğini savunmuşlardır. 3.7. Takım organizasyonu Takımları bireyler (üyeler) oluşturur. Üyeler kendi aralarından birisini “takım lideri” olarak seçebilirler. Ama genellikle “liderlik” vasfının getirdiği özellikler bu kişileri kendiliğinden “takım liderliği” için ön plana çıkartır. Takım lideri; en basit anlamıyla, takım toplantılarını yöneten ve takım faaliyetlerinden sorumlu olan takım üyesidir. Bir kişinin takım lideri olması onun üyelik görevleri yükünün omzundan kalkması anlamına gelmez. “Lider” konumundaki kişiler, “değişim”i içine sindirmiş ve değişim konusunda tam anlamıyla ikna edilmiş olmalıdır. Takım lideri, kaliteyi özümsemiş, onu yaşam biçimi haline getirmiş, kalite ilkelerini benimsemiş ve kalite geliştirme araçlarını etkili olarak kullanabilen, uygulayabilen ve benimsetebilen bir kişiliğe sahip olmalıdır. Lider, takımın performansını artırmak için her yolu denemelidir. Yüksek performanslı takımlarda, “liderlik rolü” zaman zaman paylaşılabilir, hatta yeri geldiğinde değiştirilebilir. Motivasyon (kazan-kazan prensibinin ve ödüllendirmenin uygulanması vb.), liderlik paylaşımı ve rotasyonu, işleri oldukça kolaylaştırabilir ve başarıyı artırabilir. 14 $ Tamam patron, motive olduk ! Takım lideri, takım programını desteklerken tüm sorumluluğu almak için üst yönetimi tanımaya ve onlarla çalışmaya gerek duyar. Fakat bu gerçekleşirken takım üyeleri, kendilerine sağlanan kaynak ve desteğin kullanımını en iyi şekilde gerçekleştirme sorumluluğuna sahip olduklarının farkına varmalıdır. Takım önderi, takım ile üst yönetim arasında bağlantıyı sağlar, takım üyelerinin gelişimi için çaba sarf eder. Takım lideri, üst yönetimle uyumlu çalışabilecek, problemler karşısında panik yapmayan, işbirliğine açık, vizyonu geniş, kararsızlık sendromuna sahip olmayan ve takımı başarı ufuklarına doğru uçurabilen bir kişiliğe sahip olmalıdır. Takımın üyeleri bir zincirin halkaları gibidir. Zincir ise en zayıf halkasından kopar. Dolayısıyla, bir halkanın zayıflığı (bir üyenin görevlerini yerine getirememesi) bütün bir takımın verimliliğini düşürür. Bu nedenle, takım üyeleri kendilerini sürekli olarak geliştirmeli ve takım lideri de bu yöndeki çalışmaları desteklemelidir. Etkin bir çalışma için, takımı oluşturan üyelerin her biri, o takımın bir parçası olmanın gururunu ve sorumluluğunu yaşamalıdır. Eğer bir takım üyesi, takımı ile gurur duymuyorsa, o takımın gerçek bir parçası değildir. Bir takımın başarısı, üyelerinin üretkenliğine bağlıdır. Takım üyeleri verilen problemleri çözmek için fikir üretmek ve öneri geliştirmek zorundadır. Takım çalışanları, çatışma yönetimi prensiplerini göz ardı etmeden, ılımlı çatışmalar içerisine girmeli, fikirlerini paylaşmalı, birbirlerini tanımalı, birbirilerine güvenmeli ve inanmalı ve gösterilen o “çekici” ve büyük hedefe ulaşmak için, hiç yılmadan çalışmalıdır. Daha sonraki problemlerin takımlar ile daha etkin bir şekilde sürdürülebilmesi, “takım” denilen organların, organizasyon vücudunda yaşatılabilmesi için, takım çalışanları muhakkak 15 ödüllendirilmelidir. Verilebilecek en güzel ödül ise, hiç kuşkusuz, takım çalışanının çözülmesinde rol oynadığı bir problemin çözümünün faydalarını, kendisinde hissetmesini sağlamaktır. Ayrıca, problemin çözümünün karar aşamasında, her üyeye mutlaka söz hakkı tanınmalı ve mümkünse takım içerisinde kararlar, “genel bir uzlaşma ve anlaşma” sağlandıktan sonra alınmalıdır. 3.8. Takımların problem çözmede kullanabileceği yol haritası ve teknikler Takımları sıradan insan topluluklarından ve gruplardan ayıran en önemli özelliklerden birisi, takım üyelerinin “yaptıkları işin bilincinde” olmaları ve ele aldıkları problemlerin çözümünde etkili bilimsel araç, teknik ve metotları (yuvarlak masa, beyin fırtınası, balık kılçığı diyagramı, Pareto analizi, kalite fonksiyonu göçerimi, vb.) kullanmalarıdır. Kalite gruplarının ve takımların problem çözmede kullanabileceği etkili bir yol haritası sistematik olarak aşağıda verilmiştir; • problemi belirle, • verileri topla, • problemin etkilerini belirle, • problem çözme çemberini daralt, • problemin sebeplerini sapta, • kalite tekniklerini de kullanarak, sebepleri ortadan kaldıracak çözümleri öner, • çözümleri değerlendir ve en uygun olanını seç, • çözümü uygula... Yuvarlak Masa Takım çalışmalarında kullanılabilecek bir çok güçlü silah vardır. Bununla birlikte, takımları diğer insan topluluklarından ayıran ilk belirgin çizgi; TOPLANTI ve KARAR ALMA kültürüdür. İşini bilen etkin takımlar, herkesin eşit şekilde temsil edilebileceği yuvarlak masalarda toplanmayı tercih ederler ve özellikle karar alma aşamasında beyin fırtınası 16 yönteminden sık sık faydalanırlar. Beyin fırtınası bir sorun belirleme, problem çözme ve karar verme tekniğidir ve toplantı düzeninde uygulanır. Üzerine beyin fırtınası kopartılacak konu belirlendikten sonra takım üyeleri toplanır. Toplantıda tüm katılımcılara eşit konuşma fırsatı verilir ve kesinlikle fikirlere müdahale söz konusu değildir. Toplantı ortamı yumuşak tutulmaya özen gösterilir. Fikirler belirtildiği anda tartışılmaz. Kişiler “fikir belirtmeme” hakkına da sahiptirler. Ortaya çıkan her fikir daha sonra oylanarak, en çok oy alan fikirler ikinci turda tartışılmak üzere seçilir. İkinci turda en çok oy alan fikir üzerinde bir fikir birliğinin oluştuğu kabul edilir. Ne yani, hiç beğendiğiniz bir fikir yok mu? 3.9. Takımlar ne zaman tercih edilmeli? Eğer ortada belirli ve kesin bir hedef yoksa, takımların kurulmasına ve kullanılmasına da gerek yoktur. Görev eğer bireysel olarak yapılabilecekse, yine takımlardan faydalanmaya gerek kalmayacaktır. Takımları kurmak zordur, ancak takımları idame (devam) ettirmek daha da zordur. Bu yüzden, takımın devamı için gerekli olan motivasyon ve takım tabanlı ödüller ileri de sağlanamayacaksa, takım kurma kararı verilirken dikkatli olunmalıdır. İşletmelerde yapılan en büyük hatalardan bir tanesi, “yetkisiz takımların” kurulmasıdır. Daha önce de belirtildiği gibi, yetkisiz takımların başarıya ulaşma şansı yok denecek kadar azdır. Yetki verilmeyecek bir takımın kurulmasına gerek olmadığı gibi, bu takımlarda yer almanın üyelere kazandırdığı her hangi bir motivasyon unsuru olmayacaktır. Problem çözmede takımlardan yararlanılıp yararlanılmayacağı sorusunun çözümü aranırken, düşünülmesi gereken bir diğer etken; “kaynak”tır. Yeterli kaynak ayrılamayacaksa, takımlar tercih edilmemelidir. 17 3.10. Takımların avantaj ve dezavantajları Takımlar elbette sihirli değnekler değildir. Yararları olduğu gibi bazen ve özellikle de yanlış kurgulandığında, organizasyon içi zararları olabilir. Takımların getiri ve götürüleri aşağıdaki tabloda (Tablo 2) özetlenmiştir. Tablo 2. Takımların iyi ve kötü yanları • • • • • • • • • İYİ Takım içerisindeki farklı kişilikler ile, düşünce, fikir ve bilgi çeşitliliği sağlanır Kişisel ve profesyonel gelişim için fırsat kapıları açılır Takım üyeleri arasında ve organizasyon içerisinde etkin iletişim sağlanır Takımların verdiği kararlar üyeler tarafından daha çok desteklenir, anlaşılır ve kabul edilir Organizasyon gereksinimleri takımlar tarafından daha iyi temsil edilir Engeller ve problemler takım sinerjisi ile aşılır Alınan kararların güçlü olarak uygulanmasına olanak sağlar Bilgiler ve fikirler paylaşılır Geçmiş daha iyi irdelenir ve hatalar daha iyi ayıklanır • • • • • • • KÖTÜ İşlemler zaman alıcı olabilir Takım üyelerini bir araya getirmekte zorluk çekilebilir Takım içinde bir ya da bir kaç kişi diğerlerini baskın çıkabilir (domine edebilir) Üyelerin sorumlulukları takım içerisinde karıştırılabilir Takım içerisindeki bazı üyeler, aksini düşündükleri halde, takımın çoğunluğunun fikrine katılmaya meyilli olabilirler, kendilerini baskı altında hissedebilirler (groupthink) Yetersiz çatışma yönetimi nedeniyle, bağımsız çatışmalar, kişisel çatışmalara dönüşebilir Takım üyelerinin rolleri karışmış olabilir Organizasyon içerisinde takımlardan faydalanılmasıyla ilgili son karar elbette bu faydalılık ve faydasızlıkların değerlendirilmesiyle verilebilecektir. Ancak, Tablo 2’den de görülebildiği gibi, takımların iyi yanları, zararlı etkilerinden çok daha fazladır. Ayrıca, kötü puan olarak gözüken sorunlar, takımların doğru kurulması, iyi yönetilmesi ile rahatlıkla çözülebilecektir. “Takım” denince ilk akla gelen jargonlar ikisi; “farklılık (diversity)” ve “çatışma yönetimi (conflict management)”’dir. Bu yüzden, bu iki temel felsefe ve tekniğin doğru uygulanması, takım başarısı için çok büyük bir önem arz etmektedir. Çatışmaların ve farklılıkların etkin yönetilmesi ve bunlarda “orta karar” bir yol izlenmesi gereklidir. Çünkü, bu tekniklerin de yarar ve zararları mevcuttur. Örneğin “farklılıkların” dozu iyi ayarlanamazsa, “farklılıklar” bir bumerang gibi geri dönecek ve takım içerisinde zararlı bir atmosferin doğmasına neden olacaktır. Tablo 3’te “farklılıkların” bazı avantaj ve dezavantajları verilmektedir. 18 Tablo 3. “Farklılıkların” iyi ve kötü yanları • • • • İYİ Sorunlara farklı perspektiflerden bakılması sağlanır Yeni ve üretici fikirler ortaya atılır İnsanların problem çözme kabiliyetleri artırılır İnsanlar daha çok şey öğrenebilirler • • • • KÖTÜ İletişim bozukluğu yaşanabilir Bir konuda uzlaşı sağlama zorluğu yaşanabilir Karar alma zorlukları yaşanabilir Belirsizlikler yaşanabilir, önlem alınmazsa kaosa girilebilir. 4. TARTIŞMA VE SONUÇ Takım çalışmasının, endüstri de, okullarda, mühendislikte, iş idaresinde, kısacası hemen her yerde kullanılması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bununla birlikte, etkili bir takım söz konusu değilse, yarardan çok zarar ortaya çıkabilir. Etkili bir takım yönetimi için aşağıdaki faktörler göz önünde bulundurulmalıdır; • çalışanların gönüllü katılımı sağlanmalı, • çalışanların sürekli eğitimine önem verilmeli, • başarılar ödüllendirilmeli, • lider doğru seçilmiş olmalı, • çalışanlar motive edilmeli, • başarılar ödüllendirilmeli, • takım üyelerine inisiyatif kullanma hakkı verilmeli, • takım üyelerine yetki ve sorumluluk verilemeli, • çatışma yönetimi prensipleri ve teknikleri uygulanmalı, • takım üyelerine “etkili dinleme” sanatı öğretilmeli, • iş, oyun haline getirilmeli, • emanet ehline verilmeli, • gereksiz toplantılardan kaçınılmalı , etkili toplantı teknikleri kullanılmalı • takım üyeleri takıma inanan kişilerden oluşturulmalı, • takımın risk almasına izin verilmeli, • tam katılıma prim verilmeli, • takımlara verilen ödevi yerine getirebilmeleri için yeterli zaman verilmeli. 19 Etkili takımlar bilimsel metotlar kullanır ve, kalite fonksiyonu göçerimi (OFD, quality function deployment), oyun teknikleri (gaming techniques) ve problem çözme tekniklerinden (problem solving techniques) faydalanır. İsmi ne olursa olsun; takımların yönetimi: kalite ve insan ile doğrudan ilgilidir. Sorunların, problemlerin komisyonlara havale edilmemesi; buzdolabına koyulmaması gereklidir. Unutulmamalıdır ki, havale merkezi ve buzdolabı gibi çalışan bir takımın olması olmamasından daha iyi değildir. Bu arada, günümüzde takımların illaki fiziksel olarak kurulmasına gerek olmadığının da altını çizmek gerekiyor. Kişilerin yan yana gelmesine de gerek olmayabilir. Önemli olan ruh ve gönül birliğidir. Özellikle gelişen bilişim teknolojilerinden faydalanılarak, sanal takımların (virtual teams) kurulması sağlanabilir, ve böylelikle “takım çalışmasının” nimetlerinden daha hızlı ve etkin bir biçimde faydalanılabilir. Artık, günümüz endüstri dünyasında (hatta futbol endüstrisinde bile); bireysel olarak çok iyi durumda olmanın da ötesinde, çok önemli olan bir beceri istenmektedir; TAKIM OYUNCUSU OLMAK. İstediğin kadar iyi topçu ol, eğer takıma katkın yoksa, takım arkadaşlarına faydan yoksa, bir takım da oynayamazsın. Önümüzde işte bir Fenerbahçe örneği duruyor. Bireysel düzeyde, çok iyi ve kaliteli oyuncuları alıyor, ama bir türlü takım olamıyor. Çünkü gelen oyuncuların hepsi lider olmak istiyor ve birbirine yardım etmiyor, bütünlük sağlanamıyor ve gerçek bir lider bir türlü bulunamıyor. Sonuç ortada… Aslında, General Electric (GE) şirketinin eski yönetim kurulu başkanı John F. Welch’in aşağıdaki şu meşhur sözü her şeyi özetliyor; “…İstersen dünyanın en değerli, akıllı adamı ol. Eğer bir TAKIM OYUNCUSU değilsen, GE’te çalışamazsın…” Belli bir hedefi olan ve hedefe ulaşmak için bir araya gelen bir takım, birbirlerinin sinerjilerini kullanarak, hedefe daha çabuk ve kolay varabilir. Birlikte çalışan iki kişinin toplam performansı, ayrı ayrı çalışmalarındaki performanslarının toplamının iki katından daha fazla olacaktır (sinerji kuralı: “takımlarda, (1 + 1) > 2’dir”). Takımlar etkili yönetildiği takdirde, şirketlerin verimliliğinin ve çalışanların moral motivasyonlarının artacağı açıktır. 20 Siz hangi kürekçiden biri olmak isterdiniz ? Arkadaşlar, arkamızda bir Jaws var... Hadi koçum, daha hızlı... Etkili bir takımın özellikleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir; • katılım ve ortak hedef, • hedeflerin birlikte belirlenmiş olması, • etkili lider(ler), • saygı, • takımda bulunmaktan zevk duyma, eğlence, • amacın hissedilmesi, • doğru toplantı teknikleri kullanılması, • yetkilendirilmiş ve güçlendirilmiş takım üyeleri, • sorumluluk alan takım üyeleri, • etkili karar verme tekniklerinin kullanımı, • dinlemeyi bilme, • “Başarı = Kabiliyet x Motivasyon x Fırsat” formülünü kullanabilme becerisi, • yapıcı çatışma yönetiminin uygulanması. Takım geliştirme basamaklarının ilklerinden olması nedeniyle “takım oluşturulması” üzerinde ayrı bir paragraf açılması gereklidir. Literatürde bu konu ile ilgili çok sayıda çalışma bulunmamaktadır. Literatürde, takımların analitik yöntemler ile oluşturulması ile ilgili olarak yapılan çalışmaların sayısı da oldukça kısıtlıdır. Zakarian ve Kusiak’ın [13] AHP (Analytical 21 Hierarchy Process, Analitik Hiyerarşi İşlemi) ve QFD (Quality Function Deployment, Kalite Fonksiyonu Göçerimi ya da Yayılımı) metotları üstüne kurulan çalışması, bu konuda yapılan ilk çalışmadır. Takım üye seçiminde göz önünde bulundurulan faktörler, bir QFD matrisi olarak ifade edilmiştir. Her bir potansiyel takım üyesinin önem katsayısı (ölçütü) AHP ile belirlenmiştir. Çalışmada takım kompozisyonun belirlenmesi için bir matematik model de geliştirilmiştir. Konu ile ilgili çalışmalar genel olarak “takımların akıllı sistemler ile otomatik olarak oluşturulması” üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu sistemler, genellikle ajan tabanlı (agent based), adaptif ve kendi kendini organize eden (self organizing) sistemler olup, yapay zeka (artificial intelligence) tekniklerini yoğun olarak kullanmaktadır. Gaziantep Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde yapılan bir çalışmada ise bulanık (fuzzy) bir model ile, kalite sertifikasyonu için başvuran organizasyonları denetleyecek “denetçi takımları” otomatik olarak oluşturulmuştur [4,5]. Burada, mevcut kalite denetim mekanizmalarında göze çarpan bir aksaklığın da, bir öz eleştiri olarak yapılması yerinde olabilir. Bilindiği gibi, kalite ile takım olgusu birbiriyle barışıktır. Kalite, takımları öğütler, takımlara prim verir. Kaizen gibi, kalite çemberleri gibi teknikleri öne sürer. Ancak, “kalite” denetlenirken, takımların gücüne pek de inanılmadığı göze çarpıyor. Denetçi ekiplerinin oluşturulması yeterince profesyonel olmayan tekniklerle yapılıyor ve “takım ruhundan” faydalanılmıyor. 1000 kişinin üzerinde işçi çalıştıran, yüzlerce prosesi olan kocaman, heyula ve büyük organizasyonlar, “grup” mantalitesi ile değerlendirilmeye çalışılıyor, 2-3 kişilik küçük gruplarla (takım değil) günlerce denetlenmeye çalışılıyor. Elbette burada, savunma hazırdır: “adam bölü saat…” Ancak burada bir tuhaflık var. Organizasyona “takımlar kullan, faydalan, iyi olur…” diyorsunuz, ancak kendiniz kullanmıyorsunuz. Burada ilginç bir çelişki ortaya çıkıyor; “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…” dedirtiyor insana adeta. Bütün kalite insanlarının, kalite denetçilerinin, denklikçilerinin (akreditasyon kuruluşlarının) üstünde düşünmesi gereken çok önemli bir problem olarak ortada duruyor. Açıkçası mevcut denetleme mekanizmaları KALİTE’ye hiç yakışmıyor. “Kalite bir yaşam biçimidir…” felsefesi ile de uyuşmuyor. Son olarak, Joe Namath’ın bir sözüyle bitiriyoruz; “Yaşam da, tıpkı futbol gibi, bir takım oyunudur…” 22 Aşağıdaki fotoğraflara çok iyi bakalım. Bir grup vakti, aheste aheste kürek çeken bir takımı, ve daha hızlı yol almak için değişik bir tasarım uygulayan kürekçileri göreceksiniz. İki takım ayrı kulvarlarda hareket etmektedir ve asla karşılaştırılmamalıdır. Her iki takımın hedefleri de farklıdır, yöntemleri de farklıdır. Önemli olan hedeflere varmak ve vardığında mutlu olmaktır. KAYNAKLAR 1. ------------, http://www.praendexeurope.com/turkish/successstories_software.html, 2003. 2. Aydın S., Takım Yönetimi ve Kişilik Motifleri, http://www.cvtr.net/makale/aydin_gozuyle/Takim_Yonetimi.htm, 2003. 3. Deming, W. Edwards, Out Of The Crisis, Published by the Massachusetts Institute of Technology, Center for Advanced Engineering Study, Cambridge, MA 02139, 1986. 4. Dereli, T., Baykasoğlu, A., Emre, S., A fuzzy approach to project team formation problems, International XII. Turkish Symposium on Artificial Intelligence and Neural Networks - TAINN 2003, Çanakkale 18 Mart University, July 2003. 5. Emre S., “Intelligent Team Formation for Companies Applying Quality Certification”, Yüksek Lisans Tezi, Danışman: Doç. Dr. Türkay Dereli, Fen Bilimleri Enstitüsü, Gaziantep Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü, (devam ediyor). 6. Katzenbach J.R, Smith, D., The Wisdom of Teams: Creating the High-Performance Organization, Cambridge, MA: Harvard Business School Press, 1993. 23 7. McClurg, L.N., Team Rewards: How far have we come?, Human Resource Management, Spring, 73-86, 2001. 8. Ölçer, F., İşletmelerde takım çalışması ve Türkiye’deki sanayi işletmelerinde uygulanması üzerine bir araştırma, Doktora Tezi, Çukurova Üniversitesi, Adana, 1999. 9. Robbins, S.P., Organizational Behavior 9th Edition Upper Saddle River, NJ: Prentice Hall, 2001. 10. Scholtes, P.R., Joiner B.L., Streibel B.J., The team handbook, Madison, Joiner Associates, 1996. 11. Smith, K.A., Teamwork and Project Management. New York: McGraw-Hill. BEST Series, 2003. 12. Tuckman, B., Developmental sequence in small groups. Psychological bulletin, 63, 384389, 1965. 13. Zakarian A, Kusiak A., Forming teams: an analytical approach, IIE transactions, 31, 8597, 1999. 24
Similar documents
yalın üretim tekniklerinden hızlı kalıp değişimi ve bir imalat işletmesi
bilinmektedir. Yalın Üretimin amacı; doğru zamanda, doğru yerde, ilk seferde kayıpları en az seviyede tutan ve değişime açık olan bir üretim sistemi oluşturmaktır. Yalın üretim modelini yaratan, ya...
More information