Gazeteyi okumak için tıklayınız.

Transcription

Gazeteyi okumak için tıklayınız.
GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ..
14 .0 92 oyu n v erdiğ i mesa ja k ul ak verin
Birlik
Olalım
Şarkikaraağaç’ımızı Ankara’da temsil eden sivil toplum örgütümüz
ve oradaki temsilcimiz Şarkikaraağaç Kültür ve Kalkınma Vakfı bu
binlerce oy karşısında ilçemizin ayıbı haline gelen “Ağalar Mezarlığı”
projesi için el ele vermeli,varlık gücünü halkımıza göstermelidir.
İlçemiz ve ilçemize gönül veren sivil toplum örğütlerinin dayanışmasıyla
en güzeli ortaya çıkaracak yol haritamız hazırdır.Yeterki isteyelim,
Mehmet
Devletimiz organlarına sunacağımız yapım projesiyle ve alacağımız
BEŞKONAKLIOĞLU destekle en güzeli meydana getireceğimize inanıyor ve bu yola çıkmak
Vakıf Başkanı
için sizi bekliyoruz..
BAŞSAĞLIĞI
Şarkikaraağaçlılardayanışmaderneğiyayınorganıdır
∆te
YIL:6
SAYI :59 AĞUSTOS 2014
Şarkikaraağaçlılar Dayanışma derneği başkanı
Em.Öğrt.Syn Sabit K.ALPARSLAN’ın değerli
Ağabeyi Merhum AKİP S.ALPARSLAN’ı kaybetmiş
olduklarını üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz.
Merhuma Cenab-ı Hakk’tan Rahmet,Kalanlara ise
Başsağlığı dileriz.
Şarkikaraağaçlıma
Y ÖN ETİM
KU RU LU
≈arkikaraa∫açlım...
14.092 oy
ile “yapılmalı “
dedi.
ARTIK BU AYIBIMIZ SONA ERMELİ
M e z ar ım ın üs tü nd e o tl ar b üy üd ü,
N er el er de si n e y ca nım e vl at ..
D ü ny a h ır s ı g özü nüm ü bür üd ü
G el ece ği n b en im gib i b ir k ar ış t op ra k
Ibn -i M ace
İlçemizin en büyük mezarlığı olan “Ağa Mezarlığı”nı artık bu görüntüden kurtarmak içinhemşehrileri
mize “İlçemizin mezarlıklarının restorasyonunun yapılarak modern hale getirilmesini ister misiniz?
diye sorarak yaptığımız anketimizde Şarkikaraağaçlım 14.239 oy kullandı.Hemşehrilerimizden”6
kararsız”ve”141 kişi hayır” derken 14.092 kişi ise “EVET”dedi.Şarkikaraağaçlımız kararını belirtti ve
bu yolda bizim atacağıumız her adımda yanımızda olacağını gösterdi.İLÇEMİZİ YÖNETEN DEVLET
ERKANI,SİVİLTOPLUM ÖRGÜTLERİMİZ, İŞADAMLARIMIZ,BÜROKRAKLARIMIZ; Sizleri bu ulvi göreve
çağırıyoruz.Adıyla Tarihiyle övündüğümüz güzel ilçemizin mezarlığı bu görüntüden kurtulmalı artık.
Aslandoğmuş köyünde şifa balıkları....
Şarkikaraağaç ilçesine bağlı Aslandoğmuş köyü “Ilıca” Su kaynağında bulunan şifalı
balıklar özellikle cilt hastalıkları olanların sıklıkla alternatif tedavi aradıkları yer haline
geldi.
Köyde akan ılıca suyu yaz ve kış sürekli olarak 23 derece akıyor.Başıboş olarak çıktığı
yerden doğaya akan ve içinde yaşayan balıklar ise çevreden gelen ve cilt hastalıkları
olan kişilere şifa dağıtıyor.Ellerinde ve ayaklarında cilt rahatsızlıkları olan kişiler bu rahatsız olduğu bölümleri suya sokarak bekliyorlar.balıklar ise bu suya giren kısma yaklaşarak
o bölgeleri ısırmak suretiyle derileri alıyorlar.İlçe kaymakamlığınca bu konuda bir proje
hazırlanarak bu su deresinin daha yararlı kullanılması düşünülüyor
Pınargözü ş enli ğ i bu yıl
ba ş ka yerde kutlanacak
3’de
Güre ş federasyonu İ l
Temsilcimizden bir etkinl
daha
3’de
Kendinizi veya yakınlarınızı
bulacagınız “Nostalji” 8’de
2
.Güçlük kolaylıkla beraberdir, kendine gel, ümidi bırakma!
.Akıllı insan bilir ki, ölümün arkasında bile daha güçlü bir
hayat beklemektedir.
(Hz. Mevlana)
Yıl:6 Sayı:59 Ağustos 2014
BİZİM ÖĞRETMENİMİZ MEHMET ZENGİN.
Yazan:Em.Öğrt.Mehmet ZENGİN
Geçen sayıdan devam
İkinci yürüyüşümü M.Necati Kıyak’la yaptık.
yaşımız henüz 14-15, kış günü 15 saatlik bir yaya
yürüyüşün zorluğunu siz düşünün!.. Soğuk, sıcak,
açlık, yırtıcı hayvan korkusu, v.s. Gölden
geçişlerde de çok terslikler olur, bir keresinde Ali
Rıdvan Boz bey’de benimle iken rüzgâr ters
esiverdi, yelken alabora oldu. Yakındaki sazlıklara
sığınarak kurtulabildik. Başka bir seferde de
Gelendost kıyısı yerine tam aksi taraftaki Barla
kıyısına çıkmak zorunda kaldık. Göl geçişlerinden
çok korkardım, hep midem bulanır, içimdekileri
çıkarırdım. Köyüme ulaştırması için Allahıma çok
dualar edip kurban kesme sözü verdim. O yıllarda
ne düzenli kara yolu, ne asfalt, ne de üzerinde
çalışan arabalar vardı.
Eğridir’e Askerlik Kursuna Gidiyoruz:
Son sınıfta askerliği öğrenmemiz için erkek öğren-
cileri alıp, Eğirdir dağ ve komando alayına
götürdüler. Öğretmenimiz üsteğmen rütbeli Fuat
Tekin’di. O da bir yüzbaşıya bağlı idi. ayrıca bize
eğitim veren teğmen ve çavuşlar da vardı.
Mangalara ayrıldık. Yürüyüş, dönüşler, yatıp kalk-
malar, tüfekle sürünme, tüfeği söküp-takma, gezgöz-arpacık nişan alma, doldur boşalt, makineli
tüfeği tanıma gibi piyade eğitiminin tüm özellikleri-
ni öğrendik. Son günlerimizden birinde, göl
kenarından dağ dibine kadar 3 km. tüfekle yarı
Ne
e
d
r
e
rel
iz
n
i
s
sürünerek, yarı koşarak yürüdük. Yine son günler-
memlekete yararlı ve uğurlu
ma (yeleme) yarışı yaparlarmış, Fuat Tekin’de
1.11.1944’te Şarkikaraağaç İlçesi, Bağıllı köyü
imizde aynı barakada yatan arkadaşlar gaz çıkar-
olmamız dileğiyle uğurlandık.
onları dinlermiş. Sabah olunca bu arkadaşları
ilkokulu başöğretmeni olarak 20 lira asli maaşla
pestillerini çıkardı.
erkek) le sarmaş dolaş olduk. Akrabalarımız ve
sıraya dizdi. Marş marş çekerek yatıp kaldırarak
göreve başladım. Anne, baba, kardeşlerim (4 kız 3
Staja Çıkıyoruz:
diğer köylüler sevindiler. Okulları öğretmene
günlük süreyle memleketlerimize gönderdiler.
Mehmet Zengin kapalı olan okullarını açıyordu.
Son sınıfın sonlarında, staj yapmak üzere otuz
A.Rıdvan Bozbey, M. Necati Kıyak ve ben,
kavuşuyordu, hem de çocukluğundan tanıdıkları
Gerçi geçen yıl Eğitmen Eşref Bey birinci sınıfa 40
Gelendost 5 sınıflı ilkokuluna geldik. Derslere din-
öğrenci almış, oldukça yaşlı çocukları okutup 2.
inceledik. Biz de plan yapıp dersler verdik. Çocuk-
Kayıt sırasında Muhtar Salih Yavuz’la işbirliği yap-
Kaleden kaleye şahin uçurdum şarkısını söyle-
okul çağında olup dagelmeyenleri tespit ettik.
leyici olarak girdik. Öğretmenlerin planlarını
lara bildiğimiz şarkı ve türkülerden öğrettik.
tirken halay çekmeyi öğrettik. Başöğretmen
Abdullah Yalçın bize çok yardımcı oldu.
Bitirdiğimizde staja katıldığımıza dair belge verdi.
sınıfa geçirmiş. Ben 1. sınıfa yeni kayıtlar yaptım.
tık. Tellalla duyurduk, köy kütüğünü inceleyerek
Özellikle kızlardan gelmeyenler vardı. Velilerini
çağırarak, ev, ev dolaşarak, ikna ve ricalarla kayıt-
ları tamamladım. 1.sınıfı eğitmene verdim. 2. sınıfı
Öğretmenliğe Başlıyorum:
da kendim aldım. Künye defteri sağlayarak öğren-
öğretmeni oluyorduk. Atanmak istediğimiz köylerin
öğrencilerin devam-devamsızlıklarını kontrol ettik.
Nihayet dört gözle beklediğimiz gün geldi. Köy
adlarını istediler. Ben kendi köyüm Bağıllı’yı isted-
im. İstediğimiz hayvan ve araçların listesini de
verdik. Atamam Bağıllı’ya çıktı. M.Necati Kıyak
Gelendost, A.Rıdvan Bozbey Avşar’a atandılar.
Diplomalarımız dağıtıldı. Müdürümüz duygu yüklü
bir konuşma yaptı. İçimizden seçilen bir
arkadaşımız bizim adımıza konuştu. Çok duygu-
cilerin kaydını oraya geçirdim. Sınıf defterleriyle de
Birkaç gün gelmeyenlere haber salarak okula gön-
derilmelerini istiyorduk. Buna karşılık ilk yıl devam-
sızlıkta ısrar edenleri mahkemeye vermek zorunda
kaldım. Okulun araç ihtiyaçlarını tespit ederek köy
bütçesinden gereken parayı ayırtıp, Mürsel
Köymen yayınevine sipariş verdim.
landık ve yuvadan ayrılacağımız için üzüldük.
Gözlerimiz yaşlı halay çekerek eğlendik,
Devamı gelecek sayımızda
Sağlıklı yaşam
HER KALEMDEN SİZLERE,
Halil İbrahim BAYIR
HAYATI
12.06.1953 yılında
Ş.Karaağaç ’ta doğdu İlk okul
ve orta okul birinci sınıfa
kadar Ş.Karaağaç
okudu.İkinci sınıf ise Ankara
Keçörene geldikten sonra
Keçiörende kalaba ortaokulunda lise yine Keçiören lisesi
ikinci sınıfa geldikten sonra
ayrılarak Ankara anafartalar
akşam lisesi 2’sınıfta okurken
ssk genel müdürlüğü dış
münasebetler servisi(şimdi
yutdışı işçi hizmetleri daire başkanlığı) de daktiloğraf
olarak çalışmaya başladı. çalışırken ssk dan ayrılarak
askere gitti.
Askerlik dönüşü tekrar SSK Genel Müdürlüğü Ankara
huk.işl. Sig.Müd.de 5 mahkemenindava raportörü olarak
çalışmaya başladı Sonra açık Anadolu Üniversitesi ev
ekonimi bölümüne kayıt oldu 2 .ci sınıfta ise okulu bıraktı
SSK da çalışırken ilk eşi ile evlendi iki oğlu dünyaya geldi
SSK nın çeşitli birimlerinde görev yaptı (malzeme icra
muhasebe,şef yard. yine SSK nın kamplarında side-kartal
ve akçayda işletme sorumlulugu görevleride yürüttü )
1999 yılı şubat ayında ikinci evliligini yaptı1999 temmuz
ayında emekli oldu, yine aynı yıl eylül ayında Ş.karaağaç
Kültür ve Kalkınva Vakıfında Merhum M. Tevfik ŞATIROĞLU
ile birlikte vakıf müdürü olarak 2012 yılına kadar beraber
çalıştı. 2012 yılında nisan ayında bu görevin den ayrıldı.
2014 mart ayından itibaren yine Ankara’ daki Ş.karaağaç
Kültür Kalkınma vakfıgenel kurulunun secimi sonunda
seçilerek tekrar vakıf Müdürlüğü görevine geri döndü.
ÖNERİLERİ.
Dr.F.Minci
KIVRAKOĞLU
Yaz gribi (Klima Hastalığı)
Yaz aylarında havadaki ozon miktarının artması nedeniyle kişiyi
tatilde yakalayan hastalıktan korunmanın yolları basit: Bol su ve
sıvı tüketip, güneşte fazla kalmamaktan geçiyor!
Rekor sıcakların ardından alerjik bünyeleri yaz gribi bekliyor.
Tatilin ardından burun akıntısı, ses kısıklığı, terleme hatta ateşle
kendini gösteren yalancı gribi klimalar da kolaylıkla tetikliyor. Tek
ilacı ise yatak istirahati. Yaz gribinin sonbahar ve kış mevsiminde
görülenden farklı olarak, saman nezlesine benzer şekilde, havadaki parçacıklara karşı gelişen bir çeşit alerji şeklinde seyreder.Gerek
havadaki alerjik reaksiyona sebep olabilen nedenler, gerekse
kişinin vücut direncinin düşmesi, yaz mevsiminin cazibesi, klima
tozları, plajlar ve toplu yaşanılan yerlerin artması nedeniyle bu
mevsimde de sıklıkla grip tipi virüs enfeksiyona rastlamaktayız”
diyor. Kişileri özellikle tatilde yakalayan, birçoğunun da yeterince
dinlenmeden ve keyif alamadan dönmesine yol açan yaz gribine,
diğer mevsimlerde görülebilen ‘influenza’ A ve B virüsleri yol açar.
Ateşle seyreden bu tip yaz gribi veya enfeksiyonlarının, bazen
sessiz seyredebilen ve her zaman klasik şekilde görülemeyen
zatürree (pnömoni), bronşit ve diğer virüs enfeksiyonları ile
karıştırılabileceği uyarısında bulunmakta fayda var.“Onun için yaz
mevsiminde görülen ishal vakalarının altında herhangi bir bakteri
veya amip gibi bir etken olup olmadığını veya diğer ateşli soğuk
algınlığı gibi seyreden durumlarda, başka bir virüs veya enfeksiyonun varlığını; ayırıcı tanı yönünden ciddiye almak gerekir.”
ÇOCUKLARA DİKKAT EDİLMELİ
Yaz gribinin çocukları da tehlikeye attığından izlenilmesi gereken
yolu şöyledir.“Tedaviye öncelikli olarak evde başlanabilir. Çocuğun
yüksek ateşi düşürülür, bol sıvı ile desteklenir. Bazı destek ilaçlar
var ama çocuklara grip ilaçları vermemeye çalışıyoruz. Çocuk,
grip enfeksiyonunu kendi kendine yenebilir. Ancak şikâyetler
artarsa o zaman hastaneye gidin. Yaz gribi ihmal edilip gerekli
önlem alınmadığı takdirde zatürree, orta kulak enfeksiyonları ve
sinüzit gibi durumlar gelişebilir. Diğer hastalıklardan şüphelenmek
içinse en az 10 gün gibi bir süre geçmeli. Ateşinin 4-5 günden
fazla sürüp, öksürüğünün giderek artması durumunda başka
hastalıklara yol açmış olabileceği düşünülebilir.
İSTİRAHATSİZ ASLA
En iyi tedavinin istiharat olduğunu belirtmekte yarar var,Burada
şu öneriler sıralanabilir;Sıcaklar nedeniyle kaybedilen sıvı ve
klimaların etkisiyle kuruyan yutak ve solunum yolları, hastalığın
oluşumunu kolaylaştırır. Belirtileri azaltıcı ateş düşürücü, ağrı kesici
ve öksürük giderici ilaçlar, hastalığın geçirilmesinde kişiye yararlı
olur. Grip geçiren kişilerin, özellikle çalışanların, bu dönemi
evlerinde geçirmesinde fayda var. Bulaşıcılığı yüksek olan bu
hastalığın diğer çalışanlara bulaştırması, önemli iş kaybına neden
olur.
Yaz gribi olmak istemeyenler için tavsiyelerimiz ise
* Dengeli beslenin.
* Diğer hava kirliliğine neden olan etkenlerden uzak durarak kısmen korunun.
* Bu dönemde rejim yapmayın.
* Bol su ve sıvı tüketin.
* Meyve ve sebze ağırlıklı beslenin.
* Uyku ve istirahate dikkat edin.
* Güneş etkisinde fazla kalmayın.
* Şikâyetleriniz yüksek ateşle beraber seyrederse, ilk fırsatta
doktora başvurun
3
Yýl:6 Sayı 59 Ağustos 2014
K ö tü l ü ğ e Ra ğ me n İy i l i k, Ya n l ı ş a R ağ me n Do ğr u l u k
Z or lu ğa Ra ğ me n C es a r et , Uza klı ğa Ra ğ me n Ve f a
As il İ n s an la rı n Ku d re tid ir !
Pınargözü şenliği bu yıl Anamas eteklerinde..
Pınargözü Kültür Şenlikleri Bu Yıl Anamas'ın Eteklerinde yapılıyor
Her sene ağıllaca yaylasında düzenlenen
Pınargözü Kültür Şenlikleri gölet çalışmaları
nedeniyle ağıllaca yaylasında yapılmayacak.
Yenişarbademli Belediye Başkanı
Mustafa Erdem şenlik tarihinin 9 Ağustos
olarak duyurmasının ardından nerde yapılacağı merak konusu oldu. Erdem’in yaptığı
son açıklamada şenliğin melikler yaylasında
yapılacağı netlik kazandı. Doğa severlerin
uğrak noktası olan melikler yaylasında
düzenlenecek pınargözü kültür şenliklerine yoğun katılım olması bekleniyor.Bilindiği gibi Yenişarbademlinin pınargözü şenlikleri yıllardır ağıllıca yaylasında yapılıyordu.
H emşehri mi zd en ş iir kita bı
İL TEMSİLCİMİZDEN
BİR ETKİNLİK DAHA
Hemşehrimiz Gedikli
köyünden Zafer ÇİCEK’in derleyip
kaleme aldığı”Hayat sahte gelmesin”
Güreş Federasyonu Isparta İl temsilcisi
Hemşehrimiz il’imizde güreş etkinlikleri için isimli şiir kitabı yayımlanarak piyasaya
çıktı.
olağan üstü gayret sarfediyor.
Aynı köyden yine bir hemşehrimiz
Bu etkinliklerinden biri olan Uluborlu Bele
Av.Ali TANYILDIZ’ında çok başarılı
diyesinin düzenlemiş olduğu yağlı pehlivan
bir yazar olduğu biliniyor.
güreşleri şölenine özel önem veriyor.
02 Ağustos uluborlu güreş şenlikleri için il
çeye gelecek güreşciler ile bire bir
görüşmeler yaparak onları Ispartaya getire
rek ıspartanın bu spor etkinliğinde de
tanınması için çabalıyor.
ŞARKİKARAAĞAÇ
Kaymakamlık
(0246)
Garnizon Komutanı
Belediye Başkanı
Cumhuriyet Savcılığı
Meslek Yüksek Okulu
İlçe Emniyet Müdürlüğü
Ç.Saraylar Beld.Başk.
Ç.Pınar Beld Başk.
İlçe Müftülüğü
Gençlik ve Spor ilçe Müd .
İlçe yazı işleri Müd
İlçe Nüfus Müdürlüğü
İlçe Özel İdare Müd.
Malmüdürlüğü
İlçe Milli Eğitim Müd.
Tapu Sicil Müd.
Devlet Hastanesi
Sosyal Güvenlik Krm. (SGK)
Orman İşletme Şefi
Kütüphane Müdürlüğü
Ptt Müdürlüğü
Telekom İşl.Şefliği
Tedaş İşl.Şefliği
Halk Eğtm.Mrkz Müdürlüğü
Esnaf ve Sanatkarlar Odası
.Ziraat Odası
İlçemiz Çarıksaraylar kasabası
belediyesi geçen yılki geleneğini bu
Ramazan ayında da sergileyerek
örnek bir davranış daha gerçekleştirdi.
Kasabanın Suvar, Bölükler, Çukur,
Cumhuriyet ve Ulu Mahalleleri taranarak Yardıma muhtaç, fakirin en
fakiri, durumları çok kötü, yalnız
yaşayan ihtiyar, dul , yaşlı kimsesi ve
bakanı olmayan , hiçbir geliri olmayan , hasta ve yatalak hasta gibi
katagorilerde yardıma muhtaç kişiler belirleyerek.bunlara yardım için
belediye destekli yardım kampanyası yaptı.
Bu yardım kampanyası kapsamında yardıma muhtaç ailelere (1
Kilo Çay, 5 kilo Şeker, 5 kilo Yağ, 3 kişilik etlipide, 3 pide, Makarna
ve 25 Lira para) yardımı yapılması kararlaştırıldı
Çarıksaraylar belediyesi geçen yılda yapmış olduğu bu tür etkinlikte
vatandaşların desteğini beklemiş ancak geçen sene yardıma muhtaç
30 aile belirlenmiş olmasına ragmen sadece 8 ailelik yardım pakedi
bedeli gelmiş ve bunları öncelik sırasına göre dağıtmıştıç.Belediye
bu yardım kampanyasını her yıl yapılarak bunun bir gelenek haline
getirilmesi için kararlı.
Bayram için zekat ve fitirelerde dahil olmak üzere ailelere el uzatan
kişilerde artış olup olmadığı merak ediliyor.
4114011
4114004
4114013
4114414
4114544
4112040
4186007
4217023
4114023
4114683
4114504
4114101
4114531
4114012
4114971
Değerli Hemşehrimiz,
2804040
Gazetemizin çok k*ymetli yazar*
4114527
Say*n Bekir YALÇINKAYA’n*n Dünürü
4113431
Merhum Ahmet YILDIRIM’ * kaybetmiş olduğunu
4114511
4113016 derin üzüntü içerisinde öğrenmiş bulunuyoruz,
4114555
Derneğimiz ad*na Kendilerine Başsağl*ğ*,Kalanlar*na
4114500 sab*r,ölen merhum’a Allah’tan Rahmet diliyoruz.
4115292
4114049
Sabit K.ALPARSLAN
4113317
4114002 Şarkikaraağaçlılar Dayanışma Derneği
ŞARKİKARAAĞAÇ
Başkanı
DÜÞÜNCE
Þükrü B. KAPLAN
SİZLERE YAKIŞIYOR MU ?
Mezarların çığlığı bizim için ağırdır..
II
”Merkez ağa”derler bu mezarlığın
adına
İçerisinde nice insanların yattığı nice
“canım”dediklerimizin olduğu yer
burası.
“DEDEM”
“BABA ANNEM”
“ANNE ANNEM”
“BABAM”
“ANNEM”
“ABLAM”
“AĞBİM”
“KARDEŞİM”
“OĞLUM”
“KIZIM”
“AMCAM”
“DAYIM”
“HALAM”
“TEYZEM”
Kısaca hepsine tek şey
“CANIM”dediklerimiz
İşte burada yatanlardan belkide biri
kuşkusuz yukarıdaki hitap ettiklerimizden.Ama ne varki onlar yaşarken bizim
bizlerin üzerlerine titremişler,yememiş
yedirmişler.Kimbilir bizim için ne zorluk
lara katlanmışlar. Şimdi oradalar orada
Mezarlıkta....
Ama onlar yaşarken onlara verdiğimiz
değeri,önemi üzerlerine titremeyi,
acaba şimdi orada yatarlarken onlara
gösteriyoprmuyuz?
HAYIR...
Tarihi ilçemizin ciğerleri sızlatacak bir
kabristanı/Kabristanları var.ve bizler
kimimiz memur,amir,kimimiz işadamı
bürokrat kısaca varlıklı yada iyi şekilde
AMA ya sahibi olduğumuz mezarlıklar
neden bunlar bu kadar kötü bakımsız
neden?
Hemen aklınıza “efendim kamusal
alan”diye gelebilir.Haklısınız kamusal
alan orası; ama mezarlarımızı özenle
mermerlerken,güzelleştirirken bunu hiç
aklımıza getirmiyoruz,Mezarlığımızın
bu durumunu eleştirirken hiç aklımıza
“bizler neden birşeyler yapmadık yapmayı düşünmedik te bu hale geldi”diye
düşünmüyoruz.
Hayvan ölür unutulur, mezarı gaip
olur. Ecdadının mezarlarını muhafaza
etmeyen millet, onları hayvan derecesine indiren millettir.
İsmail H.BICAKCIZADE
Belki bu yanımız hiç olmadı
belkide oldu ama ferdi olarak ne
yapılabilir düşüncesinden ileri
gitmedik.
Binlerce hemşehrilerimizin binlerce
yatanı mezarlıklar artık bizlere yakışır hale getirme zamanı çoktan
geldi geçti bile.Öyleki bir yürek,tek
yürek bu ayıbımızı kaldırmaya yeter
de artar bile.
“BU MEZARLıK BIZIM”diyebilirsek
eğer artık hazırız sahiplenmeye
demektir.
4
BİZİM SÖZÜMÜZ
Şayed öğrenmeyi arzuladığınız tarih içinde kendi şecerenize ait bilinmeyenler ise
öncelikle takib edeceğiniz birinci yol; bu hususta ehil olan araştırmacı yazarların eserlerini okumak olmalı..
İkinci yol da lokal mahiyetli eserlerin okunmasıdır ki bu iki yol sizi genelden ve lokalden
haberdar eder. Böylece siz, bir bir nev’i eserler arasındaki tenakuzları iyi görür ve
doğruya ulaşmış olursunuz. Sözün özü; düzgün işler makbulken, acemi işler baş ağrıtır.
ŞARKÎ
KARA
AĞAC
Nefsi Kara Ağac ve Karyeleri
Yıl: 5 Sayı: 59 Tarih: Ağustos 2014
Dünü ve Bugünü İle
Başbakanlık Osmanlı ve Tapu Kadastro Arşivlerinden
Hamid Sancağı
Yörükleri’nin Sosyal
Durumu
Cemâ’atler içerisinde Develü,
Temürcüler ve Çelepkeş gibi
meslek adlarını alanların varlığına rastlıyoruz. Buradan hareketle cemâ’atlerin bazıları bir
takım
meslekî
faaliyetlere
Yörüklük temsilinden bir aile
Osman-Durdu Yenişarlı çifti
yönelmişlerdir. Yörük cemâ’atleri belirli bir alan içerisinde
konup göçen guruplardır. Bazı
durumlarda başka bölgelere
göçtükleri de görülmektedir.
Ancak bu durum geneli yansıtan
bir durum değil kuraklık, toplum
karışıklıkları veya sürgünler neticesinde gerçekleşen bir durumdur. Hamid Sancağı içerisinde
de Karaman, Teke ve Menteşe
Sancakları’ndan gelen guruplara rastlamak da mümkündür.
Örneğin İshaklar Cemâ’ati
Hamid Sancağı içerisindeki
Yalvaç
Kazâsı’na
tâbi
kaydedilmiştir.
İshaklar
Cemâ’ati’nin kışı Aydın Livâsı
Sultan Hisârı Kazâsı’nda yazı
ise Kara Ağaç’ta geçirdiği
görülmektedir. (292) Hamid
İli’ndeki cemâ’atlerin bir kısmı
Safevi Devleti’nin kuruluşunda
önemli bir yer tutmuştur.
Safevilerin kurulusunda etkili
olan Tekelüler umumiyetle Teke,
kısmen de Hamid ve Menteşe
yörelerinin köylülerinden oluşmaktaydı. (293) Bilhassa Erdebil
Tekkesi’nin etkileri bölgede
büyük oranda hissedilmiştir.
Safevi Tarikatı’nın kurucusu
Şeyh Safiyyüddin’in torunu
Hoca Ali’nin Anadolu’da özellikle
de
Teke,
Hamid
ve
Karamanoğulları gibi Türk
Beylikleri’nde birçok müridlerinin
olduğu malûmdur. Bunun sebeblerinden birisi olarak, Ankara
Savaşı sonrasında Timur’un
elinde bulunan yaklaşık 30 bin
kişilik Türkmen esirin Hoca
Ali’nin aracılığıyla serbest
bırakılması gösterilmektedir.
(294)
Defterlerde
cemâ’atlerin
birçoğunun kethüdası vardır.
Cemâ’atler bu kethüdalarca
idare edilmiş ve devlet işlerini
bunlarla halletmişlerdir. 994
Numaralı Defter’de cema’âtler
içerisinde 7 nefer kethüda
olarak kaydedilmiştir.
1831 OSMANLI GENEL NÜFUS SAYIMINA GÖRE
Dizi yazı 2 Bölüm 3
Yazarın Hamidelinde Türkmen Soyumuz Kitabından
Numro 2: Merkumun oğlu orta boylu sarı
sakallı talebeden Hâfız İsmail, sin
30
Hane 2 Numro 3: Mahalle-i
mezbur imamı orta boylu, kara
sakallı Abdulkadir veled-i Ali, sin
45
Numro 4: Merkumun oğlu şab-ı
emred talebeden Abdulkadir
veled-i merkum, sin18
Numro 5: Diğer veled-i mektep
halifesi Ali veled-i merkum, sin 16
Hane 3 Numro 6: Mahalle-i
mezbur Câmi-i Şerifin Hatib-i sani orta boylu,
kumral sakallı Hâfız Ömer veled-i Hâcı Ahmed,
sin 26
Numro 7: Merkumun karındaşı orta boylu, sarı
sakallı talebeden Mehmed Emin veled-i Haci
Ahmed, sin 25
Numro 8: Diğer karındaşı şab-ı emred
Nu’man bin Hâcı Ahmed, sin 15
Numro 9: Diğer karındaşı halvacı (*) şakirdi
Salih bin Hâcı Ahmed, sin 13
Hane 4 Numro 11: Mahalle-i mezbur câmi-i
şerifin imam-ı sani-i orta boylu, kara sakallı
Tıknaz Efendi Veled-i Abdurrahman, sin 50
(*) Numro 11: Merkumun oğlu şab-ı emred
mekteb şakirdi Alâeddin veled-i merkum, sin
18
(*) Numrosu 12 olacaktı. Kişi sehven Tıknaz
Efendi veled-i Abdurrahman’la aynı numroda
yazmıştır.
Numro 13: Diğer oğlu Abdurrahman veled-i
merkum, 7
Numro 14: Diğer oğlu sabi Bekir veled-i
merkum, sin 5
Hane 5 Numro 15: Mahalle-i mezburun imamı
sani-i orta boylu kara sakallı Ali veled-i Ömer,
Hazırlayan Gazeteci-Yazar
Bekir YALÇINKAYA
Cemâ’atler sürekli olarak kazâ kaydedilen haneler yekûn nefer
ve nâhiyelerle ilişki içerisinde sayısının % 7’sini, nim çift
kaydedilenler de % 6’sını oluşolmak durumundadırlar.
turmaktadır. Netice itibarıyla
Bu sebeble de yönetici
bu tarihte Yörükler’in %13’ü
tâyini gereği duyulmuştarım arazisi işlemişlerdir. 994
tur. Lâkin bu cemâ’atler
Numaralı Defter’de ise çift
küçük küçük kitleler
kaydedilen haneler; toplam
hâlinde bulunduklarınnefer sayısının % 2’si, nimçift
dan hepsinin de bir reise
kaydedilenler de % 14’ü nistâbi olmaları mümkün
betindedir. Toplamda neferdeğildi. (295) Cemâ’atin
lerin % 16’sı tarım arazisiyle
ileri gelenlerinin de
uğraşmıştır. İncelenen deftercemâ’at idaresinde etkili
lerin tamamında bennak
oldukları
anlaşılmakkaydedilen
hane
sayısı,
tadır.
Hamid
toplam nefer sayısının %
Sancağı’nda Kumdanlu,
40’ının üzerindedir. Cemâ’atler
Köpekler ve Çelepkeş
zaman içerisinde daha çok
Cemâ’atleri
arasında
tarım
arazisi
işlemeye
çıkan bir anlaşmazlığı
başlamışlarsa da bu durum
çözmek için bu cemâ’atyeni müşküller de doğurmuşlerin halkı içinden ileri
tur ki 1742 senesinde Uluborlu
gelenlerinden
Yeğen
Kazâsı’nda bulunan Yörükler,
Bey, Yusuf Fakı oğlu
çevre köylerdeki sipahilerin
Hızır ve Hamza oğlu
kendi işledikleri arazilere el
Bali, Anadolu Beylerbeyi
koymaya çalıştığını iddia
Kâsım Paşa huzuruna
ederek şikâyette bulunmuşları
çıkmış ve burada varılan
ve bu şikâyetle ilgili Uluborlu
anlaşmaya uyulacağına
Yörük Profilleri
Kadısı’na hüküm gönderilmesi
söz vermişlerdir. (296)
Yörükler’in iktisadî faaliyetlerinin (297) de bunun bir
temelini
hayvancılık
teşkil misâlidir.
etmektedir.
Hayvancılık
Yörükler için yalnızca bir iktisadî
994 Numaralı Defter’de
faaliyet olmaktan ziyade bir
Hâmid Sancağı Yörükleri’nin
hayat tarzı olarak benimsenHane Sayıları
miştir. Defterlerde bu cemâ’atler
994 Numaralı Defter’de Hamid
hayvancılığın yanında kısmi de Sancağı Yörükleri yüzdesi Çift
olsa tarımla da uğraşmışlardır. % 2 olub hane sayısı 58’tir. Nim
Defterler incelendiğinde, 30 % 14 ve hane sayısı 354, bennumaralı
defterde
çift nak % 41 ve hane sayısı 1.069,
KAZÂ-İ KARA AĞAC
sin 50
Numro 16: Merkumun oğlu şab-ı emred mekteb şakirdi Mehmed Emin veled-i merkum, sin
16
Hane 6 Numro17: Câmi-i mezburun imam-ı rabi orta boylu kara
sakallı Yusuf veled-i Ömer, sin 45
Numro 18: Merkumun oğlu şab-ı
emred Ömer veled-i merkum, sin 11
Numro 19: Merkumun karındaşı
orta boylu kumral sakallı Hâfız
Ramazan veled-i Ömer, sin 40
Numro 20: Merkumun yeğeni
Mahmud bin Ramazan, 6
Hane 7 Numro 21: Orta boylu kumral sakallı,
hizmetkâr Tekelioğlu Hüseyin veled-i Ali, sin 30
VARAK 3
Numro 22: Merkumun oğlu Ali, sin 1
Hane 8 Numro 23: Orta boylu kara sakallı
Müezzin Abdurrahman veled-i Mehmed, sin 40
Numro 24: Merkumun oğlu Mehmed, sin 5
Hane 9 Numro 25: Orta boylu kara sakallı
Müezzin Mustafa veled-i Abdullah, sin 40
Numro 26: Merkumun oğlu şab-ı emred halvacı şakirdi Abidin, sin 15
Numro 27: Diğer oğlu Ömer veled-i merkum,
sin 7
Hane 10 Numro 28: Orta boylu kır sakallı
Müderris Mustafa Efendi veled-i Emin, sin 70
Numro 29: Merkumun oğlu orta boylu kumral
sakallı Mehmed Emin veled-i merkum, sin 25
Hane 11 Numro 30: Orta boylu kara sakallı
Müderris Veli Efendi veled-i Ali, sin 30
Numro 31: Merkumun oğlu Ali veled-i Ali, sin 6
Hane 12 Numro 32: Orta boylu kır sakallı
vücuhdan el-Hac Şaban Ağa veled-i Haci
Osman, sin 50Numro 33: Merkumun oğlu
Receb, 13
Numro 34: Diğer oğlu Osman bin n, sin 6
Devam edecek
Yörük % 36 ve hane sayısı 952,
mücerred % 2 ve hane sayısı
51, muaf da % 5 ve hane sayısı
118’dir. Bunların yekûn hanesi
ise 2.592’dir. Yalnızca 994
Numaralı Defter’e göre Yörük
haneleri, toplam nefer sayısının
% 36’sıdır. Yörük kaydedilen bu
haneler, tarımdan ziyade sürüleri
olan
hanelerdir.
Defterlerde koyunu 25’den eksik
olanlardan
bennak
hakkı
Yörük
alındığı görülmektedir.
hanelerinin koyunu olduğudan
bennak yazılmamış, arazi tasarruf etmedikleri için de çift veya
nim
çift
olarak
yazılamamışlardır.
Defterlerde
Yörükler’in sosyal durumları ile
ilgili önemli ipuçları veren bir
başka
gurup
da
muaf
kaydedilenlerdir. 1522 senesinde değişik sebeblerle 503
nefer
muaf
kaydedilirken,
1532’de
36
nefer
muaf
kaydedilmiştir. Devam Edecek
Kaynak_________________
292-Ahmet Akgündüz, Osmanlı
Kanunnameleri, C. II, s. 59
293-TD 51, v. 212a
294-Faruk Sümer, Safevi Devletinin
Kuruluşu ve Gelişmesinde Anadolu
Türk’lerinin Rolü, Ank. 196, s. 171
295-Faruk Söylemez, Anadolu’da
Sahte Şah İsmail İsyanı, Erciyes Ün.
Sosyal Bilimler Enst. Derg, sayı 17,
s. 72, Kayseri 2004,
296-Dr.Frayliç, Türkmen Aşiretleri,
Haz. Ali Cin, Haluk Kortel, Haldun
Eroğlu, İstanbul 2008, s. 48.
297-TD 176, s. 271
KAZÂ-İ KARA AĞAC’ın TEŞKİLÂT YAPISI
OSMANLI DEVLETİ’NDE BELEDİYE TEŞKİLÂTI ÇALIŞMALARI
Dizi yazı 2 Bölüm 3
“Vilayât belediyelerinin
esaslı olarak kurulması,
23 Eylül 1293 (5 Ekim
1877) tarihli
Vilayât
Belediye Kanunu ile başlamıştır”
ifadesine rağmen mezbur kazâda
teşkilâtın mevcudiyetini 1869’dan
itibaren görmekteyiz. Zira bu teşkilâtta
yer alan görevlilerin kayıdları Konya
Vilâyeti Salnameleri’nin 1. Defa ta’bına göre ilk defa 1869 tarihinde tutulmuştur. Ayrıca kapağında “1 Defa 50.
Sayfa Hicrî 1285 Miladî 1869 Sene
Salname Konya Vilâyeti matbaasında
tabolunur” kaydı bulunan hem bu salnamede, hem de ‘2 Defa 54. Sayfa
Hicrî 1287 Miladî 1871’ tarihli ikinci
salnamede Kara Ağac Kazâsı’nın
başında Asî ifadelerinin oldukca dikkat
çekicidir. Bu durum; 2 Defa basılan
54. Sayfa Nolu ve Hicrî 1287 Miladî
1871 tarihli Kazâ-i Kara Ağac-ı Hamid
şeklinde ve Asî’liği kaldırılarak
düzeltilmiştir. Bize göre bu Asî ifadesi
de daha sonraları olduğu gibi (Şarkî)
Kara Ağac’a Kara Ağac-i Gölhisar’daki
Germiyanoğulları’ya savaşa tutuşan
Afşar Beyi Kara Ağac’ın etkili mücadelesine istinaden verilmiştir.
Kara Ağac’ın teşkilât yapılanması
salnamelerde iki bölümde ele alınmıştır. Kazâya dair kayıdların ilk
bölümünde “Meclis-i İdare Reis
Kaymakam Süleyman Rüşdi Efendi
uhdesinde misalen Azâ-i Tabiiyye
olarak Azâ Süleyman Ağa, Hacı
Hamdi Ağa, Hacı Halil Ağa ve Mal ve
Tahrirat Kâtibi olmak üzere 4 üye,
Reis Naib’in uhdesinde ise Meclis-i
Deavi; Mümeyyizan Hacı Mustafa
Ağa, Muhammed Derviş Efendi, Abdi
Ağa, Kâtib Şerif Efendi ve Sandık
Emini Beyazud Efendi’den müteşekkil
kadrosu bulunmaktadır. Salnamenin
sonunda da Maa Yavice-i İrle Nâhiyesi
Zabıta Memuru Azmi Efendi” şeklinde
bir tablo yer almaktadır.
Bugünkü birimlere bakıldığında Şarkî
Kara Ağac’da; İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğü,
Nüfus
Müdürlüğü,
Emniyet Müdürlüğü, Gıda Tarım ve
Hayvancılık Müdürlüğü, İlçe Özel
İdare Müdürlüğü, Sağlık Gurub
Başkanlığı ve Mal müdürlüğü olarak
gördüğümüz teşkilât, 1869 tarihlerinde
daha ziyade çok geniş bir kadroya
sahibtir. 1869 tarihinden itibaren Kara
Ağac’da görev alan kaymakam,
müdür ve memur kesiminin dâhil
olduğu birimler:
Kaymakamlık, Naiblik, Müftilik, Mal
ve Tahrirat Müdürlüğü, Mümeyyizan,
Sandık Emini, Sandık Emini Kâtibi,
Tahrirat ve Meclis İdare Kâtibi, Zabıta
Müdürü, Müfetdis, Tapu Kâtibi,
Telgraf Memuru, Vukuat Kâtibi,
Ambar Memuru, Evkaf vekili, Evrak
Memuru, Ser Tahsildar, Nüfus
Müdürü, İaşarat ve Ağnam İdaresi
Müdürü, Tahrir ve Vergu Kâtibi,
Orman Memuru,Tahrir ve YarguKâtibi,
Başkâtib,
Menafi
Komisyonu
Muhakeme-i Şeriyye Kâtibi, ülâzim,
Muhasib Kâtibi, Mukulat Tahriri,
Muallim-i Evel, Muallim-i Sâni, Vukuat
Mualli, Yüzbaşı, İcra Mübaşiri, Doktor,
Telgraf ve Posta Memuru, Şeriye
Kâtibi, Nüfus Kâtibi, Mektebi Rüşdi
Muallimi’nden ibarettir.
Devam edecek
5
Denemekten, Çabalamaktan Yorulup Cesaretin Kırıldığında
Bil ki; ALLAH Ne Kadar Uğraştığını Görüyor.
Yıl:6 Sayı:59 Ağustos 2014
ŞARKİKARAAĞAÇ’TAKİ
TÜRBELER Em.Albay İsmail
Hemşehrimiz
Emekli Öğretmen
Merhume A h m e t
A CAR’ı
Kaybetmiş olan kederli
ailesine sabır,Merhuma
Cenab-ı Hak’tan Rahmet
dileriz.
Şarkikaraağaç’lıma
ISPARTAM
BAŞSAĞLIĞI
Hemşehrimiz
Mehmet KAYAN’ın eşi
Muhsin KAYAN’ın Annesi
Feride
KAYA N’I
Merhume
Kaybetmiş olan kederli
ailesine sabır,Merhuma
Cenab-ı Hak’tan Rahmet
dileriz.
Şarkikaraağaç’lıma
ISPARTAM
SÖZ’ün
ÖZ’ü
haline getirmişler
veya gelmesine
sebep
olmuşlardır.
ÖZGÜMÜŞ
(Camii kebirin
1281, Yıkılan
D oğru dürüst türbeleri olmasa da
Karaağacımızda yedi tane yatır
mevcuttur.
Asırlardır kulaktan kulağa söylenegelen menkıbelerle bu şahsi yetlerle
manevi bir irtibat kurulmuş, manevi
değer verilmiş, dua ihtiyacını duyan
hemşerilerimiz duasını önce kendi
adına, sonra ziyaretinde bulunduğu
O yatır ve peygamber efendimiz
yüzü suyu hürmetine Allah’tan talep
etmişlerdir.
Kendisinin günahkâr olduğuna,
Allah’tan bir şey talep etmeye yüzü
olmadığını zanneden insanımız O
yatır hakkında
duydukları değişik menkıbelerle, o
iman ehli, hak yanında hatırı
olduğunu zannettikleri kulun manevi
desteğini arzulamışlardır. Bu gelenek
Anadolu’muzun, hatta bütün İslam
âleminin pek çok yerinde mevcuttur.
Dahası da var; Müslüman olmayan
diğer dinlerde de mevcuttur.
İstanbul’un fethinden önce
Hıristiyanların Hz. Eba-Eyyub ElEnsari’nin kabrinde yağmur duası
yaptıkları ve her dua töreni sonunda
yağmurun yağdığı değişik kaynaklarda zikredilen bir vakıadır.
Hemşerilerimiz, duaları zaman
içerisinde gerçekleşse de gerçekleşmese de hiçbir aşırılıkta bulunmamış, haline şükretmiş ve sabretmiştir.
Bizim türbelerimizde bizim insanımız dinimize ve insan
mantığın aykırı hiç bir harekette bulunmamış, kabir
ziyareti olarak oradaki yatırın ruhuna Fatihalar ve
Yasin-i şerifler kıraat etmişlerdir. Türbe etrafında dönmek, türbeye el-yüz sürmek gibi benzer davranışlarda
bulunmamışlardır. Yalnız şunu hatırlıyorum, mahallemizdeki Pürçüklü Dede’yi ziyaret edenler beraberlerinde
getirdikleri bir küçük bez parçasını mezar başında bulunan asırlık söğüt ağacının dalına bağlarlardı. Bunun da
nedeni, kendilerinin daha önce burayı ziyaret ettiklerini
belirlemek olsa gerek…
Bildiğim ve araştırabildiğim kadarı ile memleketimizdeki
bu yedi yatıra uzun ömürlü, görkemli bir türbe yapılmamış, mezarlıklarda veya bulundukları hanelerin altında temiz ve mütevazı kabirlerinde bu güne kadar
gelebilmiş desem de şu anda en sahipsiz durumlarını
yaşamaktadırlar. Nedenlerini aşağıda yatırlardan tek
tek bahsederken izah edeceğim.
Tamamı on üçüncü asırda Horasan ve civarından gelip
Anadolu’nun Türkleşmesine ve İslamlaşmasına büyük
katkıda bulunan Mevlana-Yunus Emre-Hacı Bektaş-ı
Velî-Hacı Bayram-ı Velî’nin çağdaşı olan bu Anadolu
erenleri, coğrafî konumu ile merkezi bir yer olan
Karaağacımıza yerleşmişler ve bu yöreyi (Zühdü Ef.nin
tabiri ile) bir Aksakallar diyarı ve medreseler şehri
BAŞSAĞLIĞI
Dün çimen ayaklarımın altında idi. Şimdi üstümde bitiyor!
Görüyor musun? Toprak günahlardan başka her şeyi örtüyor..
Ramazan ÖZOĞUL
Egitimci-Yazar
Pürçüklü Dede hazretleri
Selçuklu hamamımızın yapılış tarihinin Camii Kebirden
85 yıl sonra olduğu düşünülürse Karaağacımızın bin
yıla yakın bir Türk İslam geçmişine sahip olduğu tarihi
bir gerçektir) {Karaağaç’ın Bilinmeyen değerleri Shf.1831} Anadolu’muzda ve İslam inancında üçler- yediler,
kırklar gibi sayıların nasıl manevî bir değeri var ise
bizim yatırlarımızın da sayısı yedi tanedir. Bunlar:
1- Şeyh Menteş hazretleri { Sebze pazarındavaktiyle Şeyh Menteş kabristanı girişinde}
2-Pürçüklü Dede hazretleri {Alcıklar mah.de
Vaktiyle Pürçüklü mezarlığı girişinde}
3-Karaca Dede hazretleri {Ağalar mezarlığında,
Kerametli Mustafa Ef. yanında}
4- Eren Dede hazretleri{Kızıldağ Büyük sivri batısından başlayan sırt başlangıcında}
5-Tantan Dede hazretleri {Hamam sokağı
başlangıcında Bld. Hamamı yakınında}
6-Sıtma Dede-Şifa Dede Hz. {Orta mah.de Şepitçilerin evinin güneyinde}
7-Arap Dede hazretleri { Suvar yolu- Suvar köprüsü
güneyinde}
Devamı gelecek sayımızda
BAŞSAĞLIĞI
Hemşehrimiz
Kör Tefiklerden
Ali TOSUN eşi
Ercan TOSUN annesi
Merhume
H acer
TOSUN ’u
Kaybetmiş olan kederli
ailesine sabır,Merhuma
Cenab-ı Hak’tan Rahmet
dileriz.
Şarkikaraağaç’lıma
ISPARTAM
BAŞSAĞLIĞI
Hemşehrimiz
Osman KARAHAN’ın eşi
Merhum M ü ş e r r e f
KARAH AN’ı
kaybetmiş olan kederli
ailesine sabır,Merhuma
Cenab-ı Hak’tan Rahmet
dileriz.
Şarkikaraağaç’lıma
ISPARTAM
HEDEFLERİ
HAYAL
ETMEK
I
Hepimiz birlikte yaşadığımız bu
toplumun bir parçasıyız. Yaptıklarımız ve
söylediklerimiz birbirimizi ne kadar çok
etkiliyorsa hayallerimiz de o kadar etkili
yor. Hepimizin hayalleri var.Bazılarımız
umutla beklerken bazılarımız umutsuzca
olmayacağını düşünüyor. Umutsuzluğa
kapılıyoruz ,nedeni , yaşadığımız şehrin
hayallerimizin gerçekleşmesi için müsait
olamadığından mı ,yoksa kendimizde
hayallerimizin gerçekleşmesinde
aradığımız cesur davranışı bulamadığı
mızdan mı ?
Düzenli bir şekilde sade ve doğal
olmak üzere ideallerimizi koruyarak
yaşamak, bizi hayallerimize bir adım
daha yaklaştırır. Hayallerimizin gerçekleşmesi olması için ne yapabiliriz, nasıl
bir yol çizmeliyiz, bizim için yararlı ve
önemli olan ,bu hayal çevremizdekiler
için ne kadar önemli ? Ailemiz ve
çevremizle iç içe yaşadığımız ortamda
kurduğumuz hayalin gerçekleştiğinde
kimselerin zarar görmeyeceğinden emin
olmalıyız ki destek alabilelim. Peki
toplum bize ne kadar destek olabilir,
bizim için neler yapabilir diye düşünelim.
Hayal ettiğiniz her şeyi ,anında yerine
getirebilecek olan bir müessese kursanız
ve sizin tüm hayallerinizi, hayal ettiğiniz
anda gerçekleştirse ,sizde hiçbir engel
ile karşılaşmadan her şeyi mükemmel
yaşamış olsanız ne kadar güzel olur
değimli .? Ama ;hayalimizi gerçekleştir
me yolunda illa ki karşımıza engeller
çıkacaktır. Bu engeller ,çok güvendiğiniz
kaynaklardan da gelebilir,hiç işiniz
olmayan, gök gürültülerinden de gelebilir.
Engelleri tek başımıza aşamayız, bunun
için yaşadığınız alan için hayal kurarken
,hayallerinizin içinde size problem
çıkartabilecek vasatları mutlaka ,sinek
misali ,bir yerlerinizde taşımanız gerekir
ki,olmadık yerde gelip burnunuza
konmasınlar.
Gerçekleşmeyen hayallerinden kaçan
insanlar mutsuz insanlardır. Çözüm yolu
nu kaçışta arayan hiçbir problem sahibi
zora geldiği zaman tercih etmiş olduğu
bu çözüm modelini ,mutlaka ilk hayalinin
problemini çözemediğinde kaçtığı gibi
ikinci ve üçüncüsünde de kaçış yöntemini seçecektir. Dünya da rahat yoktur
felsefesi ile yaşamayı kendine ilke edinen insan mutlaka hayallerindeki hedeflere doğru yolları seçerek ulaşır.
BAŞSAĞLIĞI
Hemşehrimiz
Değerli Yazarımız
Bekir YALÇINKAYA Dünürü
Ahm et
YI LDIRIM’ı
Merhum
kaybetmiş olan kederli
ailesine sabır,Merhuma
Cenab-ı Hak’tan Rahmet
dileriz.
Şarkikaraağaç’lıma
ISPARTAM
BAŞSAĞLIĞI
Hemşehrimiz
Abdullah
Y ÖRÜK’ü
Merhum
Kaybetmiş olan kederli
ailesine sabır,Merhuma
Cenab-ı Hak’tan Rahmet
dileriz.
Şarkikaraağaç’lıma
ISPARTAM
6
İstediğin kadar inançlym de namaz kl, sadaka ver.
Umut verip, güven aşlayp da yaryolda braktğn
insann gönül sadakasn her iki dünyada da veremezsin.
Y ıl :6 S ay ı :59 A ğu st os 2 01 4
GURUR DUYDUKLARIMIZ
DEĞERLİ OKUYUCULARIMIZ...
Hizmetleriyle Memleketimize ve ülkemize faydalı olmuş İlçemizin yetiştirdiği büyüklerimizi burada sizlere
tanıtacak ve hatırlatacağız.Bu kişiler için şimdiden aramızda olmayanları Rahmetle, aramızda olanları ise
şükranla ve saygıyla anıyoruz…..
Turan ERDEM
BU AY’Kİ DEĞERİMİZ : Tuğgeneral
Merhum
HAYATI
Turan Erdem,1930 yılında
Şarkikaraağaç İlçesi’nde Annesi Ganime
Hanım, babası; Kurtuluş Savaşı Gazisi
Eyup Hilmi Bey’dir .Babası Eyup Hilmi
Bey’in memuriyet görevi nedeniyle
(Kaymakamlıklarda Tahririat Katipliği) İlk
ve Orta Okulu Isparta’nın çeşitli kazalarında okuyarak tamamlamıştır. Daha sonra
Askeri Lise sınavlarına girmiş, 1947 senesi
itibariyle Kuleli Askeri Lisesi’ni kazanmış,
sonrasında Kara Harp Okulu’na devam
etmiş ve 1954 senesinde bu okuldan
mezun olarak Orduya katılmıştır.
İlk görev yeri Çankırı’dır. Sonra şark
hizmeti için Erzurum’un Uzunahmet
Köyü’ne gitmiştir. Üsteğmen Turan
Erdem, memleketine dönerek görev
yapma şansını elde etmiş, Isparta/Eğridir
Dağ ve Komando Okulu’na tayin edilmiştir.
Okulda verilen yaz dağcılığı, kış
dağcılığı,derin su dalma, paraşütle atlama
gerilla kursu eğitimlerini uygulamalı olarak;
konusuna göre Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bulunarak tamamlamıştır. Buradaki
görevi sırasında Antalya’da Amerikan
ordusuyla ortaklaşa düzenlenen “Özel
Kuvvetler” (Special Forces) kursuna da
devam etmiş, bu kursu üstün başarı ile
bitirmiştir.
Kars’ın Sarıkamış İlçesi’ne gitmiştir.
Burada görevine devam ederken Eşi Yücel Hanım’la
tanışarak 1964 yılında dünya evine girmiştir. Şark hizmetine
Buradaki hizmet süresinin bitiminde Yüzbaşı rütbesiyle
1966 yılında mücahit olarak Kıbrıs’a tayin edilmiştir.
İzmit/Seğmen 70. Piyade Alayı’ndaki Karargah Komutanlığı
,İzmit’teki bu görevlerini müteakip !970 yılında Ankara Dağ
ve Komando Okulu Tugayın Ankara’dan Kayseri’ye nakli ile
Kayseri Zincidere Tugayı’nda Tabur Komutanlığı, Tugayın,
Komando ve Paraşüt Birimlerine ayrılmasıyla kendi taburunu kurarak 3. Paraşüt Tabur Komutanlığı görevini üslenmiş Kurduğu bu taburla da 1974 yılında Kıbrıs Barış
Harekatına katılmıştır.
ERDEM Paşanın Tugayı ve taburu Kıbrıs’a ilk atlayan birlikler içerisindedir. Çok zorlu şartlarda yaşanan Harekat
sırasında tugay komutanına, Beş parmak Dağlarından düşmana karşı kazanılan ilk zafer müjdesini o ve hepsi ayrı ayrı
kahraman olan silah arkadaşları vermiştir. Kıbrıs’taki
başarılarını, zamanın tugay komutanı (Sabri
Evren Paşa) daima taktirle anmış bu hatıraları
onun çocuklarıyla da paylaşmıştır. Hala bazı
Kıbrıslı vatandaşlarımız bu anıları paylaşır ve
Türk Ordusunun bu şerefli subay/subaylarından
sitayişle bahseder. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de
bu harekattaki hizmetlerinden dolayı kendisini
altın madalya ile onurlandırmıştır. “Binbaşı” olarak
gittiği Harekattan rütbesi yükseltilerek “Yarbay”
olarak geri dönmüştür. Daha sonra Harekat
sırasındaki hatıralarını yazıyla da belgelemiş ve
“Kıbrıs Barış Harekatı’nda 3. Paraşüt Taburu”
isimli bir kitabı da yayınlanmıştır.(BU YAZI DİZİSİ
HALEN GAZETEMİZDE DEVAM ETMEKTEDİR)
Kıbrıs dönüşünden sonra iki sene daha Kayseri
Komando Tugauında görevine devam ettikten
sonra 1976 senesi itibariyle 3. kez şark hizmetine
çağırılmış, Erzincan’da 5 yıl süreyle İstihbarat
Grup Komutan’ı olarak görev yapmış ve “Albay”
rütbesine yükselmiştir. 12 Eylül 1980 süreci bu
şehirde yaşanmaya başlamıştır.
1981 Yılı, Albay Turan Erdem’in İzmir-Menemen
212. Piyade Er Eğitim Alayı’na “Alay Komutanı”
olarak atandığı ve göreve başladığı yıldır. O yıllarda üç beş derme çatma barakadan ibaret olan
“Menemen Er Eğitim Alayı”nı içinde; çalışan er,
erbaş, subay , astsubay ve onların yakınlarının
her türlü ihtiyacına yönelik hizmet veren, üstelik
çevreci unsurları asla göz ardı etmeyerek
yemyeşil güzellikleri de bünyesinde barındıran
mükemmel bir garnizon haline getirmiştir.
Menemen’deki görevinden sonra 1983 senesi
itibariyle bir ay kadar Ege Ordu Komutanlığında çalışmış,
ancak daha sonra Tugay Komutan Yardımcısı olarak tekrar
Kayseri Zincidere Paraşüt Tugayına tayin edilmiştir.
Kayseri’de bir sene kadar görev yaptıktan sonra İzmir’de
çalışan öğretmen eşi ve tahsilleri devam eden çocukları
dolayısıyla İzmir’e tayinini isteyerek tekrar Ege Ordu
Komutanlığında göreve başlamıştır. Buradaki görevi sırasında Ordu onu gecikmeli de olsa çalışmalarını yadsıyamayan
değerli komutanlar sayesinde Tuğgeneralliğe terfi ettirmiştir
ve “Tugay” kurmak üzere Hakkari’ye göndermiştir. Oradaki
görevi sırasında hem terörle mücadele etmiş hem bölge
halkına hizmet götürmüş, hem de tugayın kurulması çalış
SIZLERDEN GELENLER/ANILAR
Hertürlü resimleriniz için adresimiz “
ispartamgazetesi32@hotmail.com “
Nursel NALBANTOĞLU
D r. M ehm et K AR A T A Ş
Av.Gülay ARIKAN
Dr.Erhan TURGUT
5
Büyüklere saygı, küçüklere şefkat
göstermeyenler, bizden değildir.
(Hadis-i şerif)
malarını sürdürmüştür. Yani hep zor görevlerin adamı
olmuştur. Daha sonra hatıralarını anlattığında bu zamanları,
harp görmüş olmasına rağmen ruhen ve bedenen en çok
yıprandığı zamanlar olarak anlatmıştır. Buradaki görevi
sırasında bölgede alınması gereken tedbirlerle ilgili olarak
üstleri ve devlet erkanı ile fikren ayrılığa düştüğünden,
Ankara’da K.K.K. Denetleme ve Değerlendirme Dairesi
Başkan Yardımcılığı görevine getirilmiştir. 1990 yılında da
buradaki görevini tamamlayarak eşi ile beraber aldıkları
karar neticesinde Türk Ordusundan emekli olmuştur. Emekli
olduktan sonra eşi ve çocuklarıyla İzmir’de yaşarken vefat
etti.
MÜCAHİDE (54’lülere)
Biz mücahidiz, 54’lüyüz
Eski tüfekleriz
Birimiz hepimiz
Hepimiz birimiz için yaşarız.
Güneşe benzeriz
Batarız
Vakti gelince
Yeniden doğarız
Varsın ağarsın saçlarımız
İçimizden bir kaçımız gidelim bir ülkeye
İstersek,
Vallahi,
Devlet kurarız.
1952 senesinde Ankara’daki bütün
helvacılar birleşip HELŞEK diye, bir
helva şirketi kurdular. O şirkete kuruluş sözleşmesine önemli bir madde
koymuşlar ve o maddede diyor ki;
“Ankara’da bu HELŞEK ortaklığı
varken ortaklar başka bir helvacılık
imalatı yapamaz. Helva ancak bu şirketten alınıp, satılabilir.” Babamın da
helva yapma ustalığı vardı ve aynı
zamanda bu şirkete de ortaktı. Babam
orada 1-2 sene ustabaşı olarak çalıştı.
Çok iyi bir usta olduğu için onun yaptığı helvalar kapışılırdı. Fakat bu şirkette çok başlılık olduğundan başarılı
bir ortam oluşturulamadı.
Bu arada ben ufak yaşlarda (12-13
gibi) tezgâha girdim, çalıştım.
Sonrasında babam beni tanıdığı helvacılara soktu ve ben başka helvacılarda çalıştım. Bunun üzerine ben
babama; “Niye beni başka helvacılarda çalıştırıyorsun? Niye elaleme teslim ediyorsun? ” diye kızıyordum.
Ama bunu benim daha iyi yetişmem
için yaptığını sonradan anladım.
HELŞEK’in aldığı bu karar üzerine
Ankara’da başka bir yerde çalışamadı.
Babam 1954’te İstanbul’da bir ortaklık
işine girdi. Şu anki Eminönü
Sabunhane Sokak’ta Akfa Hanı’nın ve
Hacışakir’in olduğu yere bir dükkân
açtılar. Ancak babamın ortağının
parası yokmuş. Bunun için de işletme
yi iyi işletememişler. Ancak 5-6 ay
kadar kaldılar ve daha fazla işi
yürütemediler.
Babamın, Eskişehir’de tanıdıkları
vardı. Özellikle turşuculuk ve helvacılık yapan tanıdıkları falan vardı.
İstanbul’da yaşanan bu deneyimden
sonra Eskişehir’deki tanıdıkları babama “Sen gel Eskişehir’e. Burasını
daha önceden de biliyorsun, babanın
çok başarılar elde ettiği bir yer, gel
burada çalış” demişler. Bunun üzerine 1955 senesinde Eskişehir’e geldik.
Devam edecek....
7
HATIRALAR
Yıl:6 Sayı:59 Ağustos 2014
Dr.Sadettin BİLGİÇ
Geçen sayıdan devam
Silahı Kuvvetler Birliği Sahnede
II Bölüm
Namaz kılma k için ünivers ite iç eris in de e lde
e dilen bir metreka re, ünivers ite dışında e lde edile n
ç ok g eniş mek anda n dah a ha yırlıdır.
Dr.Sadettin Bilgiç,bilhassa 27 Mayıs sonrasının burhanlı günlerinde
Türk politika hayatında büyük rol oynamış bir insandır,zaten 27 Mayıs
burhanını, ondan az olmayan diğer burhanlar 12 Mart ve 12 Eylül hareketleri de takip etmiştir.Bütün bu çalkantılarda Dr Sadettin Bilgiç hadiselerin
tam ortasında ve bir çok kere de sorumlu bakan olarak üzerinde
bulunmuştur.
Bu bakımdan bu hatıralar sadece Türk siyasi hayatının bir kanadının
değil bütününün panoramasıdır.Ayrıca yetişmesi ve memleket hakkında
verdiği bilgiler de bu günkü nesillere”dün’ü ve dünün şartlarını en ibretli bir
tarzda vermektedir.
Askeri Cunta(Türk Silahlı Kuvvetler Birliği) ise, 21 Ekim
1961 günü saat 14.30’da toplanmış, Milli Birlik Komitesi
tarafından oluşturulan Kurucu Meclis’in yapmış olduğu ve
halk oylamasından geçmiş, Resmi Gazete’de yayınlanmış Anayasa’ya ve Seçim Kanunları’na dayanarak kendi
hükümetinin zamanı ve idaresinde yapılmış seçime rağmen, duruma müdahale etmek için aşağıdaki kararlar
alınmıştır:
“1. TSK, 15 Ekim 1961 günü yapılmış olan seçimlerden sonra gelecek yeni TBMM toplanmadan evvel fiilen
duruma müdahale edecektir.
2.
İhtilali milletin hakiki ve ehliyetli mümessillerine
tevdi edecektir.
3.
Bütün siyasi partiler siyasetten men edilecek, seçim
neticeleri ile Milli Birlik Komitesi feshedilecektir.
4.
Bu kararın tatbiki 25 Ekim 1961’den sonraki bir
güne tehir edilmeyecektir.
5.
İşbu zabıt varakası üç nüsha tanzim edilmiş ve
bütün üyeler tarafından imza edilmiştir.
21 Ekim 1961, saat:18.00”
Bu cuntada kimler vardı?
Generaller: Korgeneral Refik Tulga, Tümgeneral Fikret
Esen, Tümgeneral Rafet Ürgenalp, Tümamiral Bahattin
Özülker, Tuğgeneral Faruk Gürler, Tümamiral Celal
Eyiceoğlu, Tuğgeneral Yusuf Alpansu, Tuğgeneral Faruk
Güvertürk, Tuğamiral Kemal Kayacan, Tuğgeneral
Muhsin Batur, Tuğamiral İsmail Aktulga.
Albaylar: Behçet Özdemir, Doğan Özgöçmen, Suat
Aktulga, Namık Kemal Ersun, Burhan Hüroğlu, Halim
Kural,Recai Baturalp, Mehmet Bora, Emin Aytekin, Vecihi
Akın, Ferit Erdoğan, Necati İşcan, Turan Çağlar, Fikret
Köknar, Rıfat Eranulu, Cemal Baykan, Cemal Öcal,
Bülent Tarkan, Zarif Çetindağ, Celal Urgan, Bedrettin
Demirel, Vahit Gürkan, Şerafettin Olcay, Emin Alpkaya,
Ahmet Germez, Necati Ogan, Talat Aydemir, Talat Turan.
Bu cunta kadrosunda sağ kalan general ve albayların
hepsi AP’si döneminde Ahmet Topaloğlu’nun Milli
Savunma Bakanı ve Demirel’in Başbakanlığı döneminde
kor ve orgeneralliğe terfi ettiler. Muhsin Batur,Faruk
Gürler, Celal Eyiceoğlu, ve Kemal Kayacan kuvvet komutanlığına kadar yükselerek, 12 Mart müdahalesini
düzenleyen kadro içerisinde, hatta önünde yeraldılar.
Biz Kurucu Meclis’in hazırladığı Anayasa çerçevesinde
neler yapabileceğimizi düşünmeye ve kararlaştırmaya
çalışırken, askeri cunta yukarıdaki kararları almakta ve
müdahale hazırlıkları yapmaktaydı. Milli irade ile ortaya
çıkan tabloyu benimsemeyecekler, memleketi ve milleti
kendilerine göre “liyakatli ve ehliyetli hakiki sahiplerine”
tevdi eeceklerdi!.Milli Birlik Komitesi tarafından oluşturulan Kurucu Meclis yaptığı Anayasa ve Seçim
Kanunları’na dayanılarak yapılan ve kendi hükümetlerinin
mişti.Bunun nasıl ibra olduğu ortadaydı.
Devamı gelecek sayıda
Hazırlayan:
Yrd.Doç.Selim H.ÖZKAN
den kalma bir hamam vardır. Bu hamam harabe
şekildedir.Köyde köylüler tarafından tarihi eser veya
eski yer olarak adlandırılan “in dibek” denilen bir
yer bulunmaktadır.Köyün nüfusu 326’dır.Köyde
piknik alanı olarak kullanılan birde pınar bulunmakArmutlu:
tadır.
Köyün ilçe merkezine uzaklığı 15km’dir.Köy düz bir
Köyde tarımcılık ve hayvancılık yapılmaktadır.
ova üzerindedir.Son yıllarda Beyşehir gölünün çekil Tarım alanlarının elverişli olmasına rağmen suyun
mesi ile tarım arazisi genişlemiş köyde tahıl ve pan- az olmasından dolayı kuru tarım daha fazladır.
car üretimi artmıştır.Sulamanın da köyden geçmesi
ile verim biraz daha kaliteli hale gelmiştir.Köyün
nüfusu 162 kişidir.
Aslandoğmuş:
Köyün ismi rivayetlere göre, Oğuz boylarının ilk
yerleşmeye başladığı zamanda ilk yerleşenlerin hep
kızları olmakta imiş, yeni evlenen birisinin bir erkeği
olması üzerine bir aslanım oldu demesi üzerine
köyün ismi Aslandoğmuş olarak kalmıştır.Köyün il
çeye uzaklığı 9 km’dir.Köyde selçuklular dönemin
3.Köyler
İZLE RİNDE N
Bekir YALÇINKAYA
ŞARKİKARAAĞAÇ’lı ŞEHİDLER
DOSYASI X
952-İmamoğulları’ndan Veli oğlu Er
Mehmet Emin-Beyköy İstiklâl Savaşı
Garp Cephesi
Ölüm Yeri: Meydan-ı Harbde Ölüm
Tarihi: 26/10/1338
966-Akçasazlıoğulları’ndan Mustafa
oğlu Er İsmail-Çarıksaraylar Birinci
Dünya Savaşı Galiçya Cephesi Ölüm
Yeri: Dobruca Muharebesi Ölüm Tarihi:
13/08/1332
967-Abakoğulları’ndan Güzel Mehmet
oğlu Er Mehmet-Karayaka Birinci
Dünya Savaşı Irak Cephes Ölüm Yeri:
Bağdat Cephesi Ölüm Tarihi:
00/09/1334
969-Hacı Mahmut oğullarından Mahmut
oğlu Er Abdullah-Salur Birinci Dünya
Savaşı Çanakkale Cephesi Ölüm Yeri:
Milas Revir Hastahanesi Ölüm Tarihi:
28/06/1332
1021-Göz’lerden Şems oğlu Er
Hüseyin-Şarkikaraağaç İstiklâl Savaşı
Garp Cephesi Ölüm Yeri: 2.İnönü
Harbinde Ölüm Tarihi: 28/05/1337
1023-Mehmet oğlu Er AhmetŞarkikaraağaç İstiklâl Savaşı Garp
Cephesi Ölüm Yeri: Bilinmiyor Ölüm
Tarihi: 16/07/1337
1026-Nebioğulları’ndan Ramazan oğlu
Veli-Şarkikaraağaç İç İsyanlar Ölüm
Yeri: Zafar'da Ölüm Tarihi: 07/03/1310
1029-Baba adı ve lâkabı meçhul
Süleyman Efendi-Şarkikaraağaç
Osmanlı Rus savaşı Ölüm Yeri:
bizzat idare ettiği seçimle ortaya çıkan tablo, milletin haki- Bilinmiyor Ölüm Tarihi: 11/07/1293
ki ve liyakatli temsilcisi olmayacak da hangi kadrolar ola- 1033-Recep oğlu Piyade Er YusufŞarkikaraağaç Birinci Dünya Savaşı
caktı?
Çanakkale Cephesi
Anayasa’nın açık hükümlerine rağmen, Meclis çatısı
Ölüm Yeri: Seddülbahir Muharebesi
altında verdikleri oydan ve yaptıkları konuşmalardan
Ölüm Tarihi: 22/03/1331
dolayı millet vekilleri özel bir mahkeme tarafından
1034-Çolak Oğulları’ndan İbrahim oğlu
Er Mevlüt-BeyköyBirinci Dünya Savaşı
mahküm edilmişlerdi. Bu mahkeme, ‘’Sizi buraya tıkan
Çanakkale Cephesi Ölüm Yeri:
kuvvet böyle istiyor’’ diyebilmişti. Bununla da
Kerevizderesi Civarında Ölüm Tarihi:
yetinilmemiş, DP’lilerin akraba ve yakınları ile
15/02/1331
1058-Baloğulları’ndan Hüseyin oğlu Er
avukatlarının siyasi haklarının ellerinden alınması gerek- Mustafa-Şarkikaraağaç İstiklâl Savaşı
tiği şeklinde fetvalar verilmiş, makaleler yazılmıştı.
Garp Cephesi
12 Eylül 1980 hareketi de bu mantıkla düzenlenmiş Ölüm Yeri: 2.İnönü Harbinde Ölüm
kapattığı partilerin mensuplarına yasaklar koymakla yetin- Tarihi: 30/05/1337
1074-Şabanoğulları’ndan Mehmet oğlu
memiş, siyasetçilerin yakınlarına ve akrabaları ile parti
Piyade Er Halil-Şarkikaraağaç Birinci
lere kayıtlı vatandaşlara ‘’ veto’’ uygulanmış ve kurulan
Dünya Savaşı Çanakkale Cephesi Ölüm
siyasi partileri Anayasa dışı yollarla kapatmıştı. Bunun
Yeri: Mestantepe Muharebesinde Ölüm
adına da, ‘’ Anayasa oylaması ile millet bizi ibra etti’’ den- Tarihi: 28/05/1331
ŞARKİKARAAĞAÇ’A BAKIŞ
Gecen sayıdan devam
MA ZİNİN
Devamı gelecek sayımızda
Genişletilmiş ve Gözden
Geçirilmiş 2. BASKI
Isparta 2005
Aşağıdinek:
Köyün şehre uzaklığı 9 km’dir.Dinekte Isparta
Ulucami benzeri Kutlubey’in yaptırdığı bir cami
mevcuttur.Köyde toprak yüzeyli top sahası bulunmaktadır.Köyün nüfusu 607’dir.
Köy halkı genellikle bahçe tarımı ile
uğraşır.Arazinin engebeli olması tarım alanlarını
kısıtlamaktadır.
:
.......................................................Devamı gelecek sayımızda
Genel Yayýn Yönetmeni
Ýbrahim YILDIZ
Yýl:6 sayı:59 Ağustos 2014
Þarkikaraaðaçlýlar Dayanýþma
Derneði Adýna Kurucusu
Þükrü B.KAPLAN
Sorumlu Yazýiþleri Müdürü
Sabit K. ALPARSLAN
Nostalji
Haber Müdürü
Grafik Tasarým Haber
Ebru ARAPOÐLU
Banu YURTÇU
Adres: Bahçelievler Mahallesi Yeni Otogar No: 7
ISPARTA
Baský: İhlas Gazetecilik A.Ş
Havalimanı yolu No:38 ANTALYA
Tel:0 242 340 50 40 Fax:0 242 340 43 82
e-mail:ispartamgazetesi 32@hotmail.com
Mustafa SİLLELİ
Genel Koordinatör
Fahri KÖKSAL
ŞARKİKARAAĞAÇ TARİHİNDEN
BİR YAPRAK
Ispartam gazetesi aylýk süreli yayýndýr. Basýn meslek ilkelerine uymaya
söz vermiþtir. Köþe yazýlarýndan yazarlarý sorumludurlar.
Hazırlayan
ve
Derleyen
Abdurrahman ÇAĞIRICI
İSMAİL SİLLELİ1924-12.ŞUBAT.1985
ALİ SİLLELİ
1929-17.0CAK.1976
M et i n SA R IOĞ LU
İbretlik olaylar
Adamın biri, gözleri görmeyen bi
dervişin evine misafir olmuştu. Evde
,rahlenin üzerinde bir Kur’an olduğu
.nu gördü ve hayret etti Çünkü,derviş
.yalnız yaşıyordu, âmâ idi ve evde
.kendisinden başka kimse bulunmu
yordu.
Üzerinde durmadı ve sebebini de
sormadı. Fakat merak etmedi de
değil. Gece yarısı olduğu zaman
Kur’an sesiyle uyandı. Baktı ki,âmâ
olduğu için gözleri görmeyen ev
sahibi rahlenin başına geçmiş
Kur’an okuyor. Öyle ki, okuduğu yerleri parmağıyla da takip ediyordu. Dayanamayarak sordu:
- Sen, gözleri görmeyen bir adamsın. Nasıl oluyor da Kur’an’a
bakarak okuyabiliyorsun? Üstelik parmağınla da takip ediyorsun.
Derviş cevap verdi:
- Allah isterse her şey olur. Ben Kur’an okumayı çok seviyorum.
Fakat gözlerim görmüyor. Allah’a dua ettim. “Ya Rabbi, Kur’an
okurken benim gözlerimi aç ki Kur’anı elime alıp okuyabileyim”
dedim. Allah benim bu duamı kabul buyurdu. Ne zaman okumak
için Kur’an’ın başına oturursam gözlerim açılır ve ben Kur’an’a
bakarak okurum.
A Y’ n F o togr af AY’ n Karü katürü
Biliyormusunuz ?
Bunu
GÜZEL SÖZ
“
Atatürk’ün yaptıkları insanoğlunun kolay
kolay yapabileceği şeylerden değildir.
O; büsbütün başka bir insandı.”
(El-Mısri Gazetesi, Mısır, 11 Kasım 1938)
Dünyadan Atasözleri
Söz kalpten çıkarsa kalbe kadar gider, dilden
çıkarsa kulağı aşamaz.
ARAP ATASOZU
Bildiğimizi zannetmemiz öğrenmemizin en
büyük düşmanıdır.
JAPON ATASÖZÜ
Dünyadan
.. ilginç olaylar
iki tür insan daima açtır. Biri bilimi arayan, diğeri
de parayı
ENDONEZYA ATASÖZÜ
.
New York'ta yaşayan bir psikoloji oğrencisi
kız boş odasını bir marangoza kiralar. Amacı
onunla konuşup, adamın davranışlarini incelemek. Ama iki hafta sonra
marangoz kızı bir balta ile parçalar.......
Ay’ın sözü
Bonn'da iki gosterici, domuzların kesimevi'ne barbarca götürülüp
orada kesilmelerini protesto ederken, domuzların bulunduğu yerin kapıları
kırılır ve 2000 domuz kaçışırken, iki göstericiyi ezerek öldürürler....
Endonezyalı bir terorist postaya bombalı-mektup verir. Posta ücreti
Yüks ek fikirler yüksek
eksik ödendiği için mektup kendisine geri postalanır. Herşeyi unutan terorist
dağlara benzer,
mektubu açınca parçalanarak ölür......
alışkın olmayanları
ürkütür