Sayı 46 - İlköğretim
Transcription
Sayı 46 - İlköğretim
Tunca TOSUN 2C İ L K Ö Ğ R E T İ M MERHABA Sahibi Özel Sezin Okulu Ltd. Şti. adına Gülin Sezin Toroslu Sorumlu Müdür Can Vuran Genel Yayın Yönetmeni Pelin Sezin Sanat Yönetmeni Semra Bolat Editör Yüksel Altıntaş Nigar Tokat Özel Sezin Okulu Ulubatlı Hasan Caddesi No:18 Çekmeköy/İstanbul Telefon: 0216 642 00 10 Faks: 0216 642 00 20 E-Posta: sezin@sezin.k12.tr www.sezin.k12.tr Ofset Hazırlık Özel Sezin Okulu Baskı Promat Basım Yayın San. Tic. A.Ş. E-5 Karayolu üzeri, Haramidere mevkii, İstanbul Telefon: 0212 690 63 63 info@promat.com.tr YEREL SÜRELİ YAYIN Yılda iki kez yayınlanır. Eylül 2011 - Ocak 2012 Sayı: 46 KIŞ 2012 “Küçüktüm, ufacıktım Top oynadım ,acıktım. Yemek yok, dedi, nenem; Bir masal anlatsam dinlesen! Olur, dedim, dinledim. Zengin sofralarda eşsiz yemekler yedim.” Hepimizin yolu bir yerde masallarla buluşmuştur. Bu kez Sezin’de masalların yolu “değerler” ile buluştu. “... Çiftçilerden biri tarlasında çalışırken bitkilerden birinin aniden büyüdüğünü görmüş. Üstelik de o bitkiyi daha iki dakika önce dikmiş. Bunun sıcaktan olduğunu düşünüp gökyüzüne bakmış. Güneş üstlerine geliyormuş. Çiftçi korkmuş ve “Doğruluk Diyarı”nın prensesine gitmiş. Prensese her şeyi anlatmış. Prenses panik olmuş. Hemen diyarın falcısını çağırmış. Falcıya neden güneşin üzerine geldiğini sormuş. Falcı da “Bu bir güneş değil. Yalanlar diyarının prensesi geliyor. Bize de yalancılık bulaştıracak.” demiş. Peki sonra ne mi olmuş? Merak ediyorsanız “Doğruluk ve Dürüstlük Temalı Masal Yarışması”nın birincisi Dila Koçan’ın masalını dergimizde bulabilirsiniz. Hepimizin bildiği , yaşadığı ve gurur duyduğu gibi Sezin değerlerin yaşatıldığı bir yer! Değerleri yaşatmaya önem veren bir iklimde değerli çalışmalar filizleniyor, değerli buluşmalar gerçekleşiyor, değerli başarılar elde ediliyor. En önemlisi herkes, her öğrenci, her birey kendi başarı tarihçesini gerçekleştirme fırsatını buluyor. 21 Aralık günü harika üç yeni yıl konseri dinledik. İkisi gündüz saatlerinde öğrencilerimizin arkadaşlarına verdikleri konserlerdi. Üçüncüsü akşam saatlerinde öğrencilerimizin velilere verdiği bir konserdi. Müziğe gönül veren öğrencilerimizin dinletileri hafta boyu “Müzikli Dakikalar” adlı oda konserleri ile sürdü. Yeni Yıl Müzik etkinliklerinde 101 öğrencimiz dinletilerini sundular. Her biri bir yıldızdı. Bizim için yılın son günlerini pırıltılarla doldurdular. Aralık ayının başında 2387 okulun ve 152030 öğrencinin katıldığı Uluslararası American Mathematics Yarışmasının sonuçlarını aldık: 8. Sınıf öğrencilerimizle katıldığımız yarışmada üç öğrencimiz altın, bir öğrencimiz gümüş ve iki öğrencimiz bronz madalya aldılar. Hemen ardından bir başarı haberi de havuzlardan geldi. Türkiye Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonasında karışık stil 200 m Türkiye 2.si ve 400 m Türkiye 3.sü Sezin’den çıktı. Çok şey var sevgili çocuklar. Aralarından bazılarını seçebildim bağışlayın. Bir giriş yazısına hepsini sığdırmak imkansız. Sezin böyle bir yer. Aralık ayı veli seminerlerindeki konuşmacılarımızdan Prof. Dr. Acar Baltaş dedi ki: “Enerjimizi nereye aktarırsak hayat orada gelişir” Biz, en çok size değer veriyoruz. Enerjimizi her birinizi tanımaya, anlamaya, farklılıklarınızı keşfetmeye aktarıyoruz. Sezin’de hayat sizde yerleşen değerlerde, güçlenen becerilerde, derinleşen bilgilerde, filizlenen başarılarda gelişiyor. Biliyoruz ki her birinizden bu dünyaya katılacak önemli ve değerli bir şey var. Tatilinizi gönlünüzce geçirin ve tatilden kendinize ait yeni bir şey keşfetmiş olarak dönün. Nilgün Binışık Sezin İlköğretim Okulu Müdürü 1 İ L K Ö Ğ R E T İ M Dünya Çocuk Günü Etkinlikleri Her çocuğun oyuncaklarla oynama hakkı vardır! Çocuklar para kazanmak yerine okula gitmelidirler! Dünyayı bize verseler, Neler yaparız, neler Yeni baştan yaratırız, Sevgiyle donatırız Dünyayı bize verseler… Kara, sarı, ak Kızılderili demeden Biz çocuğuz, anlaşırız. Sevgiyi paylaşırız. Gerçek dostluk yaratırız Neler yaparız, neler Dünyayı bize verseler… Bütün dünyayı çiçekle donatırız, Bütün çiçekleri oyuncak yaparız. Güzel bir dünya onları da etkiler, Savaşamaz büyükler. Neler yaparız, neler, Dünyayı bize verseler… Hakkı Özkan 2 1923 yılında İsviçre’nin Cenevre kentinde toplanan kırk ülkenin delegeleri Uluslararası Çocukları Koruma Birliğini kurdular. Bu kuruluş Birleşmiş Milletlerin kurulmasından sonra UNICEF adını aldı. Dünya Çocuk Günü her yıl Ekim ayının ilk pazartesi günü kutlanır. Dünya Çocuk Günü, çocuklar arasında ortak duygular oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesini amaçlar. Bu amacın gerçekleşmesi için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1959 yılında daha iyi bir yaşam ve mutlu bir çocukluk dönemi hedefleri ile Çocuk Hakları Bildirisini yayınlamıştır. Biz de Dünya Çocuk Günü’nü etkinliklerle kutladık. Ana sınıfı öğrencilerimiz çocukların ortak taleplerini içeren pankartlarla okul içinde bir yürüyüş gerçekleştirdikten sonra ilköğretim ve lisedeki bazı sınıflara girerek Dünya Çocuk Günü hakkında bilgi verdiler. Ülkelerindeki savaşlar, afetler, yoksulluk ve terör yüzünden korku, acı ve açlık tehlikesi altında kalan yaşıtlarından söz ettiler. KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M Ana Sınıfı Velileri ile Grup çalışması: Çocuklarımız ve Ebeveyn Tutumları “Bütün o okuduğum kitaplar, makaleler bir yana asıl cevher içimizdeymiş. Bunu öğrettiğiniz için teşekkürler.” Nergis BAYSAL HzC Velisi Özel Sezin Okulu Ana sınıfı velilerimiz ile “Çocuklarımız ve Ebeveyn Tutumları” konulu veli grup çalışması gerçekleştirildi. Beş hafta süren ve on iki velimizin katılımı ile gerçekleşen çalışmada velilerimiz kendi yaşam deneyimlerini, sorunlarını paylaştılar ve birlikte çözümler üretmeye çalıştılar. Ana sınıfları Koordinatörü Halide Karaarslan ve Psikolojik Danışman Beyhan Özpar tarafından yönetilen çalışmada velilerimizin beklentileri değerlendirildi. Değerlendirme sonucuna göre sadece çocuk olmak ile ebeveyn tutumları değil, aynı zamanda günümüzde anne-baba olmak, ebeveyn-çocuk iletişimi ve ilişkileri, kadın olmak/erkek olmak, çok çocuklu ailede kardeş ilişkilerini yönetmek konuları ele alındı. Velilerimizin aktif katılımları ile yürütülen çalışmada drama, sinema, tartışma ve hareketli oyunlar ile hem birbirlerini tanıma hem de çocuklarının benzer özelliklerinin farkına varma fırsatı buldular. Velilerimiz ile yapılan geri bildirim çalışması ile velilerimiz grup sürecine ilişkin duygularını paylaştılar. Velilerimizin çalışma ile ilgili duygu ve düşünceleri; • Son derece verimli, faydalı, eğlenceli bir çalışma oldu. Öğrendim, keyiflendim, güldüm. Tekrar bir başka etkinlikte görüşmek üzere. Evrim Çetiner Hz.B • Paylaşımlar çok güzeldi. Duygularımızı pekiştirdi. Yalnız değilmişim… Esra Gür Hz.A • Çok keyifli bir paylaşım ortamıydı. Herkese teşekkürler. İpek Akyüzlü Hz.B • “Rüzgar gibi geçti.” Aylin Berkmen Hz.C • Her şey çok güzeldi. Öğrendik- KIŞ 2012 lerimi uygulamaya geçtim çok şey değişti. Güldehen Karataş Hz.B • Yaşadığımız birçok sorunun başkalarınca da yaşandığını görmek beni rahatlattı. Çok keyifli ve bilgilendirici bir gruptu. Zeynep Erberdi Hz.B • Sıcak, samimi, düşündürücü, keyifli… Mehtap Öncel Hz.B • Çok faydalı ve samimi bir ortamda geçen bir seminerdi. Esra Özgüneri Hz.A-C • Bütün o okuduğum kitaplar, makaleler bir yana asıl cevher içimizdeymiş. Bunu öğrettiğiniz için teşekkürler. Nergis Baysal Hz.C • Çocuklarımızla yaşadığımız “çıkmazlarımızda” yanımızda olan profesyonellere ve hepsi “biricik” ve “tek” olan tecrübelerini paylaşarak farkındalıklarımızı arttırmaya yardımcı olan arkadaşlara çok teşekkürler. Gülgün Balta Hz.B • Çocuklar farklı, sorunlar ortak. Güzel bir paylaşım ve dayanışma oldu. Levent Kesen Hz.C 3 İ L K Ö Ğ R E T İ M Kahraman İtfaiyeciler Eylülün son haftasında “İtfaiye Haftası” ve “Güvenliğimizi Sağlayan Meslekler” konularını işlerken Ümraniye İtfaiyesine bir gezi düzenledik. Öğrencilerimiz bu gezi sırasında yangından korunma, itfaiyenin görevleri, itfaiyeye nasıl ulaşılacağı ve hangi durumlarda itfaiyenin aranacağı konusunda bilgi edindiler. Gezi sırasında öğrencilerimiz itfaiyecileri yakından tanıma fırsatı buldular, siren sesi dinlediler, itfaiyecilerin giysilerini incelediler. Güzel bir gezinin sonunda faydalı bilgiler edinmek ve keyifli zaman geçirmenin mutluluğu ile okula döndüler. Bugün Ne Öğrenmek İstiyorsunuz? Mikroplar dişlerimizi nasıl oyar? Uzayda neler var? Yanardağlar nasıl oluşur? Dinozorlar nasıl yok oldu? Öğrencilerimizin soru sorma becerilerini, merak ve ilgilerini geliştirmek için bu yıl “Bugün Ne Öğrenmek İstiyorsunuz?” başlığı altında bir çalışma hazırladık. Öğrencilerimizin öğrenmek istedikleri konuları önceden onların talepleriyle belirleyerek yaptığımız bu çalışmayı aylık eğitim programımızın içine yerleştiriyoruz. Çocuklarımızın çalışmalarımıza gösterdikleri ilgi bizleri de çok mutlu ediyor. Bu program kapsamında “- Mikroplar dişlerimizi nasıl oyar? - Uzayda neler var? - Yanardağlar nasıl oluşur? - Dinozorlar nasıl yok oldu?” gibi konuları ele aldık ve öğrencilerimizin bu konulara gösterdiği ilgiden çok mutlu olduk. 4 KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M Babaannem Bize Masal Anlattı... “Bir varmış, bir yokmuş… Bir zamanlar…” diye başlayan birbirinden güzel ve heyecanlı masalları bu kez annelerimiz, anneannelerimiz ve babaannelerimizden okulda dinliyoruz. “Masal Günleri” adı altında yürüttüğümüz etkinliğimizde velilerimiz sınıflarımıza konuk oluyor ve birbirinden güzel masallarla bizlere birbirinden keyifli anlar yaşatıyorlar. Masallarında sevgi, şefkat, arkadaşlık vb. insani duygulara yer veren velilerimiz böylelikle öğrencilerimize çok güzel mesajlar ulaştırıyor. Etkinliğimize büyük bir ciddiyetle hazırlanan velilerimize katkıları için içtenlikle teşekkür ediyoruz. Kitap ve Oyuncak Günlerimiz Devam Ediyor... Çarşamba günleri kitap, cuma günleri de oyuncak günümüz… Ana sınıfı öğrencilerimiz evlerinden getirdikleri kitapları bazen arkadaşlarıyla paylaşıyor bazen de öğretmenleriyle birlikte okul kütüphanemizde inceliyorlar. Oyuncak günümüzde de oyuncaklarını paylaşıp oynadıkları oyunlarda oyuncaklarına çeşitli roller ve işlevler veriyorlar. Okula gelen kitapların öğrencilerimizin gelişimine uygun olmasını, oyuncakların da psp vb. sesli, hareketli ve şiddet içeren oyuncaklar olmamasına özen gösteriyoruz. Bu konuda bizi destekleyen velilerimize çok teşekkür ederiz. KIŞ 2012 5 İ L K Ö Ğ R E T İ M Eski Bayramlardan... “Sezinde bayramlar her zaman coşku ile kutlanır. Büyüklerimizin ellerinden, küçüklerimizin gözlerinden... Eda Künutku - Eda’nın dedesi: Bayramlaşma ilk önce evde anne ve babanın elinin öpülmesiyle başlarmış. Bayramın ilk günü mezarlıklar ziyaret edilir, vefat etmiş aile büyükleri anılırmış. Bayramın ikinci ve üçüncü günleri ailenin diğer büyükleri olan ve Sultanahmet’te oturan nine, büyük ve küçük dayılar ziyaret edilirmiş. Komşular, dostlar ve akrabalar bayram ziyaretine gelir ve her ziyaretin bir iadesi olduğundan ziyarete gelen kişilere de ziyarete gidilirmiş. Bayramın dedem için en büyük eğlencesi eski İstanbul’un çeşitli yerlerinde kurulan Bayram yerleriymiş. Galata’daki Çeşme Meydanı’nda kurulan bayram yerinde çocuklar eşeğe ve at arabalarına binerlermiş. Eşekler Saraçhane’ye giderken ahırları orada olduğundan hızlı hızlı gider, dönüşte ise ahırdan uzaklaştıkça isteksizce ve çok yavaş yürürlermiş. Burada kurulan parkta dönme dolaplar ve Unkapanı Köprüsü ayağında ip cambazları olurmuş. Bayramda çatapat patlatmak, balon almak, fırıldak döndürmek ve kaynana zırıltısı çal- mak gibi eğlenceler varmış. Yuvarlak tepsilerde sunulan vişneli, akideli, sakızlı macun, bir çubuğun etrafında ağda gibi sarılır ve yenirmiş. Elma şekeri ve kırmızı horoz şekerleri yanında dondurma, kâğıt helva, keten helva ve köpük helva varmış. Güvercin ve tavşan sahibi seyyar falcılar hayvanların çektikleri kâğıtlarla şans falına bakarlarmış. Sokakta davul zurna çalanlar olurmuş. Bu eğlence arasında bayramlık giyilen yeni ya da temiz pabuçlarla toprak ve çamurda top oynamak dedemin annesinden azar işitmesine sebep olurmuş. Ayça Özgüneri - Ayça’nın dedesinden: Babam asker olduğu için Türkiye’nin birçok yerinde görev yapıyordu. Tabii onun tayini çıktığında biz de onunla beraber taşınıp gidiyorduk Ben 8–9 yaşlarımdayken babam Muş’a tayin olmuştu. Sanıyorum o sıralarda Binbaşı idi. Muş, kışları çok soğuk ve karlı olur. O dönemde Muş çok da geri kalmıştı. Yaşam şartları çok zordu. Doğru düzgün yolu bile yoktu. Ulaşım atlarla ve kağnılarla yapılırdı. Bu durum benim atlarla tanışmama neden olmuştu. Ata binmeyi öğrenmeye başlamıştım. Ama babam, benim her zaman ata binmeme izin vermezdi. Bir bayram günü aile içinde bayramlaştıktan ve babamdan her bayram olduğu gibi bayram harçlığımı aldıktan sonra ata binmek için izin istedim. Babam o gün benimle ata binemeyecekti. Bir askeri yanıma verdi ve beraber atla dolaşmaya gittik. Biz çok güzel gezerken bindiğim at bir şeyden ürktü ve ben attan düştüm. Bacağım kırılmıştı. Ama yine de bu olay benim at sevgimi hiç etkilemedi. Bacağım iyileşince yine ata binmeye devam ettim. O bayramı hiç unutamam… Arda Demirtaş - Arda’nın Dedesi: Bizim dedemiz çok tontondur. Bembeyaz saçları ve bıyıklarıyla pamuk gibidir. Arda en küçük torun olduğu için dedesi Arda’yı özel bir sevgiyle sever. Arda’da dedesini görünce çok sevinir, kucağından hiç inmez. Onu öper, ona sarılır. Bu da dedesinin çok hoşuna gider. Dedemizin en sevdiği şey bayramlarda torunlarını görüp onlara 6 bolca harçlık vermektir. Bir bayram günü Arda ve ağabeyi dedelerinden mavi para istediler. (100 TL) Ama dedesinin bütün olarak mavi parası yoktu. O da iki kırmızı para verdi. (50 TL) Ama onları bir türlü ikna edemedi. Özellikle Arda’nın ağabeyi o bayram mavi para diye çok ağlamıştı. KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M Kerem Girit - Kerem’in Babaannesinden: Ben Doktor Saniye Girit, Kerem’in babaannesiyim. İki torunum olduğu için kendimi şanslı insanlar kategorisinde görüyorum. Bayram vesilesiyle, sizlere bir anımı aktaracağım. Bayramda hastanede nöbetim vardı. Tam kapıdan çıkarken oğlum (Kerem’in babası) ağlamaya başladı. “Ama oğlum, gitmem gerekiyor. Annelerinin karnından bebekleri çıkaracağım” dedim. Oğlum şöyle cevap verdi: “Olsun anneciğim. Sen gitme! Kendi kendilerine doğsunlar.” Tüm çocukları hasretle kucaklar, sevgi ile büyümelerini dilerim. Mina Öncel - Mina’nın Anneannesinden bir anı: “Anneannem küçükken bayramları çok severmiş. Çünkü bayramda herkesin her istediği yapılırmış. Ayrıca şeker de az bulunduğu için bayramda şeker almak onlar için çok mutluluk verici, sıra dışı bir olaymış. Fakat bir bayram şeker yokmuş ve evin büyükleri bütün çocukları öptükten sonra onlara şeker yerine armut vermişler. Anneannem önce çok şaşırmış. Ama amcası ona: - “Meyve şekerden daha sağlıklı ve yararlıdır. Ayrıca çok da tatlıdır” demiş. Anneannem bu olayı: - “Pek mutlu olduğumuz söylenemez. Ama yine de hiç kimseye bir şey söylemedik ve diğer çocuklarla birlikte köyde bayramlaşmaya çıkarak şeker toplamaya gittik” diye anlattı. Aleyna Pala- Aleyna’nın annesinden: Bayramdan önce bize yeni kıyafetler ve ayakkabılar alınırdı. Bayram sabahı erken kalkacağımız için, önceki akşam erkenden yatardık. Sabah da erkenden kalkar ve uyanır uyanmaz da yeni giysilerimizi giyerdik. Yeni giysilerimizle ilk önce anne ve babamızın ellerini öper, bayramlarını kutlardık. İlk harçlıklarımızı onlar verirdi. Sonra hep beraber aile büyüklerimizi ziyarete giderdik. Sonra da komşularımızı ziyaret ederdik. Onlar da bizi ziyaret ederlerdi. Bayramlarda bütün aile bir araya gelir, sohbet edilir ve eğlenilirdi. Çocuklar saatlerce oynar, çok güzel vakit geçirirlerdi. Çok güzel günlerdi. Aslı Bozer- Aslı’nın anneanne ve dedesi: Biz bu bayramda anneanne ve dedemize gittik. Orada iki gece kaldık. Anneannem ve dedem bize bir küçük torba içinde şeker, çikolata ve bayram harçlığı verdi. Onların ellerini öptük. Anneannem bize eski bayramları anlattı: Eskiden bayramlarda yeni ayakkabılar alınırmış, çok sevinirlermiş. Anne ve babalarının ellerini öperlermiş, onlar da bayram parası verirlermiş. Bu paralarla babaları onları Luna Parka götürürlermiş. Anneannem bana iki fotoğraf verdi. Birinde annemin bebekliği var, an- neannemin kucağında, yanında da anneannemin kardeşleri var. Bir de Tolga Amca var, annemin kuzeni, yani Alp ve Can’ın babaları… Diğer fotoğrafta anneannem bayram kıyafetlerini giymiş… Selin Şahin- Selin’in Büyüklerinden: Benim çocukluğumda bayramlar, anneannemin evinde geçerdi. Teyzemler, dayımlar, kuzenler hepimiz bir arada müthiş bir kalabalık olurduk. (annemler dokuz kardeş) bayram sabahı yatağımın hemen yanında duran yeni kıyafet ve ayakkabılarımı giyerdim. Hemen büyüklerimin elKIŞ 2012 lerini öpüp bayram parası toplardım. Beraberce yapılan kahvaltı hâlâ gözlerimin önündedir. Sonunda bizim, yani çocukların beklediği en güzel an gelmiştir. Anneannem hepimizin eline birer tane poşet verir, biz de bütün mahalleyi dolaşır, herkesin kapısını çalıp bayramlarını kutlardık; evlerden ellerimiz şekerlerle dolu çıkardık. Günün sonunda poşetimiz şekerle dolardı. Tabii tek dolan poşetler olmazdı. Bayram sonrasında anneannemden ayrılırken dolan gözlerimiz de vardı… 7 İ L K Ö Ğ R E T İ M Özel Sezin Okulunda Mind Lab 1.Sınıflar Yaşam ve düşünce becerilerini geliştirmeyi hedefleyen Mind Lab oyunlu eğitim metodu, bu yıl okulumuzda 1,2 ve 3.sınıflarda uygulanmaktadır. 8 1.sınıflar daha yeni yeni okula alışmaya başlamışken günlük hayatlarında ortaya çıkan problemleri, öğrendikleri Mancala ve Abalone oyunlarıyla Trafik Işıkları Metodu, Dedektif Metodu, Göçmen Kuşlar Metodu gibi metodları kullanarak nasıl çözüme kavuşturabileceklerini tartıştılar. Öğrendikleri bu metotları, hayat bilgisi ve matematik gibi farklı disiplinlerle de ilişkilendirdiler, Problem çözme, benzer ve farklı özelliklerimiz gibi konularla da dersleri oyunlarla pekiştirmiş oldular. Oyun oynarken zamanın nasıl geçtiğinin farkına bile varamayan çocuklar, oyunlarda ilerledikçe kazanmak kadar kaybetmenin de doğal olduğunun farkına varmaya başladılar. Okuldaki oyunlar dışında kendilerine verilmiş olan kit çantalarının içerisinde de bir adet oyun ve yıl içerisinde öğrenecekleri oyunlara ait etkinlik kitapçıkları yer alıyor. 1.sınıfların kit çantasında bulunan “Mancala” adlı oyunla aile içinde oyun akşamları düzenleyebilir ve bu eğitimin eğlenceli bir parçası olarak Mind Lab hakkında doğrudan bilgi sahibi olabilirsiniz. Önümüzdeki aydan itibaren öğrencilerin kendi hazırlayacakları etkinlikleri, “Mind Lab Düşün Taşın Köşesi” nde bulabilirsiniz. Bizler onların bu istekli hallerine ortak olarak yapacakları etkinlikleri heyecanla bekliyoruz. Sizleri de onların heyecanlarına ortak olmaya davet ediyoruz… KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M İ L K Ö Ğ R E T İ M Noel Baba’nın Minik Yardımcıları Sezin’in minik öğrencileri Noel Baba’yı zor gününde yalnız bırakmadı! Sezin Ana sınıfı öğrencileri 29 Aralık Çarşamba günü velileriyle yeni yılı karşıladılar. İngilizce derslerinde neşeyle hazırladıkları “Santa’s Little Helpers” adlı gösteride zor durumda kalan Noel Baba’nın yardımına koştular ve tüm çocukların yeni yıla sevinçle, mutlulukla ve umutla girmesini sağladılar. Bir yılı geride bırakırken ilköğretimin eşiğindeki ana sınıfı öğrencilerimizin İngilizce performansları ve sahnedeki özgüvenleri geleceğe dair ümitlerimizi artırdı. Onlar üstlendikleri her görevi heyecanlı kalpleriyle ve büyük bir ciddiyetle yerine getirmenin haklı gururunu yaşarlarken bizler de onların ebeveynleri ve öğretmenleri olarak ayrı bir heyecan yaşadık. Mutluluk Küçük Paketlerde Yeni Yıla girerken 1. Sınıflarımızdan hayat dersleri… 1. sınıf öğrencilerimiz bizleri muhteşem İngilizce performanslarıyla büyülediler. Onların sahnedeki enerjileri ve coşkuları aslında bizim çok iyi bildiğimiz özellikleri. Her İngilizce dersine aynı coşkuyla başlayan ve bilgilerini her geçen gün arttıran 1. sınıflarımız İngilizce derslerinde hazırladıkları “Good Things Come in Little Packages” gösterisiyle bizlere mutluluğun küçük şeylerle de mümkün olabileceğini de göstermiş oldular. Onlar sevgi dolu küçük kalpleri ve kendilerine olan güvenleriyle sahnede devleşirken 1. sınıf olmanın tüm gereklerini de her geçen gün artan sorumluluklarıyla yerine getiriyorlar. İngilizce okuma-yazma çalışmalarına da başlayan miniklerimiz bir dahaki İngilizce buluşmamızda sizlere bu alanlarda da başarabildiklerini sergileyecekler. KIŞ 2012 9 İ L K Ö Ğ R E T İ M Okula Hazır mıyız? 01 Kasım 2011 Salı günü 14.00’te, okulumuz Psikolojik Danışmanı Esra Develik Çelebi tarafından “Okul Olgunluğu” konulu seminer gerçekleştirilmiştir. Öğretim yaşamlarının ilk yılında çocukların yaşabilecekleri fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişim basamaklarının ele alındığı seminerde, çocuk ve aile açısından ilk yıl yaşananlar değerlendirilmiştir. Seminere katılan birinci sınıf velilerimiz, öğrencilerin okula uyum süreci ile ilgili yaşantı ve deneyimlerini paylaşarak çalışmaya katkıda bulunmuşlardır. Seminerde çocukların okula hazır oluşluk seviyelerini arttıracak ve uyum süreçlerini hızlandıracak işlevsel öneriler ve doğru yaklaşım tarzları paylaşılmıştır. Okulun İlk yılında anne-babalara öneriler • Çocuğunuza güvenmeyi öğrenin ve bunu davranışlarınızla belli edin. • Kendi kaygılarınızı onlara yüklemeyin. • Kendinizi ve çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamayın, kendi içinde değerlendirin. • Eleştirel, suçlayıcı ve aşağılayıcı ifadeler kullanmayın. • Öz bakım sorumluluklarını mutlaka kazandırın. • Kapasitesinin zorlanması, çocukta kaygı yaratır. Çıtayı yavaşça yükseltmeye çalışın. 10 • Onu topluluk içinde övün, duygularını anlamaya çalışın. • “Yapamayacak ne var” demek yerine, neden yapamayıp, ne yaşadığını anlamaya çalışın. • Ortaya çıkan sorunlar karşısında paniğe kapılmadan sakin kalmaya çalışın. • Bir ebeveyn olarak kendinizi eleştirmeyin. • Yapamadıklarını değil yapabildiklerini görün. • Çocuklara birilerini örnek göstermek yerine kendiniz iyi model olun. • Aşırı koruyucu ve kollayıcı olmayın, onun kendini korumayı öğrenmesine fırsat verin. • Tutamayacağınız sözler vermeyin, çocuklarınıza zaman ayırın. • Ödül ve yaptırımları dengeleyin • Yaşadığı güçlükler için ilgili birimlerden destek alın. • Makul bir disiplinle, kararlı ve adil yaklaşın. KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M 6. Sınıf Olmak Her yaştaki birey için çok önemlidir, dinlenilmek ve “anlaşıldım” duygusunu yaşamak. 23 Kasım 2011 Çarşamba günü okulumuzun psikolojik danışmanı İrem Akter tarafından 6. sınıf velilerimize yönelik bir seminer düzenlenmiştir. Seminer içerisinde ergenlik döneminin fiziksel-duygusal-bilişsel ve sosyal özellikleri, yaşanan süreç içinde karşılaşılan durumlar, genel olarak ebeveynlerin ve ergenlerin verdiği tepkiler, bu tepkilere nasıl yaklaşılırsa daha yapıcı çözümler bulunabileceği gibi konular paylaşılmıştır. Velilerimiz de bu dönemde yaşadıkları iletişim sıkıntılarını ve deneyimlerini anlatarak seminere katkıda bulunmuşlardır. 6. Sınıf Olunca Neler Değişir? Bir dönemin devamı gibi geliyor belki, pek bir değişiklik yaşanmayacakmış, aynı düzen aynı notlar aynı süreç sadece yaşın büyümesi ile devam edecekmiş gibi geliyor bizlere. Ama bir bakıyorsunuz ki pek çok şey çok daha farklı. Nedir peki bu farklılıklar? Büyüyorlar, ama sadece fiziksel olarak değil; duygusal, bilişsel ve sosyal olarak da değişiyorlar. Fiziksel olarak büyürken boyları uzuyor, vücut ağırlıkları artıyor ve hormonları değişiyor. Bu hormon değişimi ile birlikte hayatlarında kendilerinin de anlam veremedikleri ve “Ben neden böyle hissediyorum? Durup dururken öfkeleniyorum.” gibi belirsiz KIŞ 2012 duygular yaşıyorlar. Duygusal olarak gelişimleri devam ederken, yalnız kalma istekleri ön plana çıkıyor, duyguların yoğunluğunda bir artış yaşayıp öfkelerini ya da sevinçlerini daha coşkulu ve istikrarsız bir şekilde gösterebiliyorlar. Artık arkadaş etkisi eskiye kıyasla daha etkili olmaya, anne babanın düşünceleri geçerliliğini yitirmeye başlıyor. Sevilmek, beğenilmek, hem kendilerini hem de başkalarını daha çok eleştirmeye, anne babadan uzaklaşmaya başladıkları bir döneme giriyorlar. Belki akademik olarak notlarda dalgalanmalar da görmeye başlamış olabilirsiniz. Bütün bu yoğun ve hızlı değişen sürece ayak uydurmak hem ergenler hem de anne babaları için hiç kolay olmamaktadır. Fakat bu dönemde onlara yapılabilecek bir takım desteklerle hem çocuğunuzun bu süreci daha sakin geçirmesine yardımcı olabilir hem de onu daha iyi anladığınızı göstererek kendiniz için de sürecin yoğunluğunu hafifletebilirsiniz. Artık çocuğunuz için bilişsel olarak somuttan soyut düşünceye adım atma zamanı. Gerçek yaşamdan verilen örnekler ile birçok konuda farklı bakış açılarının olabileceğini anlamalarını sağlamak onlara kazandırılabilecek en kıymetli becerilerden biri olacak ve yaşamlarını pek çok noktada kolaylaştıracaktır. Her yaştaki birey için çok önemlidir, dinlenilmek ve “anlaşıldım” duygusunu yaşamak. Eğer bu süreçte ebeveynler iyi bir dinleyici, sadece “dinleyici” rolünde oldukları takdirde, onlar size duygularını daha rahat açacak ve bir yanlışlık varsa birlikte bir çözüm yolu bulunabilecektir. Fakat bu çözüm yolu bulunurken dikkat edilmesi gereken, bunun bir akıl verme sürecinden çok, soru-cevap yoluyla kendisinin belirlediği bir çözüm olmasıdır. Ve davranışlarının sorumluluğunu üstlenmesine izin vermek... Çoğu zaman ebeveynler için baş edilmesi güç bir karar olsa da, davranışlarının sorumluluğunun kendisinde olduğunu gören bir çocuk için bu hem bir özgüven hem de bir iç denetim mekanizması görevini alacak ve sonucunu düşünerek davranma sürecini geliştirecektir. Bu dönemde akademik olarak onları başkalarıyla kıyaslamak onlara yardımcı olmayacaktır. Yardımcı olabilmek için öğretmenleri ile iletişim içinde olmak, ödevler konusunda tartışmaktan kaçınmak, gerçekçi hedefler belirlemek, düzenli ve programlı olmayı görüşmek adına rehberlik servisine yönlendirmek faydalı olacaktır. 11 İ L K Ö Ğ R E T İ M iPad Kullanımı Sürekli değişen ve gelişen teknolojiye en iyi şekilde ayak uydurmak ve yeni teknolojinin getirdiği kolaylıkları derslerimizle bütünleştirerek, öğrencilerin derslere olan ilgisini artırarak başarılarını yükseltmek amacıyla derslerimizde iPad kullanmaya başladık. Bütün öğrencilerimizin ilgisini çeken iPad sayesinde derslerimiz daha eğlenceli, daha pratik hale gelmiş ve görsel içerikler daha çok kullanılmıştır. İlköğretim 5, 6,7. ve 8. sınıflarımızda, ders notlarımızı, çalışma kağıtlarımızı, hafta içi ve hafta sonu ödevlerimizi, testlerimizi ve etkinliklerimizi iPad’e uyumlu hale getirerek projeksiyon cihazı sayesinde perdeye yansıtıyoruz. iPad üzerinde bütün bu çalışma kâğıtlarına yazı yazabiliyor ve şekiller çizebiliyoruz. Ayrıca 12 KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M bu şekilde hem zaman kazanıyor hem de tüm öğrencilerin derse olan ilgisini artırıyoruz. Tahtaya kalkıp soru çözmeye çekinen öğrenciler de iPad sayesinde bu korkularını yenmiş oldular. Ayrıca iPad ile ders anlatımında hiçbir zaman tahtaya dönmek zorunda kalmıyor ve bu şekilde sınıf yönetimini en üst düzeye çıkarıyoruz. Bunun yanı sıra konularımızla ilgili “iPad Application” larını derslerimizin içine yerleştirerek öğrencilerimizin konuları eğlenerek pekiştirmelerini sağlıyoruz. Bu uygulamalarımızı öğrencilerimiz kendi iPad’ lerine de yükleyerek evde de eğlenceli bir şekilde konu tekrarı yapmaktadırlar. iPadlerde ayrıca, 5. ve 6.sınıflarımız için açtığımız iPad kulübünde, öğrenciler çeşitli mantık ve matematik içerikli uygulamalar yükleyerek oynamakta ve yarışmaktadır. Ayrıca, öğrenciler oynadıkları oyunlar ve uygulamaları göz önünde bulundurarak, kendileri de matematikle ilgili iPad uygulamaları üretmektedir. Bu, öğrencilerin hem yaratıcılığını ön plana çıkarmakta hem de matematiğe olan ilgilerini artırmaktadır. Ilgın Türüthan: Bence derslerdeki iPad uygulaması çok güzel, bu uygulama derslerdeki potansiyelimizi artırıyor. Hem ders yapıyoruz hem de eğleniyoruz. Bence bu uygulama her derste yapılmalı. İlke Tüzün: Dersi anlamamızı kolaylaştıran bir uygulama, bence çok yararlı. Ayrıca öğretmenlerimiz tahtaya soruları yazmakla uğraşmadıkları için bizimle daha çok ilgilenebiliyorlar. Melisa Yılmaz: Derslerdeki iPad uygulamasını çok faydalı buluyorum çünkü tahtada yazmaktan daha pratik oluyor. Herkes kalkıp iPad’ de soru çözmek istiyor. İrem Koçer: Derslerde iPad uygulamasını sınıfça çok seviyoruz, hem eğleniyoruz hem de öğreniyoruz. Öğretmenimiz ders sonrası bize oyunlar oynatıyor, ödevlerimizi iPad ile kontrol ediyoruz. Özcan Mete – Bedia Naz Karabulut: iPad kulübünde öğretmenimiz matematik uygulamalarının isimlerini tahtaya yazıyor, biz de onları iPadimize yükleyerek oynuyoruz, bu uygulamalar hem eğlenceli, hem de kafamızı yorarak yaptığımız uygulamalar. KIŞ 2012 kendimiz de uygulamalar hazırlıyoruz. Zeynep Karabulut – İpek Mete: Biz iPad kulübünde projeler yapıyoruz, oyunlar hazırlıyoruz. Bunları öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımız ile paylaşıyoruz. Zekâ oyunları yükleyip onları oynuyoruz ve çok eğleniyoruz. 13 İ L K Ö Ğ R E T İ M Uluslararası Platformlarda Matematik 15 Kasım 2011 tarihinde 2387 okulun ve 152030 öğrencinin katıldığı Uluslar Arası American Mathematics Yarışmasında 8. Sınıf öğrencilerimiz üstün başarı göstermişlerdir. Barış Ulaş Önen, Efe Vardal ve Göktuğ Buğra Gönül altın; İlke Tüzün gümüş; Kaan Özbelli , Eda Sert, Görkem Kızıltan bronz madalya almışlardır. Okulumuz matematik zümresi olarak uluslararası yarışmalar olan A.M.C. ve Gauss yarışmalarına katılıyor ve üstün başarılar elde ediyoruz. Bu yarışmalara katılmamızın öncelikli hedefi ileride uluslararası platformlarda ülkemizi temsil edecek öğrenciler yetiştirmeye katkıda bulunmaktır. Bu sınavlara katılan ve bu yarışmalara hazırlık yapmak için açtığımız kulüplere katılan öğrencilerimiz, kesinlikle tüm hayatlarını etkileyecek çok önemli kazanımlara sahip olmanın yanı sıra, İngilizce seviyelerini artırmaktadır. Ayrıca ileride eğitimlerini yurt dışında sürdürmek istediklerinde bu yarışmalardan aldıkları sertifikalar onlara iyi eğitim kurumlarının kapılarının açılmasına destek olmaktadır. Bu sınavlar öğrencilerimizin bilgi seviyelerini zorlayarak daha yüksek seviyelere çıkarmalarını sağlamakla beraber SBS’ de de başarılarının arttığını gözlemlemekteyiz. Bizler de bu sorumluluğun bilinciyle öğrencilerimizle ciddi ve disiplinli bir şekilde çalışmaktayız. Ayrıca bu sınavlar sayesinde okulumuzun ve öğrencilerimizin dünya sıralamasında hangi seviyelerde 14 olduğunu görmekteyiz. Ancak hepsinden önemlisi, bu çalışmalardaki en büyük kazancımız, öğrencilerimizin matematik ile uğraşmanın ve bu konuda gelişmenin sonsuz keyfini tadıp mutlu olmalarıdır. Gauss Yarışması: Merkezi Kanada olan Waterloo Üniversitesinin dünya platformunda 7. ve 8. Sınıflar düzeyinde ayrı ayrı yapılan en az 80.000 öğrencinin katıldığı 25 çoktan seçmeli sorunun sorulduğu uluslararası bir yarışmadır. Bu yıl , bu yarışma 12 Mayıs 2012 tarihinde gerçekleşecektir. Geçtiğimiz yıl katıldığımız bu yarışmada 7. Sınıflar düzeyinde Barış Ulaş Önen tüm soruları doğru cevaplayıp 150 tam puan alarak dünya sıralamasında en iyi öğrenciler A.M.C 8 Uluslararası American Mathematics yarışması dünya platformunda yapılan 2000’i aşkın okul ve 150.000 den fazla öğrencinin katıldığı 25 çoktan seçmeli sorunun bulunduğu uluslararası bir yarışmadır. Bu sene 15 Kasım’ da yapılan bu yarışmaya 19 öğrencimiz ile katıldık. Bu yarışmada katılan tüm öğrenciler arasından 278’i 25 tam puan almıştır. Tam puan alan öğrencilerden 3‘ü okulumuz öğrencisidir. Barış Ulaş Önen, Efe Vardal ve Göktuğ Buğra Gönül tam puan ile altın ; İlke Tüzün bir yanlış ile gümüş; Kaan Özbelli, Eda Sert, Görkem Kızıltan iki yanlış ile bronz madalya almışlardır. 25 soruluk sınavda 20,9 doğru soru ortalaması yakalayarak, %1’ lik başarı ortalaması ile çok yakın bir sonuç elde eden 19 katılımcı öğrencimizi ve madalya kazanan öğrencilerimizi kutlar, başarılarının devamını dileriz. KIŞ 2012 Ferhat Çalapkulu ile Akıl Oyunları Dünya Zeka Oyunları Federasyonu’nun Türkiye temsilcisi, Akıl Oyunları Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni ve Türk Beyin Takımı’nın kaptanı Ferhat Çalapkulu 8 Aralık Perşembe günü okulumuza gelerek öğrencilerimizle çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. 4, 5. ve 6. sınıfların katılımıyla gerçekleşen söyleşide Ferhat Bey akıl oyunları hakkında bilgi verdi. Akıl oyunlarının, herhangi bir bilgi gerektirmeyen, mantık, matematiksel düşünme, şekilsel algılama, yaratıcılık, konsantrasyon ve hızlı düşünme ipuçlarından yararlanabilme gibi becerilerle çözülebilen soruları içerdiğinden bahsederek , bu tür oyunlarla uğraşmanın bir beyin sporu olduğunu ve tıpkı diğer spor dallarında olduğu gibi bu konuda yapılan çalışmaların da kişiyi geliştirdiğini belirtti. Sudoku, Kendoku, Sayı Dizileri, ABC Bağlamaca, Kare Karalamaca oyunlarından örnekler verdi. Özellikle dört işlem becerisini pekiştiren Kendoku oyununun nasıl oynanacağını anlattı. Birkaç işlem yapılarak ulaşılan sayıdaki söylenmeyen basamaktaki rakamı tahmin ettiği “Sayı Sihirbazı” oyunu ile de öğrencilerimizi oldukça şaşırttı. Öğrencilerimizin akıl oyunlarına olan yoğun ilgisi üzerine onları Türk Beyin Takımı’nda görmek istediğini belirtti. Kanada’daki Matematik Semineri Matematik öğretmenlerimiz Pınar Turan ve Faruk Demirel ağustos ayında Kanada’da eğitim seminerine katıldılar. 2010 – 2011 öğretim yılında katıldığımız uluslararası Gauss Matematik Yarışması’nda elde ettiğimiz başarı üzerine yarışmayı düzenleyen Kanada’daki Waterloo Üniversitesi, matematik öğretmenlerimiz Pınar Turan ve Faruk Demirel’i 16 – 18 Ağustos tarihlerinde yapılan matematik seminerlerine özel olarak davet etti. Seminerin genel çalışma konusu “Problem Çözme ve Matematik Öğretiminde Farklı Metotlar” idi. Üç günlük seminer boyunca farklı ülkelerden matematik öğretmenleri bir araya gelerek kendi ülkelerindeki matematik öğretimi ve problem çözme teknikleri hakkında bilgi alışverişinde bulundular. Pınar Turan: Katıldığımız bu seminerde, farklı ülkelerdeki meslektaşlarımızın matematik öğretimi konusundaki fikirlerini, deneyimlerini ve uyguladıkları farklı teknikleri öğrenme ve kendi çalışmalarımızla karşılaştırma imkânı bize mesleki açıdan çok büyük katkıda bulundu. Ayrıca okulumuzda uyguladığımız çalışmaları diğer KIŞ 2012 öğretmenlerle paylaştığımızda aldığımız olumlu dönütler bize ne kadar doğru yolda olduğumuzu bir kere daha göstermiş oldu. Özellikle “Problemin Öyküsü” ve “Verilen Denklemlere Uygun Problem Yazma” çalışmalarımız çok ilgi çekti. Sezin Matematik Zümresi olarak her zaman üzerinde durduğumuz matematiksel düşünmeyi geliştiren etkinliklerin matematik alanında gelişmenin en önemli anahtarı olduğunu da dünyanın dört bir tarafından öğretmenler olarak orada onayladık. Faruk Demirel: Kanada’daki seminerlerde en çok dikkatimi çeken olay bizim uygulamalarımızın oradaki uygulamalara göre çok daha gelişmiş ve ileri düzeyde olmasıydı. Orada 8. sınıf öğrencilerine yaptıkları etkinlikleri bizim 4. sınıflarımız rahatlıkla yaparlar. Ancak onlarda herhangi bir sınav gerçeği olmadığı için konuları olabildiğince geniş zaman dilimi içerisinde ve daha fazla düşünme fırsatı yaratarak yapabilmeleri bizden üstün olan tek gerçekleriydi. 15 İ L K Ö Ğ R E T İ M Vücudumu Tanıyorum, Sağlığımı Koruyorum 4. Sınıf öğrencilerimiz ile gerçekleştirdiğimiz projenin konusunu “Vücudumuzu Tanıyalım” ünitesinden yola çıkarak belirledik. Öğrencilerimize sağlığımızın önemini, vücudumuzdaki tüm yapı ve organların değerini anlatmak istedik. Hayata ve insana verdiğimiz önemi bir kez daha vurgulamak ve bu değeri öğrencilerimize en iyi şekilde aşılamak için öğrencilerimizin de katkılarıyla projemizin konusunu “Vücudumu Tanıyorum, Sağlığımı Koruyorum” olarak seçtik. Öğrencilerimize sahip olduklarımızın değerini bilmemiz gerektiğini, en doğru şekilde aşılamak amacı ile projemizin merkezine organ bağışı ve kan bağışı konularını aldık. Bir sosyal sorumluluk projesi haline getirdiğimiz bu projede öğrencilerimizin araştırma becerilerini geliştirmeyi amaçladık. Öğrencilerimiz kendi bilişsel düzeylerine uygun, onlar için önceden hazırladığımız konu başlıklarını araştırdılar. Projemizin birinci ve en önemli basamağı olan bu kısmında öğrencilerimiz yaptıkları araştırmalar doğrultusunda birer dosya hazırladılar. Ardından sunum yapacakları grupları belirlediğimiz öğrencilerimiz, konu paylaşımı sonrasında dosyalarındaki bilgileri diğer arkadaşları ile paylaştılar. Böylece tüm sınıf arkadaşlarıyla, yaptıkları araştırmaları da değerlendirme fırsatı buldular. Proje ile ilgili tüm araştırmalarını tamamlayan öğrencilerimiz ile birlikte organ bağışı ve önemini, organ bağışı koordinatörü Tülin Hanım’ dan dinlemek üzere Memorial Hastanesine gittik. Tülin Hanım ile yaptığımız söyleşinin hemen ardından Organ nakli cerrahı ile kapsamlı bir röportaj yapan öğrencilerimiz doktorumuz eşliğinde nakil yapılan ve organ bağışında bulunmuş hastaları odalarında ziyaret ettiler. Bu kısa ve anlamlı ziyaretimiz sırasında öğrencilerimiz, hastaların duygu ve düşüncelerini almak için onlarla da kısa bir röportaj 16 yaptılar. Yaptıkları bu değerli çalışma sonrasında edindikleri tüm bilgileri dosyalarına yerleştirdiler. Organ bağışının yanında kan bağışının da yetersiz olduğu ülkemizde öğrencilerimizi bu konuda da bilgilendirmek adına Kızılay ile iletişime geçtik. Ardından kan bağışı teşvik sorumlusu Ferhan Hanım bize “Kızılayın görevleri, çalışmaları ve kan bağışı hakkında” bilgilendirici bir sunum yaptı. Bu sunum sonrasında öğrencilerimiz sadece bir konuda hayal kırıklığına uğradılar. Bu da 18 yaşına gelene kadar kan bağışında bulunamayacak olmalarıydı. Ferhan Hanım bu konuda onlara yardımcı olabileceğini söyleyerek ailelerine vermek üzere onlara kan bağışı davetiyelerini dağıttı. Eğer yeterli katılıma ulaşılabilirse gerekli donanım ile proje günümüzde okulumuzda bulunan velilerimizin kan bağışında bulunmalarını sağlayabileceklerini söylediler. Gönderdiğimiz davetiyelere gelen olumlu yanıtlar bizleri son derece mutlu etti. Kan bağışı organizasyonumuza birçok öğretmenimizin de katkıda bulunmuş olması öğrencilerimize örnek olması açısından son derece olumlu bir etki yarattı. Proje günü öğrencilerimizin heyecanı görülmeye değerdi. Son derece emek vererek hazırladıkları sunumlarını velileri ile paylaşmalarının ardından onları iç bahçede görsel sanatlar dersinde yapmış oldukları çalışmaları, Türkçe dersinde hazırlamış oldukları broşür ve haberleri sergiledikleri alana götürdüler. Bu alanın hemen yanında kurulmuş olan Kızılay kan bağışı alanı hem öğrencilerimizi hem de kan verecek velilerimizi daha da heyecanlandırdı. Sergi alanını gezdikten sonra Kan bağışında bulunacak velilerimiz Kızılay kan bağışı alanında buluştular, testlerini yaptırdılar ve kısa süre içerisinde kan bağışlarını gerçekleştirdiler. Öğrencilerimiz bu proje sırasında zaman zaman şaşırdılar, zaman zaman duygulandılar, mutsuz oldular. Hastane odasında organ nakli için bekleyen yaşıtlarını gördüler ve üzüldüler. Çaresizlik duygusunu tattılar. Amacımız onları üzüp mutsuz etmek değildi şüphesiz. Bizlerin “onları hayatları boyunca mutlu etmeye çalışmak değil onlara hayatı öğretmek” düşüncesinden yola çıkarak hazırlamış olduğumuz bu projede sosyal sorumluluğumuzu bir nebze de olsa yerine getirebildiysek ne mutlu bizlere… KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M Dengeli Beslen Sağlığa Seslen Beslenme, sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için özel öneme sahip, bilinçli yapılması gereken bir davranıştır. Öğrencilerimizin beslenme davranışlarını geliştirebilmek amacıyla bu yıl 5. sınıflarımızla bir sağlık ve yaşam projesi yapmaya karar verdik. Öğrencilerimizin önerdikleri ve hepsinin birbirinden yaratıcı olduğunu düşündüğümüz proje adlarından “ “Dengeli Beslen, Sağlığa Seslen” i proje adı olarak seçtik. Proje süresince yapacağımız çalışmaları planladık. Araştırma yapacağımız konuları belirledik. Bu konu başlıklarından bazıları “Sağlıklı ve Dengeli Beslenme, Obezite, Nedenleri ve Koruma Yöntemleri, Besin Kaynakları ve İçerikleri, Gıda Teknolojisindeki Gelişmeler, Besinlere Eklenen Katkı Maddeleri, GDO, GDO’lu Besinler, GDO’nun Canlılar Üzerindeki Olumlu ve Olumsuz Etkileri” idi. Proje Tabanlı Öğrenme yaklaşımı ile öğrencilerimizin eğitim alanlarını ve öğrenme süreçlerini zenginleştirmelerini sağlayarak öğrencilerimizi araştırmaya ve sorgulamaya teşvik etmeye çalıştık. Bu amaçla proje süresince alanlarında uzman birçok kişiden destek aldık. 04 Kasım 2011 Cuma günü okulumuzun beslenme uzmanı Diyetisyen Süheda İmamoğlu ile sağlıklı beslenmenin önemini, beslenmede yapılan yanlışlıkları, besinlere eklenen katkı maddelerini ve zararlarını içeren bir söyleşi yaptık. 17 Kasım 2011 Perşembe günü Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Mühendisliği Öğretim görevlisi Prof. Dr. Neşe Bilgin öğrencilerimizle GDO’lu ürünlerin canlı yaşamına etkileri, organik gıdaların önemi, kültürel mirasımız olan ata tohumları hakkında konferans verdi. 30 Kasım 2011 Çarşamba günü Göztepe Özgürlük Parkında kurulan organik pazara gittik. Öğrencilerimiz KIŞ 2012 organik tarım yapan ve ürünlerini pazarda satan üreticiler ile tanıştılar. Organik tarım ile ilgili ayrıntıları içeren bir röportaj yaptılar. Pazarda satılan ürünlerin sertifikalarını incelediler. Hem eğitici hem eğlenceli bir pazar alışverişi yaparak okulumuza döndüler. 03 Aralık 2011 Cumartesi günü Orta Doğu Teknik Üniversitesi akademisyenleri ile öğrencilerimiz Nanobiz Bilim Atölyesi çalışmasını yaptılar. Çalışmamız sabah 09.00’da DNA’nın yapısını anlatan bir sunum ile başladı. Daha sonra öğrencilerimiz üç grup oluşturacak şekilde okulumuz laboratuvarlarına toplandılar. Oyunlar ile kendi DNA sarmallarını oluşturdular. DNA Saflaştırma deneyi yaptılar. Öğrencilerimiz bu deney ile muzun DNA’sını elde ettiler. (Günün sonunda deney tüpleri içindeki DNA’larla evlerine döndüler.) Kısa bir aranın ardından öğrencilerimiz GDO seminerine katıldılar ve tekrar laboratuvarlarına dağılarak GDO Analizi deneyini yaptılar. Saat 16.00’ da biten ve son derece faydalı geçen bu çalışma sonunda öğrencilerimiz merak ettikleri sorulara cevap bulmanın dışında normal şartlarda 8. sınıfa geldiklerinde öğrenebilecekleri DNA, genetik, mutasyon gibi kavramlarla da tanışmış oldular. Zümreler arası paylaşım ile yapılan proje hazırlıklarında görsel sanatlar dersinde öğrencilerimiz hazırladıkları üç boyutlu manav dükkan maketini kağıt ve oyun hamurlarından yaptıkları meyve ve sebzelerle süslediler. Vitamin maketleri ile bu vitaminlerin hangi besinlerde bulunduklarını gösterdiler. Bilişim Teknolojileri dersinde araştırmalarını yaptılar ve sunumlarını hazırladılar. Türkçe dersinde görsel okuma becerilerini geliştiren broşürler hazırladılar ve bizleri hayal dünyalarının derinliklerine götüren sağlıklı yaşam öyküleri yazdılar. İngilizce dersinde besinler ve dengeli beslenme ile ilgili kavramları öğrendiler ve sağlıklı beslenme tabakları yaptılar. Matematik dersinde problem kurma ve çözme becerilerini kullanabilecekleri “Kendin Sor Kendin Çöz” adlı performans görevlerini hazırladılar. 17 Aralık 2011 Cumartesi günü ise öğrencilerimiz hazırladıkları sunumları başarı ile gerçekleştirdiler. Sunumun ardından yaptıkları görsel çalışmaları iç bahçemizde aileleri ile paylaştılar. “Besin İçeriklerini Keşfedelim”, “DNA Saflaştırma ” ve “GDO Analizi “ deneylerini bir kez de onlar için yaptılar. Tüm bunların sonunda öğrencilerimiz sağlıklı ve dengeli beslenmenin insan hayatı için ne kadar önemli olduğunu ve beslenme alışkanlıklarını oluşturmada nelere dikkat etmeleri gerektiğini bilen bilinçli birer tüketici olma yolunda büyük bir adım atmış ve bunun yanında yok olmaya yüz tutmuş kültürel mirasımız olan “ Ata Tohumlarına” sahip çıkmamızın gerekliliğini öğrenmiş oldular. Bu projede görev alan öğrencilerimizi yaptıkları çalışmalar için tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz. 17 Onurla Taşıdığımız Emanet: İ L K Ö Ğ R E T İ M Özgür, tam bağımsız bir Türk devletinde yaşamak istiyoruz, çağdaş uygarlık düzeyinde nice değerli insanımızla gezinmenin onuruyla cumhuriyetimizin 88. yıldönümünü bir kez daha kutluyoruz.. Binlerce yıldır Anadolu’da var olmuş nice uygarlıktan bugüne geliyoruz. Genç cumhuriyetimiz, bize, bugünün gençlerine, 88 yaşında emanet ediliyor. O kadar genç ki büyüme sancılarından yeni yeni kurtulacak daha; o kadar yeni ki uğruna dökülen kanlar, torunların alınlarında kurumamış birer damla hâlâ; o kadar yakın ki, çocukların masal dünyalarındaki dev hayallerin kahramanları, aile albümlerinden dipdiri bakıyorlar bugüne. Ve Atatürk, çağlar üzere gelen bir büyük insan. Her fotoğrafında enginlerden enginlere bir çift çağrı ile karşılıyor bizi. Ondan aldığımız gücümüze güç katıyor. Cephelerden umutsuz seslenişler, manda vs, hayır, hiçbiri yakışmıyor tarihe; birbirimize hitaplarımızdan yükselen bir gücüz, bir nöbet değişiminde emin ellerde cumhuriyetimiz, rüzgârlar idealist insanlara destek. Yaşıyoruz ama öğrendikçe, okudukça, bildikçe, onun en büyük eserini yaşatmak, görevimiz olmaktan çıkıyor; yaşama koşulumuzu yerine getirmekte olduğumuzu anlıyoruz. Atatürk’ün bizlere emanet ettiği bu yüce armağanı onun sözcükleriyle anlamlı kılmak istiyoruz. “Gençler cesaretimizi artıran ve devam ettiren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve eğitim ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir özgürlüğünün en kıymetli sembolü olacaksınız. Yükselen yeni nesil, gelecek sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.” Cumhuriyetimizin sonsuz Cumhuriyetimizin sağlam, Cumhuriyetimizin ve bayramımızın herkese kutlu olması dileğiyle... Nice yıllara... 10 Kasım Atatürk’ü Andık... Ulu önder Atatürk’ü ölümünün 73.yılında törenlerle andık.İlk törenimizi okulumuzun dış bahçesinde lisemizle birlikte yaptık.Sirenlerin çalışıyla başlayan saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı söylendi ve bayrağımız yarına indi. Anma törenimiz okulumuz iç bahçesindeki törenle devam etti.Türkçe öğretmenimiz Elif İpek Kılınç Atatürk’ün Türk ulusu için yaptıklarını belirtti, Atatürk’ün düşünce adamı olarak dünya için önemine değindi.Öğrencile- rimiz okudukları şiirlerle Atatürk’e duyduğumuz özlemi dile getirdiler. Müzik öğretmenlerimizin çalıştırdığı koromuz Atatürk Marşları ve Atatürk’ün sevdiği şarkıları seslendirdi.6-A sınıfı öğrencilerinden Ömer Ekin’in öncülüğünde Sezin İlköğretim Okulu öğrencilerinin Atatürk’e bağlılık andı içmesiyle iç bahçedeki törenimiz sona erdi. Sorularla Atatürk Sosyal bilgiler zümremizce düzenlenen Atatürk’ün çok yönlülüğünün vurgulandığı, Atatürk sevgisinin pekiştirildiği 2.’’ Sorularla Atatürk’’yarışmasının finali, Atatürk Haftasında okulumuz Tiyatro salonunda yapıldı. İki oturumda gerçekleştirilen finalde 1.kademe öğrencilerimizin katıldığı yarışmanın birinciliğini 5-C sınıfından Ulum Özergen kazanırken 2.kademe birincimiz 8-B sınıfından Göktuğ Buğra Gönül oldu. Her iki kademede de öğrencilerimizin yarışmaya gösterdiği ilgi, Sezin Okulu olarak bizlere bilinçli Atatürkçüler yetiştirmenin onurunu ve mutluluğunu yaşattı. Efsane Şehir İstanbul’un Acı Günleri İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun 88.yılı için tiyatro salonumuzda düzenlediğimiz tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. 4,5,6,7 ve 8.sınıflarımızın katıldığı törende işgal yılları İstanbul’unda yaşanan acılar,korkular,yalnızlıklar ,çaresizliklerle Mustafa Kemal ve ordusuna duyulan güven günümüzden işgal yıllarına uzanan küçük bir oyunla canlandırıldı.Tarihsel bilgiler oyun içinde anlatıcılar tarafından verildi.Öğrencilerimizin ilgiyle izlediği dramada savaşın kahramanlıkların yanında türlü acıları yaşattığı vurgulandı. 18 KIŞ 2012 Okul meclisi seçimleri yapıldı Yaşasın demokrasi… Demokratik bir toplum düzeninin gerçekleşmesi ve devamı için bireylerin demokrasi bilincine sahip olması gerekir. Bu nedenle sorumluluk duygusunun ve değerler sistemine saygının okul yıllarında öğrencilere kazandırılıp geliştirilmesi çok önemlidir. Demokrasi bilincini geliştirmek için Özel Sezin Okulları Öğrenci Meclisi Başkanlığı, seçimleri her yıl yenilenmektedir. Bu amaçla öncelikle Öğrenci Meclisi, Öğrenci Başkanı ve Yönetim Kurulu seçimlerine yönelik çalışma takvimi oluşturuldu. Yapılan çalışmalarla İlköğretim Okulu öğrencileri daha aktif bir öğrenme ortamı bularak, etkinliklerini kendi yaş düzeyindeki öğrenci gruplarıyla paylaştılar. Seçim çalışmalarıyla öğrencilerin, seçme ve seçilme hakkını kullanmayı öğrenmeleri; farklı düşüncelere saygı ve hoşgörüyle yaklaşmanın gereğini kavramaları; kendilerine güven duymalarını sağlamak hedeflendi. 27 Ekim 2011 günü yapılan seçim sonucunda Kübra Kabataş Özel Sezin İlköğretim Okulu Öğrenci Meclisi Başkanı seçildi. Seçim sonucunda oluşan meclis ve başkanlık sistemi ile öğrencilerin kendi kendilerini yönetme ve denetleme becerilerini geliştirmeleri; okul düzenine uymanın ve kendileri tarafından belirlenen kuralları uygulamanın gerekliliğini kavramaları ve yönetim, öğretmen ve öğrenci işbirliği ile çalışabilmeleri hedeflenmektedir. Sınıf Temsilcileri Tuna Gün Çırpıcıoğlu 1A Arda Civelek 1A Alperen Arı 1B Doruk Aksu 1B Dünya Tangün 1C Emir Karabacak 1C Umut Sarp Harbalioğlu 2A Sibel Makineci 2A Berk Çevik 2B Beste Güz Genç 2B Nehir Ersöz 2C Kerem Ekdal 2C Eren Çimentepe 3A Deniz Aral 3A İremnaz Ercan 3B Eren Çeşit 3B Zeynep Şener 3C Enver Orkun Erken 3C Mehmet İrtiş 4A Berru Özkan 4A Kuzey Özdemir 4B Ahmet Can Toksoy İnci Dilara Gazioğlu Alp Emre Özşan Ekin Özcan Melisa Yıldırım Deniz Erem Ayşe Sinem Şenkaya Damla Ortaç İpek İrem Koçer Ömer Ekin Oğulcenk Bıçakçı Tuvanna Gül Selin Demirtaş Sezin Öztüfek Ozan Yalçın Murad Özen İlayda Su Güner Arda Roni Koç Cahit Batu Akalın Azra Tosun Elif Ergün Sinan Emir Özcan Kutay Kerimoğlu Kaan Özbelli Kübra Kabataş Doğukan Oltulu Osman Bayat 4B 4C 4C 5A 5A 5B 5B 5C 5C 6A 6A 6B 6B 6C 6C 7A 7A 7B 7B 7C 7C 8A 8A 8B 8B 8C 8C Hak Ve Adalet İçin Bakın Ne Dediler: Çocuk hakları haftasında öğrencilerimize sorduk: Sizce hak nedir,adalet nedir? Yaşlarından ummadığımız cevaplar aldık. Kimi barıştan, kimi güvenden, kimi özgürlükten söz etti. Cevaplar farklı farklı olsa da hepsinin gözlerinde hakların çiğnenmediği, adaletli bir dünyaya duyulan umudun pırıltısı vardı. Hak demek kuzenime gitmek demektir. Ceyda Deren 1-C Mutlu olmak için adaletli olmalıyız. Arda Demirbaş 2-A Adalet olmazsa dostluk olmaz. Ozan Güven 4-A Hak Nedir? Yapmakta özgür olduğumuz davranışlardır. Barış Ulaş Önen 8-A Hak Nedir? “Düşünmek” Ali Tunçbilek 1-B Sınırlı olan yasa dışı olmayan özgürlüklerimiz Aykut Gürdal 6-C KIŞ 2012 19 İ L K Ö Ğ R E T İ M Yeni Adımlar Yeni Dostluklar Özel Sezin Okulu ve İstanbul Japon Okulunun Mart 2011’de attığı ilk dostluk tohumları bu yıl ortaklaşa gerçekleştirilen etkinliklerle büyüdü. Japonya ve Türkiye arasında yeni köprüler oluşturmak için bir araya gelen Türk ve Japon öğrenciler birlikte üretmenin ve paylaşmanın keyfini yaşadılar. Geçen sene ziyaret ettiğimiz İstanbul Japon Okulu öğrenci ve öğretmenleri bu yıl okulumuza gelerek bizlere kültürlerini tanıttılar. Öğrenciler ilk buluşmalarında Shuji tekniği ile yazı çalışması yaptılar. Konuk öğrenciler, Türk arkadaşlarının isimlerini Japon alfabesine uygun olarak yazdılar. Okulumuz öğrencileri de aynı teknikle kendi isimlerini yazmaya çalıştılar. Daha sonra birbirlerine Türkçe ve Japonca şarkılar sundular. Bir sonraki ziyarette konuk öğrenciler Japon kültürünün farklı yönlerini tanıttılar. Görsel Sanatlar ve müzik dersliklerinde gruplar halinde çalışarak, origami tekniği ile kâğıt katladılar, karuta isimli hafıza oyununu oynadılar, koma, kendama ve hagoita isimli geleneksel Japon oyuncaklarıyla oynadılar. Son olarak öğrenciler kütüphanede birbirlerine sordukları sorularla yeni arkadaş- lıkların temelini atarak ülkelerinin kültürleri hakkında fikir alışverişinde bulundular. Bu fırsatı bize sunan İstanbul Japon Okulu öğrenci ve öğretmenlerine teşekkür ederiz. Ziyaretler sonrası paylaşılan duygular: Thank you for the opportunity to exchange cultures between your school and our school. We had a very good time at your school. We appreciate your arranging everything for a successful exchange. Our students liked this opportunity very much. We teachers were also happy to visit you. If it’s possible, we think we do it again some day. Thank you for your present. We hope to see you again. Istanbul Japanese School Sınırları Aşan Dostluklar Özel Sezin İlköğretim Okulu olarak 2009 yılından beri üyesi olduğumuz MySchools Network iletişim ağının kurucuları, yenilenen sistemleri hakkında bilgi vermek için bizleri ziyaret ederek öğrencilerimizle sınıf içinde keyifli bir paylaşım gerçekleştirdiler. MySchools Network aracılığıyla hem öğrenciler hem de öğretmenler sınırları aşan dostluklar kurup farklı ülkeler ve kültürlerle ilgili bilgi alışverişinde bulunabiliyorlar. Kültürlerarası yakınlaşmayı sağlayan bu sistem sadece internet üzerinden yazışmayla sınırlı değil. Öğrenciler her altı haftada bir değişen proje ve 20 yarışma konuları hakkında katkıda bulunarak bilgi ve kültür alışverişinde de bulunabiliyorlar. Katılım süresi dolduğunda sistem üzerinden yapılan oylama sonucunda kazanan öğrenci belirleniyor ve ödüllendiriliyor. 19 Ekim günü okulumuza gelerek 6. ve 7. sınıflarımızdan bazılarını ziyaret eden ve sistemdeki yenilikleri anlatan NHL University of Applied Sciences öğretim elemanları Ron Barendsen ve Rolien Bos-Wierda aynı zamanda öğrencilerimizle sohbet ettiler ve ortak çalışmalardan duydukları heyecanı paylaştılar. KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M Ülkelerin Tadı Öğrenilen her dil dünyaya bakış açımızı değiştirir, yeni ve başka bir dünyanın kapılarını açar bize. Yeni bir dili öğrendiğimizde yalnızca o dili değil, o dili konuşan insanların duygu ve düşüncelerine her adımda biraz daha yakınlaşarak onları tanımayı da öğreniriz. Bir dili öğrenmek aynı zamanda farklı kültürleri farklı tatları da tanımamızı sağlar. 12 Aralık 2011’de, İkinci yabancı dil ile yeni tanışan 6.sınıf öğrencilerimizin hem öğrendikleri dili sevmelerine hem de öğrendikleri dilin kültürünü tanımalarına ve tanıtmalarına yardım eden ” İkinci Yabancı Dil Kültür Günü” müzü düzenledik. Velilerimizin hazırladığı Almanya, Fransa ve İspanya’ya özgü pasta, kek ve kurabiye çeşitleri öğrencilerimiz tarafından, kendilerine ayrılan stantlarda, ilköğretim iç bahçemizde satışa sunuldu. Elde edilen gelir 6. sınıflarımızın, Haftada 1 Lira Projesinde destekledikleri Tohum Otizm Vakfına aktarılmak üzere okulumuzun Sosyal Sorumluk Projesi Komitesine teslim edildi. Farklı kültürlerin tatları öğrencilerimizin çok ilgisini çekti. 6. sınıf velilerimize katkıları için çok teşekkür ediyoruz. KIŞ 2012 21 İ L K Ö Ğ R E T İ M European Eco Volunteer Sezin Okulunda Comenius Programı Comenius Programı, okul öncesinden liseye kadar bütün seviyelerde yürütülen, okul eğitimi ile bağlantılı olan herkesin dahil olduğu okul ortaklı proje çalışmalarıdır. Avrupa Birliği Hayatboyu Öğrenme Programı’nın bir parçası olan Comenius Çalışmaları öğrenciler ve eğitim personeli arasında Avrupa kültür ve dil çeşitliliği ile değerleri hakkında bilgi ve anlayış oluşturmayı, işbirliğini güçlendirmeyi, aktif bir Avrupa vatandaşı olma yolunda öğrencilerin kişisel gelişimleri için gerekli olan temel becerileri ve yeterlilikleri edinmelerini amaçlamaktadır. Sezin Okulunda Comenius Programı 1992 yılında Rio de Janerio’da gerçekleşen Dünya Zirvesi, farklı ülkelerden okullarla ortak yürütülecek projemiz için bir çıkış noktası olmuş ve zirveden çıkan “Tutum ve davranışlarımızdaki en küçük bir farklılaşma bile ihtiyaç duyulan değişimi gerçekleştirebilir.” mesajı esas alınmıştır. Avrupa komisyonunun 2011’i “Avrupa Gönüllülük Yılı” ilan etmesi, proje ile toplumun dikkatini gönüllü çalışmalara çekmek için iyi bir fırsat yaratmıştır. Rio Çevre ve Gelişim Bildirgesinde yayınlanan maddelerin birçoğu ortak projemizin tabanını oluşturmuştur. Projenin başlığı “Avrupa Çevre Gönüllülüğü” olarak belirlenmiştir. Projenin ana hedefi eğitimin bir parçası olarak çevre gönüllülüğünü artırmaktır. Bunun yanında, okul dışında da öğrenme, takım ruhunu geliştirme ve paydaşların konuştukları ana diller ile ilgili farkındalık yaratırken İngilizce’yi ortak iletişim dili olarak kullanmalarını sağlamak da önemli amaçlarımızdır. Sezin Okulu Comenius Okul Ortaklıkları Projesine Ağustos 2011 tarihinde dahil olarak çalışmalarına başlamıştır ve proje Ağustos 2013 tarihine kadar devam edecektir. 22 Ekim 2011 Romanya Koordinasyon Toplantısı 13-17 Ekim 2011 tarihlerinde Romanya’nın Vaslui kasabasında gerçekleştirilen Proje Koordinasyon toplantısına okulumuzdan Suzan Ustun ve Elvan Camuşcuoglu katılmıştır. Dört gün süren toplantılar boyunca gönüllü çevrecilik konusu kapsamında çeşitli etkinlikler yapılmıştır. Mihai Eminescu General School No6 Vaslui Okulunun tanıtımının ardından ortak ülke öğretmenleri projenin web sitesinin oluşturulması çalışmalarında yer almışlardır. Proje kapsamında Tarzii Ekolojik Çiftliği ve Lacu Rosu (Kırmızı Göl) ziyaret edilmiş ve yürütülen çalışmalar izlenmiştir. Mihai Eminescu Okulu öğrencilerinin hazırladığı atölye çalışmalarında atık malzemelerin kullanılarak yapıldığı ürünlerden oluşan sergi ve gösteriye katılınmıştır. Bir sonraki toplantı Mart 2012`de Wirral Grammar School for Boys Liverpool UK`de yapılacak ve bu toplantı okulumuzdan da bazı öğrencilerimizin katılımıyla gerçekleşecektir. Ortak okullar ve ülkeler: Scoala cu Clasele Romanya Emelwerda College Emmeloord Hollanda Hof Skole Norveç Wirral Grammar School for Boys İngiltere IES Rusadir İspanya Özel Sezin Okulu Türkiye KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M Yolumuz Yaratıcılık, Pusulamız Hayal Gücümüz Destination Imagination, öğrencilerin yaratıcı düşünme ve sorun çözme becerilerini geliştirdikleri ve farklı aşamalarda turnuvalara katıldıkları bir kulüptür. Özel Sezin İlköğretim Okulumuzdan 14 öğrenci, 26 Kasım 2011 tarihinde “Anlık Görev Yarışması” için Eyüboğlu Eğitim Kurumlarındaydı. Öğrencilerimiz bir tam gün boyunca önce task-based diye adlandırılan, materyal kullanarak çözüme ulaşılması beklenen görevde yarıştı. Öğleden sonraysa drama becerilerini sergileyerek başka bir görevi çözdüler. Her iki grubumuz da yoğun geçen günün ardından pizza partisinde dans ederek stres attı, yeni arkadaşlıklar kazanarak günü eğlenerek tamamladılar. Günün sonunda ilköğretim birinci kademe ekibimizin aldığı üçüncülük derecesiyle daha da mutlu ve neşeli bir şekilde okulumuza döndük. Turnuvada görev alan bütün öğrencilerimizi yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. 17-18 Şubat 2012’de Enka Okullarında düzenlenecek olan İstanbul Turnuvasında öğrencilerimiz hazırladıkları sinema fragmanı ile yarışacaklar. Hedefimiz Robert Kolejdeki yarı finale ardından da Amerika Knoxville’deki global finale kalarak, geçen seneki başarımızı devam ettirmektir. JMUN Konferansında Brezilya’yı Temsil Ettik Kasım 2011 tarihinde Hisar Okulları’nda JMUN konferansındaydık. Öğrencilerimizin özgüven dolu hareketleri, toplantılarda kendi grupları içinde gösterdikleri katılım, İngilizce konuşmadaki rahatlıkları bizleri çok mutlu etti. 6.7.ve 8. sınıf öğrencilerimizden Elif Karas, Selin Kaptana, Sezin Öztüfek, İdil Kutlu, Beliz Koçyiğit, Selin Yüksel, Uğur Tan Çırpıcıoğlu, Efe Vardal, Eda Özbelli, Eda Sert, Ela Çetin, Zeynep Yılmaz, İlke Tüzün 25-26-27 Kasım 2011 tarihlerinde Hisar Okullarında (HEV) düzenlenen JMUN 2011 adlı konferansa katıldılar. Konumuz ‘Feed the Wold’ yani ‘Dünyayı Doyurmak’ tı. Üç gün sürecek konferanslar için hazırlıklar, haftalar önce başladı. Geçen senelerden tecrübeli olan öğrencilerimizin yanında bu sene ilk kez bu konferanslara katılacak KIŞ 2012 öğrencilerimiz oldukça heyecanlıydı. Sezin Okulu olarak JMUN konferansına Brezilya’yı temsil ettik. Konferansa 450’ den fazla yerli ve yabancı öğrenci katıldı. Organizasyonu öğrenciler tarafından yürütülen konferansın iletişim dili İngilizceydi. Açılış konuşmasından sonra öğrenciler gruplarında hazırlık çalışmalarına başladı. Daha yoğun olan ikinci gün bir parti ile sonuçlandı. Son gün görkemli bir kapanıştan sonra okulumuza döndük. Öğrencilerimizin özgüven dolu hareketleri, toplantılardaki katılımları, İngilizce konuşmadaki rahatlıkları bizleri çok mutlu etti. JMUN konferansının öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimine de büyük bir katkı sağladığını düşünüyoruz. Hepsinin en kısa zamanda tekrar böyle bir organizasyona katılma konusundaki heyecanı bizlere doğru yolda olduğumuzu hissettirdi. Üç gün boyunca her sabah erken saatlerde çocuklarını okula getirip, aksam geç saatlerde tekrar almaya gelen velilerimize de bu çabalarından dolayı teşekkür ediyoruz. Yapılan her şeyin alınan sonuca değdiğini paylaşmak istiyoruz. 23 İ L K Ö Ğ R E T İ M Nasıl Bir Birey Yetiştirmek İstiyoruz? Prof. Dr.Acar Baltaş Okulumuzdaydı Günümüz dünyasında başarı, 21. yüzyılın artan taleplerine yanıt verebilmek ile yakından ilişkilidir.Çağın artan taleplerine yanıt verebilenler ise bedensel,zihinsel ve duygusal enerjilerini doğru kullanıp bunu yaşamlarına doğru yansıtabilenlerdir. Geleceğin bireylerini yetiştiren anne-baba ve öğretmenler için de; çocukların sahip oldukları enerji ve potansiyeli hayata yansıtmalarına imkan sağlamak günümüzde gittikçe önem kazanmaktadır.Bu önemli konuda Prof. Dr. Acar Baltaş, 14 Aralık Çarşamba günü “Potansiyelini Hayata Yansıtan Çocuklar Yetiştirmede Aile ve Öğretmenlerin Rolü” başlıklı semineri ile okulumuzdaydı. Enerjimizi nereye aktarırsak hayat orada gelişir Veli ve öğretmenlerimizin katılımı ile gerçekleşen seminerde; çocuklarda yeterlilik, ebeveyn tutumları, kabul edici ve güven verici aile tutumlarının neler olduğu, bireylerde özgüven ve özsaygı arasındaki fark gibi konular üzerinde durulmuştur. Hayatta başarının alınan notlar,elde edilen kazançlardan çok kendini gerçekleştirme,kendini yeterli hissetme ve bununla mutlu olma ile yakından ilgili olduğu belirtilen seminerde;başarısızlığın hayatın en doğal yanı olduğu ve insanı geliştiren, olgunlaştıran “insanı insan yapan” temel bir işlevi olduğu vurgulanmıştır. Çocuk yetiştirir- ken “DÜNYANIN EN İYİSİ” ni değil “DÜNYA İÇİN İYİ İNSAN” yetiştirmenin hedef alınmasını öneren Prof. Dr. Acar Baltaş ; ailelerin başarı arttırmak için yaptıkları pek çok iyi niyetli girişimin potansiyeli yansıtmada engel teşkil ettiğini, çocuklarımızın tabiatlarını kabul ettiğimiz ölçüde onlara yardımcı olabileceğimizi belirtmiştir. Baltaş, bağışlayıcı olmanın,sabretmenin,elindekinin kıymetini bilmenin ve kendisinden daha az şanslı olanlara yardım etmenin; mutlu ve başarılı insan yetiştirmede çoğu zaman göz ardı edilen temel değerler olduğunu vurgulamıştır. Prof. Dr. Norma Razon Bizlerleydi… Okulumuzda 30.Kasım.2011 Çarşamba günü ‘Çocuğumuzla İletişim, Disiplin ve Sorumluluk’ başlıkları ile gerçekleştirilen veli seminerimizde konuğumuz, Prof. Dr. Norma Razon’ du. Seminerde ebeveyn tutumları, çocuklara gösterilen disiplin yaklaşımları, çocuklara ancak verilirse beklenebilecek olan sorumluluk duygusu konuları tartışıldı. İçinde bulunduğumuz çağda ebeveynler olarak çocuklarımızla nasıl iletişim kurduğumuz ve ne kadar zaman geçirebildiğimiz konuları interaktif bir şekilde değerlendirildi. Ailelerin, çocukların öncelikle maddi beklenti ve ihtiyaçlarına mı; yoksa sevgi, ilgi ve hatta birlikte zaman geçirme ihtiyaçlarına mı daha çok önem verdikleri ve çocukların bunlardan hangilerinin daha öncelikli 24 olarak karşılanmasına ihtiyaç duydukları irdelendi. Kendilerine güvenen ve kendilerinin farkında olan çocuklar yetiştirmek için ebeveynlerin rolünün tartışıldığı seminerde velilerimiz, günlük yaşam deneyimlerini paylaşma ve çıkabilecek sorunlara ilişkin farklı bakış açıları duyma fırsatı yakaladı. Ayrıca çalışma, paylaşılan sorunlara ilişkin ortak akıl geliştirme konusunda hem çalışmaya katılan öğretmenlerimiz hem de velilerimiz için bir yol haritası oluşturdu. KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M Damla Damla... “Haftada 1 Lira” “Haftada 1 Lira” Bir Liranın istenirse ne çok sorunun çözümüne katkıda bulunabileceğini gösteren bir sosyal sorumluluk projesidir. 2007-2008 öğretim yılında başlattığımız Haftada 1 Lira Projesi;“Yaşama Hakkı”nı anlatma ilkesinden yola çıkarak öğrencilerimizin sosyal sorumluluklarını hatırlamalarını, hastalık, bedensel ve zihinsel farklılık ya da ekonomik nedenlerle farklı koşullarda sürdürülen yaşamları öğrenmelerini ve desteklemelerini, desteklerini projelendirerek yaşama geçirmelerini ve katkılarını somut olarak görmelerini, Sivil Toplum Kurumlarını tanımalarını ve tanıtmalarını sağlayan, Haftada 1 Liranın istenirse ne çok sorunun çözümüne katkıda bulunabileceğini gösteren bir sosyal sorumluluk projesidir. Proje kapsamında 1.dönem, sınıf düzeylerine uygun olarak seçilen Sivil Toplum Kurumları öğrencilerimize tanıtıldı ve destekleyecekleri kurumlarla ilgili sınıf içi çalışmalar yapıldı. 28 Eylül 2011’ de Bedensel Engelliler Derneği Başkanı Kemal Demirel, 3.Ekim 2011’ de Üsküdar Belediyesi Hayvan Barınağından veteriner hekimler Meliha Turhan ve Şenay Kartal, 13 Ekim 2011’ de Evsiz Hayvanları Koruma Derneği yönetim kurulu üyesi Bilge Okay ve veteriner hekim Murat Bekham, 2 Kasım 2011’ de LÖSEV’ den Seda Hanım, 14 Kasım 2011’ de Tohum Otizm Vakfından eğitimci Deniz Onur, okulumuzu ziyaret ederek öğrencilerimizi sunum ve animasyonlarla bilgilendirdiler. 2010 - 2011 öğretim yılının birikimleri makbuz karşılığında öğrencilerimiz tarafından kendilerine teslim edildi. Projemiz gereği STK’ların ihtiyacı olan eğitim materyalleri derslerde öğrencilerimiz tarafından hazırlanıyor. (İngilizce öykü yazma, CD’ye SBS soruları okuma vb.) Geçen yıl Veysel Vardal Görme Engelliler İlköğretim Okulu destekleme çalışmalarında son üç yılın SBS KIŞ 2012 soruları öğrencilerimiz tarafından CD’lere okunmuş ve teslim edilmişti. V.V.G.İ. Okulunun Müdürü Ömer Bey, bu çalışmanın öğrencileri için çok yararlı olduğunu ve desteğimizin devam etmesini arzuladıklarını belirtti. Bu taleb doğrultusunda 2011 SBS sorularının, gönüllü öğretmen ve öğrencilerimiz tarafından CD’ ye okuma çalışmaları sürdürülmektedir. Geçen yıl V.V.G.E.İ.O’ nun ihtiyacı olan, metin dosyalarını, her türden şekil ve grafiksel materyali görme engelliler için dokunarak görebilecekleri formatta basan kabartma yazıcı ve baskı makinesini, sahibi aynı okuldan mezun olan bir firmaya ısmarlamıştık.Yazılımı yeni tamamlanan makineyi yurt dışından getirdik, ödemesini yaptık ancak satın alınan firmada bekletiyoruz. Okul binasındaki deprem bakım çalışması nedeniyle geçici olarak başka bir okulda öğretime devam eden görme engelli öğrencilerimize okul müdürlerinin isteği üzerine okullarına döndüklerinde teslim edeceğiz. 2.Sınıflarımızla Kızılay Çekmeköy şubesinin gerçekleştirdiği 29 Ekim - 4 Kasım “Paylaşalım, Oynayalım, Paylaştıkça Çoğalalım” projesine katıldık. Öğrencilerimiz Kızılay’ın verdiği torbalara oyuncak, kitap vb. eşyalarını koydular ve duygularını sözcüklere döküp küçük kartlara yazarak hiç tanımadıkları arkadaşlarına gönderdiler. Van depremi için lise ve ilköğretim öğrencilerimizin ortak çalışması olarak iki kez kışlık giysi ve ihtiyaç maddesi toplanıp, paketlenerek Vanlı bir velimiz tarafından bizzat Van’a götürüldü. Ana sınıfından 8. Sınıflara kadar tüm sınıflar seviyesinde oyuncak kampanyası yapıldı ve gönüllü öğ- rencilerimiz paketledikleri çocukluk oyuncaklarını yeni yıla kadar Uçal Kâğıt İlköğretim Okulundaki öğrencilere aktarılmak üzere Sezin Lisesi Sosyal Sorumluluk Grubuna teslim ettiler. 16 Kasım’da 5. sınıf öğrencilerimiz LÖSEV yararına ; 3. sınıf öğrencilerimiz Bedensel Engelliler yararına kendi yaptıkları ürünlerle bir kermes düzenlediler. 2011-2012 öğretim yılı içinde yeni hedeflerimizden biri de Haftada 1 Lira projemizin diğer kurum ve okullarda uygulanmasına öncülük etmek, desteklediğimiz kurumların birbirleriyle iletişimini sağlayarak damlaların göl haline gelmesine katkıda bulunmak. Küçük bir adım attık ve EHKD ile Tohum Otizm Vakfının yıllardır arzuladıkları buluşmaya aracı olduk. Sevgi ve dayanışma yolunda çoğalarak daha büyük adımlarla yürümek üzere! Plastik Kapak Topla Benim İçin Sosyal Sorumluluk Projelerimiz kapsamında, fen ve teknoloji bölümü öğretmenimiz Ayten Kıvrak sorumluluğunda yürüttüğümüz, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın tekerlekli sandalye sahibi olmalarını sağlayan “ Plastik Kapak Topla Benim İçin ” kampanyasına devam ediyoruz. Yaklaşık 250 kg plastik kapak ile bir tekerlekli sandalye alınabilmektedir. Öğrencilerimiz ve velilerimiz bu kampanyamıza da yoğun ilgi gösteriyorlar. Geçtiğimiz günlerde öğrencilerimiz Defne(2A) - İdil (1B) Karaşahin kardeşler anne ve babalarıyla birlikte çok sayıda plastik kapağı Sosyal Sorumluluk P. Komitemize teslim ettiler. Karaşahin ailesine destekleri için teşekkür ediyoruz. 25 İ L K Ö Ğ R E T İ M Dünya Okul Süt Günü Hayatımda Süt Süt insan yaşamının her döneminde gerekli bir besindir. Çocuk ve gençlerin fiziksel gelişimindeki etkileri düşünüldüğünde sütün önemi daha iyi anlaşılır. Süheda İmamoğlu Beslenme ve Diyet Uzmanı Özel Sezin Okulu Alışkanlıklar, gelişme çağının sürdüğü dönemde kazanılır. Özellikle çocuklarda gün içinde farklı şekillerde sunulan süt ve süt ürünleri tüketimi artırır. Günlük ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlar. Alışkanlık kazanmalarını destekler. Süt, kalsiyum içeriğiyle en zengin besin kabul edilir. Kalsiyumun yanı sıra B vitaminleri, A vitamini, ve magnezyum bakımından da çok zengindir. Vücut protein sentezi için gereken amino asitlerden bazılarını üretemez. Bunlara elzem amino asitler denir. Süt ve süt ürünlerinde ihtiyacımız olan tüm elzem amino asitlerde vardır. Etin olmadığı yerde bir dilim peynir, bir kâse yoğurt, bir bardak süt tüketilmesi dengeli beslenmeyi sağlar. Başta kemik sağlığı olmak üzere süt bağışıklık sistemini güçlendirir. Hastalıklara 26 direnci artırır. Süt ve obezite arasındaki ilişki bilimsel olarak yakın zamanlarda açıklanmıştır. Sütle birlikte alınan kalsiyum obezite riskini azaltmaktadır. Sağlık Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünün birlikte çalışarak hazırladığı Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde yeterli ve dengeli beslenmek için gereken dört besin grubundan biri süt ve süt ürünleridir. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ülkemizde yıllık kişi başı süt tüketim miktarının 146 lt olduğunu belirtmektedir. Bu miktar içilen sütle birlikte yoğurt, peynir ve tüm süt ürünlerini içine almaktadır. Avrupa ülkelerinin yıllık ortalama kişi başı süt tüketimi 342 lt, ABD’nin de 296 lt ‘dir. Sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi için süt tüketimini artırmalıyız. Bu nedenle her yıl 27 Eylül Dünya Okul Süt Günü kabul edilmiştir. Bu yıl okulumuzda Dünya Okul Süt Günü etkinliğini Sezin Yemek Kulübü öğrencileri ile birlikte gerçekleştirdik. Mutfağımızda muz, çilek, kavun, şeftali, kakao ve dondurma ile sütler hazırladık. Kurduğumuz stantlarda sunduğumuz sütlü içecekleri öğrencilerimiz büyük bir ilgiyle karşıladı. Öğrencilerimizin içtiği süt miktarının umduğumuzdan fazla olması bizi çok sevindirdi. Öğrencilerimizin akademik eğitimleri kadar doğru beslenme tutumları kazanmaları da bizim için büyük önem taşımaktadır. Bu dönemde alacakları beslenme eğitimi tüm hayatları boyunca onlara faydalı olacak alışkanlıklar kazandıracaktır. Bu sorumluluğu aileler ve kurumlar birlikte ele almalıdırlar. Sağlıklı nesillerin yetişmesinde Dünya Okul Süt Günü vesilesiyle katkıda bulunduğumuz için çok mutluyuz. KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M Memorial Hastanesi’nden Kişisel Bakım Eğitimi Sağlıklı olmak, insan mutluluğunun öncelik taşıyan bir öğesidir. Sağlıklı bir yaşam için alınması gereken önlemlerin pek çoğu günlük hayatımızda uygulamamız gereken küçük ve kolay çabalardan oluşur. Nerede olursa olsun günlük hayatı düzenleyen bazı temel kuralların bilinerek uygulanması, sağlığın korunmasını ve diğer bireylerle paylaştığımız hayatı kolaylaştırır. Bu kurallardan en önemlileri: temizlik, sağlıklı beslenme, düzenli hayat, sigara, alkol, uyarıcı ve uyuşturucu maddelerden uzak durmadır. Her insan kendi temizliğinden sorumludur. Temizliğin sadece görünür kirlenme olduğunda yapılması yeterli değildir. Örneğin, uykudan uyanınca yüzün yıkanması, çamaşırların değiştirilmesi, gündelik temizlik uygulamalarıdır. Başta kişinin kendi sağlığı olmak üzere başkalarının da sağlığını korumanın en önemli aracı temizliktir. Sadece beden temizliği değil, kullanılan her şeyi ve her ortamı temiz tutmak da temiz olmanın gereğidir. Bu doğrultuda her ay farklı bir değerin gündeme getirilip konuyla ilgili değişik etkinliklerin düzenlendiği okulumuzda Aralık ayında “Hijyen ve Sağlıklı Yaşam” değeri ele alındı. Konuyla ilgili yapılan etkinliklerden biri olarak 15 Aralık 2011 Perşembe tarihinde 6, 7 ve 8.sınıflarımıza yönelik “Kişisel Bakım ve Bulaşıcı Hastalıklar” konulu bir söyleşi gerçekleştirdik. Konuğumuz Memorial Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı Dr. Servet Alan’ın; özellikle ergenlik dönemi ile birlikte önem kazanan kişisel bakım, doğru el yıkama yöntemi, yiyeceklerin hazırlanma ve saklanmasında dikkat edilmesi gereken noktalar ve tüm bunların hastalıkların bulaşması ile ilişkisi konularında verdiği bilgiler öğrencilerimiz tarafından ilgiyle dinlendi. Öğrencilerimizin konuyla ilgili sordukları ilginç soruların yanıtlanmasıyla son bulan söyleşinin ardından 8.sınıf öğrencilerinden Tara Kolcuoğlu ve 6.sınıf öğrencilerinden Caner Toygar Uzm. Dr. Servet Alan ile bir röportaj gerçekleştirdiler. KIŞ 2012 Uzm.Dr. Servet Alan ile Caner Toygar - Tara Kolcuoğlu’nun röportajı Dr. Servet Alan Kimdir? Uzm. Dr. Servet Alan, 19831989 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmuştur.1991-1993 tarihleri arasında aynı üniversitede “Pediatrik Enfeksiyon Hastalıkları” alanında yüksek lisans yapmıştır. 1997 yılından itibaren Haseki Eğitim Araştırma Hastanesinde, 2000 yılından beri ise Memorial Hastanesinde “Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı” olarak görev yapmaktadır. 8.sınıf öğrencilerinden Tara Kolcuoğlu ve 6.sınıf öğrencilerinden Caner Toygar Uzm. Dr. Servet Alan ile gerçekleştirdikleri röportajı hep birlikte keyifle okuyalım. Caner Toygar: Kış hastalıkları nelerdir? Kış hastalıklarının oluşmasında kişisel bakım ve hijyenin etkisi var mıdır? Uzm.Dr.Servet Alan: Grip, soğuk algınlığı kış hastalıklarındandır. Kış hastalıklarında kişisel bakımın ve hijyenin doğrudan etkisi vardır. El yıkama önemli bir faktördür. Tara Kolcuoğlu: Kış hastalıklarının önlenmesinde sadece kişisel bakım ve hijyen mi önemli, bunun yanında iyi beslenmek ve vitamin takviyesi de almak gerekmez mi? Uzm. Dr. Servet Alan: İyi beslenmek tüm hastalıklardan korunmak için önemlidir. İyi beslenen kişi ihtiyacı olan vitaminlerin çoğunu gıdalarla sağlayacaktır. Vitaminler de destekleyici olarak kullanılabilir. Ama unutmamak gerekir ki hijyen ve bakım da oldukça önemlidir. Caner Toygar: Kış hastalıklarını önlemede kişisel bakımın önemli olduğunu bu söyleşide daha detaylı olarak öğrendik. Peki, anti bakteriyel sabunlar bu konuda gerçekten işe yarıyor mu? Ayrıca bazı yerlerde bu sabunların uzun süre kullanıldığı taktirde bakterileri yok etmek yerine onlara bağışıklık kazandırdığı yazıyor. Bu doğru mudur? Uzm.Dr.Servet Alan: Evet, doğrudur. Mikroplar, gerek olmadığı halde anti mikrobiyel madde kullanımı durumunda bunlara direnç gösterebilirler. Günlük yaşamda sabun kullanmak yeterlidir. Tara Kolcuoğlu: İncelediğim makalelerde gördüğüm kadarıyla el yıkama sonrası etkin kurulama işlemi yapılmadığı taktirde el yıkama ile sağlanan hijyen yetersiz kalıyor. Bunun nedeni nedir? Uzm.Dr.Servet Alan: Su ve sabunla mikrop sayısını azaltırız, hastalığa neden olabilecek zararlı mikropları da uzaklaştırırız. Kurulama ile fiziksel olarak mikropları uzaklaştırırız. Ellerimizi kuruladığımız peçeteyle muslukları kapatırsak musluk üzerinden gelebilecek mikropları da önlemiş oluruz. Caner Toygar: Peki, kişisel bakım ile hastalıklardan nasıl korunabiliriz? Uzm.Dr.Servet Alan: El temizliği grip, tifo, kolera gibi solunum ve sindirim yoluyla bulaşan bazı hastalıklardan korunmayı sağlar. Vücut temizliği ile bit, kene gibi bazı parazit hastalıkları ve cilt hastalıklarından korunmayı sağlar. 27 Ana Sınıfı ve 1.Sınıflarımızla Sanat Galerisinde Bir Gün Görsel sanatlar zümremizce düzenlenen gezide ana sınıfı ve 1.sınıf öğrencilerimiz “Sanat galerisi nedir? Nasıl gezilir? Sanat eserleri ne için yapılır? Ressamlarla, heykeltraşlar ve seramik sanatçıları arasında hangi farklar vardır?’’ gibi sorularına cevap buldular. Bir kültür ve sanat projesi olan “Renklere ve Seslere Yön Verenler” projesi kapsamında Bakraç Sanat Galerisinde Ana sınıfı (2 Aralık 2011) ve 1. Sınıf (9 Aralık 2011) öğrencilerimizle ayrı zamanlarda atölye çalışması yaptık.Bu gezimizde öğrencilerimiz ,orijinal eserleri yerinde görüp incelediler’’Sanat galerisi nedir, nasıl gezilir, sanat eserleri ne için yapılır;ressamlarla, heykeltıraşlar ve seramik sanatçıları arasında ne gibi farklar vardır?’’ gibi sorularına cevap buldular. Ressam Metin Gönül’ün suluboya çiçeklerini hayranlıkla izleyen öğrencilerimiz;sanatçının resimlerindeki renkleri, biçimleri incelediler. Ressamın resimlerini hangi duygularla yaptığını anlamaya çalıştılar. Ressam Vahap Demirbaş’ın resimlerini de inceleyen öğrencilerimiz, iki ressam arasındaki sitil farkını anlamaya çalıştılar. 28 Othar Shcabize’nin renkli seramik tabaklarındaki balık ve horoz figürleri, “eli belinde” motifli sürahileri, kedi desenli duvar tabakları öğrencilerimizin ilgisini çekti. Aynı zamanda geleneksel el sanatımız olan halı ve kilim örneklerini yakından gören öğrencilerimiz, her motifin bir anlamı olduğunu ve her yörenin farklı bir anlatım tarzı olduğunu fark ettiler. Öğrencilerimiz günün sonunda okulumuza dönerken sanatla dopdolu bir gün geçirmenin mutluluğu içindeydiler. KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M Özel Sezin İlköğretim Okulu Ana sınıfı, 1,2 ve 3.sınıf öğrencileri ile görsel sanatlar, müzik ve İngilizce dersinde bir sanat ve kültür çalışması olan “ Renkler ve Seslere Yön Verenler“ disiplinlerarası projesini uyguladık. Bu proje öğrencilerin temel becerilerini ortaya çıkartmaya, yeni kazanımlar elde etmeye, değişik etkinliklerden örnekler incelemelerini sağlayarak, yeni çalışmalar ortaya koyabilmelerine fırsat vermiştir. Bilgi dağarcığına sanatçıları isimlerini, yaptıkları eserleri ve tınıları katmışlardır. Ana Sınıfı : Renoir – Monet – Vivaldi 1.sınıf: Bach- Kandisnky 2.sınıf: Picasso-Beethoven, Mozart 3.sınıf: : Henri Rousseau- Chopin, Tchaikovsky Görsel Sanatlar ve İngilizce derslerinde 4.5.6.7.8. sınıflarla da “Renklere Yön Verenler” Projesini uyguladık. Öğrencilerimiz çeşitli sanatçıları tanıyarak iki boyutlu yorumlarını yaparak üzerine de İngilizce yorumlarını yazdılar. Hem öğrenip, hem de eğlenen öğrencilerimiz sırasıyla şu sanatçıları tanıdılar. Modigliani, Chagall, Gauguin, Lichtenstein, Matisse, Lautrec, Andy Varol Çağdaş Sanatı Tanımak 25 Kasım 2011’de Akbank tarafından düzenlenen Contemporary İstanbul ’11 Çocuk Atölyesi çalışmasına on öğrencimizle katıldık. Bu sergide ve atölye çalışmasında modern ve güncel sanatın ustalarını daha yakından tanıyıp çağdaş sanatın sadece tuval ve boya olmadığını anladık. Çağdaş sanatçıların çalışmalarından ilham alan öğrencilerimiz sanatçının anlatmak istediklerine soru cevap yolu ile düşünerek yaşamın farkındalığı adına önemli bir adım daha attılar. Atölyede kocaman bir top üzerinde diğer okullardan gelen öğrencilerle tasarım yapan öğrencilerimiz, yeni bir şey yaratmanın da hazzını yaşadılar. Çalışmamıza Katılan Öğrenciler 1A Asya Menteş, Fatma Hayat Savcı 1B Doruk Aksu, Kaan Karakurdu 1C Kaan Coora, Kerem Özkan 2A İpek Naz Karataş 2B Berk Çevik, Ada Kahyaoğlu 2C Nehir Ersöz KIŞ 2012 29 İ L K Ö Ğ R E T İ M Sezin’de Enstrüman Eğitimi 4. sınıftan itibaren Müzik Eğitimi derslerinde enstrüman eğitimine başladık. Öğrencilerimiz piyano, gitar, keman ve flüt enstrümanlarından birini seçerek müzik derslerinde enstrüman eğitimi alıyorlar. Enstrüman çalışmalarımız müzik dersinde sınıfın 4’e ayrılmasıyla yapılır. Her grup kendi dersliğinde kendi öğretmeniyle çalışmasını yapar. Enstrüman dersleri sınıf dersi şeklinde değil bireysel çalışma şeklindedir. Her öğrencinin bireysel yatkınlığı ve becerisi farklı olduğundan öğrenme süreci de her öğrencide farklı gelişir. Öğrencilerimize bireysel programlar hazırlayarak enstrüman eğitimimizi 7. sınıfın sonuna kadar sürdüreceğiz. 30 KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M Öğretmenler Günü Tiyatrosu Her yıl değişik bir oyun sergileyerek 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne bambaşka bir lezzet katan Özel Sezin Okulu öğretmenleri bu yıl da masal kahramanlarını sahnede buluşturdular. Öğretmenlerini çok farklı bir kişiliğe bürünmüş olarak gören öğrenciler kullanılan kostümler ve başarıyla uygulanmış sahne makyajı ile öğretmenlerini tanımakta zorlandılar. Her yıl olduğu gibi bu yıl da heyecanla tiyatronun sergilenmesini bekleyen öğrenciler gün boyunca öğretmenlerinin bu önemli gününü kutlamayı da ihmal etmediler. KIŞ 2012 31 İ L K Ö Ğ R E T İ M Sosyal Bilgiler Dersinde Oluşturmacı Yaklaşım (constructivism) Uygulamaları Ve Özel Sezin İlköğretim Okulu Örneği Ülkemizde 2005-2006 öğretim yılında yürürlüğe giren hayat bilgisi ve sosyal bilgiler dersi programları incelendiğinde, bu programlarda oluşturmacı (yapılandırmacı) bakış açısı dikkat çekmektedir. Oluşturmacılığın tarihsel kökeni Sokrates’e kadar uzanır. Sokrates’in öğrencilerle çalışmayı çok sevdiği, oluşturmacılıkta önemli yeri olan eleştirel düşünceyi geliştirmek için öğrencilere sorularla rehberlik ettiği bilinir. Sokrates, kendisine sorulan sorulara cevap vermekten çok soruyu soran için yeni sorular üretir. Sokrates’le konuşan gençler yargılamayı ve düşünmeyi öğrenir. Sokrates çelişkileri gizleyen perdeyi açarak gençleri gerçekleri aramaya yöneltir. Oluşturmacı yaklaşımın teorik temellerini 1900’lü yılların başında Piaget, Vice ve Kahn atmaya çalışmışlardır. Bu yaklaşımın önde gelen teorisyenleri ise Piaget, Bruner, Ausubel, Vygotsky ve Dewey’dir. Oluşturmacılık bir öğretme yaklaşımı değil, bir öğrenme yaklaşımıdır. Öğrenme sorunu; problem çözme, eleştirel düşünme ve öğrencilerin aktif katılımı üzerine şekillenmiştir. Öğrenci yeni elde ettiği bir bilgiyle önceden var olan bilgileri zihinde birleştirmeli ve yeniden bilgi inşa etmelidir. Oluşturmacılık; bilgi, 32 bilginin doğası, nasıl bildiğimiz ve bilginin yapılandırılması sürecinin nasıl bir süreç olduğu, bu sürecin nelerden etkilendiği gibi konularla ilgilenmekte ve eğitsel uygulamaları yönlendirmektedir. Oluşturmacı yaklaşımda öğretmen; öğrencilerin aktif katılımı için yardımcı olmalı, rehberlik etmeli, cesaret vermeli, öğrenciyi eleştirel düşünmeye teşvik etmeli, öğrenme etkinlikleriyle analiz ve sentez yapmaya yönlendirmelidir. Aktif öğrenme; öğrenenin öğrenme sürecinin sorumluluğunu taşıdığı, öğrenene öğrenme sürecinin çeşitli yönleri ile ilgili karar alma ve öz düzenleme yapma fırsatlarının verildiği ve çeşitli öğretimsel işlerle öğrenenin öğrenme sırasında zihinsel yeteneklerini kullanmaya zorlandığı bir süreçtir. Aktif öğrenmenin kuramsal temelleri ise oluşturmacılığa (constructivism) dayanmaktadır. Oluşturmacı yaklaşımda öğrencilerden araştırma raporları, magazinler, fiziksel modeller, oyunlar, hikâyeler, şarkılar, röportajlar, film çalışmaları, danslar, resim, gravür, kil çalışmaları ürün olarak istenebilir. Bu ürünler değerlendirme sürecinde öğrencinin öğrenme anlayışını ortaya koymaktadır. Oluşturmacılık yaklaşımında; 1. Öğrencilerin ön bilgisi, inançları, algılamaları ve kavram anlayışı anlamlı olmalıdır. 2. Öğrencilerin bilişsel bilgisi, kendini düzenleme becerileri ve bilgilenmelerinin gelişmesi için çaba harcanmalıdır. 3. Tartışma sürecinde anlamlı paylaşma ortamları oluşturulmalıdır. 4. Kavramlar ya da bilginin sunulmasında ve öğrenmede etkililiğin artıracak çoklu ortam sunumları kullanılmalıdır. 5. Doğal öğrenme süreci içerisinde; etkileşimli bilgi paylaşımını geliştirici, bilgi kullanımını özendiren ve öğrenme coşkusunu artıran öğretimsel yöntemler geliştirilmelidir. 6. Öğrenci çalışmalarında süreci iyi izleyen, oluşturmacı yaklaşıma uygun ölçme ve değerlendirme araçları kullanılmalıdır. Bu temel ilkelerin dışında iletişim, bireycilik, sezgi, araştırma, üst düzey düşünme becerileri, disiplinler arası aktiviteler, esnek zaman programı, çoklu disiplinleri içeren problemler, öğrenci merkezli eğitim, açık uçlu problem çözme, orijinallik, geniş tabanlı temalar ve akran değerlendirmesi oluşturmacı (yapılandırmacı) yaklaşımın dikkat çeken diğer özellikleridir. 2005 -2006 öğretim yılında yürürlüğe giren hayat bilgisi KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M ve sosyal bilgiler programının oluşturmacı (yapılandırmacı) yaklaşım temeli olduğunu yazımızın başında belirtmiştik. Özel Sezin İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Zümresi olarak, “ders işlenişinde öğrenen ve etkinlik merkezli, becerileri geliştiren bir anlayışla beraber, alternatif değerlendirme yöntemlerinden performans ölçülmesi, gözlem, görüşme vb. araçları kullanmaktayız. Bu çalışmaların ve yaklaşımların temel amacı; öğrencilerde Sosyal Bilgiler alanındaki değişimi ve sürekliliği algılama, zaman ve kronolojiyi kavrama, problem çözme, karar verme, araştırma becerisi edinme, yaratıcı ve eleştirel bakış oluşturmayı sağlamanın yanında özellikle üst düzey zihinsel düşünme becerilerini geliştirmektir. 13-15 Ekim 2011 tarihleri arasında KIŞ 2012 okulumuzca gerçekleştirilen ‘’HATTUŞA TARİHE DOKUNMAK’’ projesi İlköğretim 6.sınıf öğrencileriyle yapılan oluşturmacı yaklaşıma dönük bir çalışmaydı.Bu çalışmada öğrenci aktifliği temel alındı.Sorgu aktiviteleri (Ortak metin ve soru oluşturma), konu hakkında düşünmesini geliştirecek öğretmen, uzman ve akran diyaloğları, (Ortak grup çalışmaları ve ders paylaşımları) bilginin çok yönlü kaynağının açığa çıkarılması (Alan draması,etkinlik kağıtları,müzede kanıt bulma oyunu),öğrencilerin kavrayışlarını çeşitli şekillerde gösterecek fırsatlar (gravür,resim çalışmaları,alanlardan alınan gerçek ve imitasyon kanıtlar,anı defteri,dönem gazetesi) kullanıldı. Öğrencilerin kendi düşünme şemalarını oluşturmak için araştırmaya dayalı ders yaklaşımı benimsenmişdi.Bunun için araştırmacı öğrenme yaklaşımı projenin temelini oluşturmuşdu. Kaynakça: Açıkgöz, K.Ü Aktif Öğrenme. İzmir Eğitim Dünyası Arslan ,A (2004) ‘’Oluşturmacı Yaklaşıma Dayalı İşbirlikli Öğrenmenin İlköğretim Sosyal Bilgiler dersine etkileri Zonguldak Kara Elmas Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi Demirel,Ö (2003,2004)Eğitimde Program Geliştirme Pegem yayınları MEB (2004) Hayat Bilgisi ve Sosyal BilgilerDersi Öğretim Programı ,Talim Terbiye Başkanlığı Ankara Yanpar.TUĞBA(2006) Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler Öğretimi Pegem Yayınları Yelken Yanpar,TUĞBA (2010) Tarih Nasıl Öğretilir Yeni İnsan Yayınları 33 İ L K Ö Ğ R E T İ M Kitap Dolu Bir Hafta Kitaplar bizim en iyi arkadaşlarımız onlarla küçük yaşta kuracağımız dostluk yaşam boyu sürecektir 21-25 Kasım haftasında yazarlarımızla ve kitaplarla buluştuk. Çeşitli yayınevlerinin kurduğu stantlarda rengarenk kitaplar bizleri bekliyordu. Hafta boyunca süren etkinliklerde söyleşilere katıldık,yazarlarımıza kitaplarımızı imzalattık. Araştırmacı yazar Yusuf Çotuksöken söyleşisinde 6,7 ve8.sınıflarımızı Türkçenin incelikleri içinde bir yolculuğa çıkardı. Deyimlerden atasözlerine ,atasözlerinden dil yanlışlarına uzanan yolculuğumuzda sözcüklerin de tıpkı insanlar gibi doğup yaşayıp öldüklerini öğrendik. Onların yaşamını güzelleştirmenin de bizim elimizde olduğunu anlayıp doğru yazıp doğru konuşmanın önemini kavradık 3.ve4.sınıf öğrencilerimiz ,Nur İçözü ile öykü atölyesinde birlikte oldular. Nur İçözü’yle yazdıkları öykülere resim atölyemizde Saadet Ceylan’la birlikte resimler yaptılar. Şebnem Oral Müzikli Masal Sepeti ile konuğumuz oldu. Ana sınıfları ile1,2 ve 3.sınıflarımızın katıldığı etkinlikte öğrencilerimiz eğlenceli dakikalar geçirdi.Bir yandan masalı dinlerken diğer yandan Türkçe ,İngilizce şarkılar söyleyip dans ettik. Kitaplar bizim en iyi arkadaşlarımız onlarla küçük yaşta kuracağımız dostluk yaşam boyu sürecektir. Kitap dolu günlerimizde bize destek veren yazarlarımıza,çizerlerimize ve yayınevlerimize teşekkür ediyoruz. Öykü Cumhuriyetinden Resim Cumhuriyetine Dünya çocuk kitapları haftasında çocuk kitaplarının sihirli kalemi Nur İçözü konuğumuzdu.Nur İçözü başkanlığında bir öykü cumhuriyeti kurduk.Yazarımızın bize göster- diği resimden yola çıkarak sınıfça bir öykü yazdık. Ertesi gün sıra yazdığımız öykülere resim yapmaya gelmişti.Bu kez istediğimiz renkleri, çizgileri kullandığımız resim cumhuriyetindeydik. 34 KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M Öykülerimizi Birlikte Yazdık... 3A 3B Beş küçük penguen Antartika’da birlikte yaşıyorlardı. Bir gün içlerinden biri, uzakta birkaç avcı gördü. Avcılar onları gözlüyordu. Hemen değişik yönlere kaçmaya karar verdiler. İçlerinden biri olabildiğince hızla koşup sürüdeki diğer penguenlere haber verdi. Bir diğeri koşarak uzaklaşmaya çalışırken düştü, avcılara doğru göbeğinin üzerinde kaymaya başladı. Arkadaşları peşinden yetişmeye çalıştılar ama bu o kadar da kolay değildi. Penguen ise hızla avcılara yaklaşıyordu. Avcılar kendilerine yaklaşan küçük pengueni görünce pek sevindiler. İşte, hayvanat bahçesine satacakları av, ayaklarına geliyordu. Hemen uyuşturucu iğne atan tüfeklerini doğrulttular. Küçük penguen çok geçmeden baygın bir halde, önlerinde yatıyordu. Arkadaşlar avcıların dikkatini çekerek onu kurtarmak istedi. Bir tanesi garip sesler çıkararak, avcıların dikkatini kendine çekti. Avcılar hemen yanı başlarında yeni bir penguen görünce, ona doğru koşmaya başladılar. Hayvanat bahçelerine satacakları bir penguenleri daha ayaklarına gelmişti işte! Akıllı penguen, avcılar ona yaklaştıkça geri geri buzulların kenerına doğru kaçıyordu. Adamlar öylesine heyecana kapılmışlardı ki, buzulun kenarındaki büyük oyuğu fark etmediler. Bir anda kendilerini buz gibi suyun içinde buldular. Diğer penguenler çabucak baygın arkadaşlarının yanına varmışlardı. Onu, minik halatlarıyla taşıyıp, sürünün toplandığı yere götürdüler. Soğuk karlı bir gecede, Güney Kutbu’nun, buzlu derinliklerindeydim. Birden bir penguen ailesi gördüm. Penguenler duyulmaz müziğin eşliğinde dans eder gibiydiler. Sanki birleriyle konuşur gibi davranıyorlardı. Arada birkaçı kaydıraktan kayarmış gibi buzdağlarından aşağı kayıyorlardı. Çok güzel görünüyorlardı. Çok neşeliydiler. Acaba bayramları mı vardı? Neşe içinde atlayıp zıplarken içlerinden biri, hızla kayıp suya düştü. Bir anda buzlu sular karıştı. Eğlenen penguenler heyecanla kıyıya koştular. Sular neden böyle dalgalanıyordu? Yoksa arkadaşları tehlikede miydi? Bir de ne görsünler? Arkadaşları suların arasında dalıp çıkarak arkasındaki katil balinadan kurtulmaya çalışmıyor muydu? Arkadaşlarını kurtarmaları gerekiyordu. Ama nasıl? Hepsinin aklında hemen aynı fikir uyandı. Suya atlayıp balinayı şaşırtabilirlerdi. Öyle yaptılar. Hep birlikte suya dalıp, hızla yürümeye, çeşitli hareketler yapmaya başladılar. Uzaktan bakan biri onların su balesi yaptığını sanabilirdi. Planları gerçekten de işe yaramıştı. Balina suyun içinde bir sağa bir sola yüzmeye başladı. Hangi yöne dalsa bir başka yerden bir başka penguen başına zıplıyordu. Bu arada koca bir buz parçasına çarpmaktan kendini alamadı. Serseme dönmüştü. Bu tam da penguenlerin beklediği andı. Hemen kıyıya doğru yüzdüler. Buzulun üstüne çıkıp eğlencelerine devam ettiler. Avcı ve Penguenler Dans Eden Penguenler Ege Ergün - Safir İnce 3A KIŞ 2012 3C Peluş Merhaba. Benim adım Peluş. Etrafı buz dağlarıyla çevrili Penguen Adası’nda yaşıyorum. Buzulların üzerinden kaymayı çok severim. Bu yüzden küçükken başıma neler geldi neler. Yine kaydırak oynadığım günlerden biriydi. Buz tepesinden kendimi aşağı bıraktım. Hızla kayıyordum. Çok keyifliydi. Ama birden yanlış hareket yaptım ve kendimi buz dağının eteklerindeki buz çukurunda buldum. Çukur çok derindi. Ne kadar çırpınırsam da yukarı tırmanamıyordum. Tüm gücümle bağırdım. Ama kimseler duymadı. Bir anda üstüme buz parçaları düşmeye başladı. Uzaktan uzağa annemin sesini duyuyordum ama üstüme yığılan kar ve buz parçalarından kurtulamıyordum. Yığıntının üstüne tırmanmaya çalıştıkça, yeniden dibe kayıyordum. Derken, çukurun yan duvarlarından birinden ışık sızdığını fark ettim. Kanatlarımla kazımaya çalıştım. Işık çoğaldı. Çok geçmeden karşımda iki yol belirdi. Birden yollardan birinden gelen bir ses duydum. Sesin geldiği yöne doğru ilerledim. Her adım atışımda, ayaklarım daha da çok ıslanıyordu. Sular giderek yükselmeye başladı. Delik de genişliyordu. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Geri dönmek isterken birden annemle babamın sesini duydum. Çok telaşlı bir şekilde beni arıyorlardı. Sular da iyice yükselmişti artık. Belli ki bu çukurdan yüzerek kurtulabilecektim. Sese doğru yüzmeye başladım. Yüzdüm, yüzdüm, yüzdüm… Gariptir her an annemin sesi uzaklaşıyordu. Sular beni öylesine şiddetle sürüklemeye başlamıştı ki, artık ne yöne gideceğimi bilmiyordu. Son bir gayretle suların üstüne fırladım. Kenardaki buzlara tutunup kendimi yukarı çektim. Ancak ortada hiç kimseler yoktu. Şaşkınlıkla ağlamaya başladım. Annemin babamın bulması uzun sürmedi. Çok korkmuştum ama bugün bile buzdağlarından kaymaktan vazgeçmedim. 35 İ L K Ö Ğ R E T İ M Masallarımız Değerlerle Buluştu Yüzyıllardır masallar vardı doğruluğu, dürüstlüğü anlatan. Hep kötüler kaybetti, iyiler kazandı. Bu kez de biz masallar dünyasına “doğruca” girdik “dürüstçe” anlattık. Değerler Eğitimi Bireyi, aileyi, yaşadığımız toplumu ve dünyayı tehdit eden risk ve sorunların çözümünde, toplumsal yaşantımızın temel yapısını oluşturan değerler eğitimi Özel Sezin Okulunda ön plandadır. Değerler eğitimi kapsamında ocak ayı değeri olarak belirlediğimiz “Doğruluk Dürüstlük” konusuyla ilgili 5.sınıf öğrencileri bir masal yarışması, 8.sınıf öğrencileri bu konuyla ilgili bir münazara düzenlediler. 2, 3, 4 ve 5.sınıf öğrencileri “Doğruluk-Dürüstlük” değeri ile ilgili olarak hepimizin çok yakından tanıdığı bizim hayal dünyamızda yeni ufuklar açan bizleri güldürürken aslında derin düşüncelere sevk eden edebiyatımızın usta kalemlerinden biri olan Sayın Yalvaç Ural öğrencilerimizle 3 Ocak 2012 tarihinde “Değerlere Bakış” adlı bir söyleşi gerçekleştirdi. Yalvaç Ural ile söyleşiden sonra yazarımızın kitaplarını alan öğrencilerimiz yazarımızla birebir görüşme imkanı bulup kitaplarını imzalattılar. 36 Değerler eğitiminin daha da içselleştirilmesi için 5.sınıf öğrencilerine bu konuyla ilgili özgün masallar yazdırıldı. Tüm 5.sınıf öğrencileri bu yarışmaya katıldı. 69 tane birbirinden güzel masal oluştu, jüri üyeleri çok zorlanarak günler süren elemelerden sonra 1, 2 ve 3.’yü belirlediler. Buna göre masal yarışmasının birincisi 5-B sınıfından “Doğruluk Diyarı” adlı masalıyla Dila Koçan; ikincisi 5-C sınıfından “Her şeyin Başı Dürüstlük” masalıyla Melisa Yılmaz; üçüncüsü 5-A sınıfından “İki Çocuğun Masalı” adlı çalışmasıyla Naz Akgün oldu. 8.sınıf öğrencilerinin “Doğruluk Dürüstlük” konulu münazara ise 6 ve 7.sınıf öğrencileri tarafından ilgiyle izlendi. Özel Sezin Okulunda değerler eğitimi kapsamında Ocak ayının konusu olarak belirlenen “Doğruluk Dürüstlük” temalı çalışmalar amacına ulaşmış ve öğrencilerimizin bu değerlere karşı ilgiyle katıldıkları izlenmiştir. Dila Koçan 5B Doğruluk Diyarı Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde masalların birinde bir diyar varmış. Bu diyarda neşe ile öten kuşlar, sabahları uyandıran horozlar varmış. Üstelik ağaçlarda da şekerler asılıymış. Bu diyarın çocukları hep bu şekerlerden koparıp yerlermiş. Ben niye hâlâ bu diyarın adını söylemedim? Bu diyarın adı “Doğruluk Diyarı” imiş. Neden mi? Çünkü bu diyarda çok eskiden bir olay yaşanmış ve bu insanlar doğru söylemeyi unutmuş. Herkes yalan söylemeye başlamış. Sizi duyamıyorum. Anlatayım mı ? Ama çok uzun. Neyse hatırınızı kırmak istemem. Masalıma başlıyorum: Doğruluk diyarında güzel bir günmüş. Yine horozlar insanları uyandırıyor, insanlar ağaç dikiyor, ağaçlarda şekerler yetişiyor, çocuklar da bu şekerleri koparıp yiyorlarmış. Çiftçiler çocukları kovalıyor, çocuklar eğlenip tekrar tekrar şekerleri KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M koparıyorlarmış. Hayat su gibi akıp gidiyormuş. Kim bilebilirdi ki bu diyara bir ateş düşeceğini? Çiftçilerden biri tarlasında çalışırken bitkilerden birinin aniden büyüdüğünü görmüş. Üstelik de o bitkiyi daha iki dakika önce dikmiş. Bunun sıcaklıktan olduğunu düşünüp gökyüzüne bakmış. Güneş üstlerine geliyormuş. Çiftçi korkmuş ve “Doğruluk Diyarı” nın prensesine gitmiş. Prensese her şeyi anlatmış. Prenses panik olmuş. Hemen diyarın falcısını çağırmış. Falcıya neden güneşin üstlerine geldiğini sormuş. Falcı da: “Bu bir güneş değil. Yalanlar diyarının prensesi geliyor. Bize de yalancılık bulaştıracak.” demiş. Prenses, sarayın kulesine çıkıp bütün diyara bu haberi açıklamış. Bütün diyardakiler evlerinin en alt katına saklanmışlar. Prenses de aynı şeyi yapmış. Biraz sonra büyük bir gürültü duyulmuş. Prenses, falcı ve çiftçi “Yalanlar Diyarı” nın prensesinin geldiğini anlamışlar. Prenses saraya girmiş. Etrafı yokladıktan sonra da muhafızlarını çağırmış. Muhafızlar etrafı aramaya başlamışlar. Arama yaklaşık bir saat sürmüş. Bir saatin sonunda, muhafızlar “Yalanlar Diyarı” nın prensesine hiçbir şey bulamadıklarını anlatmışlar. Prenses sinirlenmiş. Muhafızlarını kenara itip kendisi aramaya başlamış. Sonunda bir şey bulamamış, sinirli sinirli muhafızlarına: “Ülkeyi arayın.” demiş. Muhafızlar da: “Emredersiniz efendim.” diyerek etrafa dağılmışlar. “Yalanlar Diyarı” nın prensesi, “Doğruluk Diyarı” nın prensesinin KIŞ 2012 tahtına oturmuş. Düşünmeye başlamış. Acaba onlar kendisine saldırsaymış, o nereye saklanırmış? Sonunda bulmuş. Kesinlikle bu sarayın bir savunma odası ya da kaçmak için gizli bir tüneli olmalıymış. Muhafızlarını çağırmış onlara bu düşüncesini açıklamış. Muhafızlar, prenseslerine hak vermişler. Prenses ve muhafızlar el ele vererek sarayı aramaya başlamışlar. Beş dakika sonra prenses gizli tüneli bulmuş. Muhafızlarını oraya yönlendirerek onların başında durmuş. Muhafızlar olumsuz yanıt verince prenses yine sinirlenmiş ve kendisi aramış. Gerçekten de orada kimse yokmuş. Gizli tünelden çıkmış. Yine tahta oturmuş. Düşünmeye devam etmiş. Tam o sırada, yıkılan duvarların içinde parıldayan bir şey görmüş. Bunun ne olduğuna anlam verememiş. Parıldayan şeyin yanına gitmiş. Bu cismi bir yerlerden hatırladığını düşünmüş ve hatırlamış. Doğruluk prensesinin de boynunda aynı kolye varmış. Prenses, onun burada olduğunu anlamış. Muhafızlarını oraya yönlendirmiş. Muhafızlar kazmaya başlamışlar. Az zaman sonra muhafızlar, “Doğruluk Diyarı” nın prensesini, “Yalanlar Diyarı” nın prensesinin önüne getirmişler. Bu arada ben niye hâlâ prenseslerin adını söylemedim? “Doğruluk Diyarı” nın prensesinin adı Elizabet, “Yalanlar Diyarı” nın prensesinin adı da Victoria imiş. Victoria, Elizabet’i uyandırmış ve ona sinsi sinsi bakmış. Elizabet’ in yüzünden korku okunuyormuş. “Yine ne istiyorsun?” demiş. Victoria da onun ülkesini istediğini söylemiş. O sırada muhafızlardan biri Victoria’ya ülkelerinin gemisinin yaklaştığını söylemiş. Victoria kötü bir kahkaha atmış. Elizabet de ülkesini alamayacağını söylemiş. Çünkü onun halkı dürüstmüş. Victoria buna gülmüş. Gemiden askerler inmeye başlamış. Askerler “Yalanlar Diyarı” nda yaşadıkları için yalan söylüyorlarmış. Böyle olduğu içinde “Yalanlar Diyarı” nın savaş yapması zorlaşmış. Yine askerlerden biri mecburen yalan söylemesi gerektiği için “Efendim isterseniz şu anda prensesi hapse götürebilirim.” demiş. Prenses de: “Tamam.” demiş. Böylece asker Elizabet ‘i bırakmış. Elizabet, askere teşekkür etmiş. Ama asker zaten buna mecbur olduğu için yaptığını söylemiş. Prenses askere kendi ülkesine gitmesini söylemiş. Asker de kabul etmiş. Çünkü artık Victoria’ dan bıkmış. Böylece ülkeye gitmişler. Ülkede Elizabet şöyle bir konuşma yapmış: -Arkadaşlar hep dürüst olmalı, doğru konuşmalıyız. Yoksa görüldüğü gibi biz de “Yalanlar Diyarı” gibi kaybedebiliriz. Hep doğru, hep dürüst olun. İşte böyleee… Demek ki bizde dürüst ve doğru olmalıyız. Yoksa her konuda kaybederiz ve insanların bize güveni azalır. Sözlerimizi tutmalıyız. Yaptığımız yanlışlardan bir ders çıkarmalıyız. İyi masallar. 37 İ L K Ö Ğ R E T İ M Sezin’de İletişimde Yenilikler Teknolojiyi doğru ve etkin kullanarak kurumumuzun öncelikleri arasında yer alan iletişimi farklı kanallardan da kurmanın yollarını arıyoruz. Velilerimizle iletişim kurumumuzun en çok önemsediği noktalardan biri. Bu nedenle yeni bir iletişim kanalını daha kullanıma sunuyoruz. Bundan böyle öğrencilerimize ve okulumuza ilişkin bilgi ve duyurulara “iPhone”dan ve “iPad”den rahatlıkla ulaşabilecek. Okulumuza özel olarak kendi bünyemizde geliştirdiğimiz bu ücretsiz uygulamayı kullanmak için yapılması gereken tek şey Apple Store’da “Özel Sezin Okulu” ismiyle uygulamayı aratıp cihazlara kurmak. Bu uygulama ile nelere ulaşılabilir? Okulogic – Beslenme: Okulumuzdaki günlük yemek menüsüne, Okulogic – Mesajlarım: İdareci ve öğretmenlerimizden gönderilen mesajlara, Okulogic – Notlar: Bu ekrandan öğrenciye ait ders puanları ve notlarına, Hakkımızda: Özel Sezin Okulunun tarihçesi, ayırt edici özellikleri, hedef ve değerlerimiz konusundaki bilgilere, Okulogic – Devamsızlık: Öğrencilerimizin devamsızlık bilgilerine, İletişim: Bu bölüm kullanılarak okulumuza ait tüm iletişim bilgilerine, facebook ve twitter sayfalarına, erişilebilir. Duyurular: Lise, ilköğretim ve anaokulu ile ilgili güncel duyurulara, Ayrıca harita üzerinden okula ulaşım bilgileri ve yol tarifi bilgileri alınabilir. Etkinlikler: Eğitim-öğretim yılı boyunca gerçekleşecek tüm etkinliklere Teknolojinin doğru ve etkin kullanılmasının eğitim ve öğretimde kaliteyi yükselteceğine olan inancımızla Bilişim ve Eğitim Teknolojileri (BET) bölümü olarak bizim gereksinimlerimizi karşılayacak ve yaşadığımız sorunlara çözüm olacak proje çalışmalarımıza devam edeceğiz. Medya: Okulumuzun etkinlik videolarına, Okulogic Okul Yönetim Sistemi: Veli ve öğrencilerimiz, kullanıcı adı ve şifreleriyle Okulogic erişiminden, 38 KIŞ 2012 İ L K Ö Ğ R E T İ M Sezin’de Spor Turnuvaları Beden eğitimi zümresi olarak yıllık faaliyetlerimiz arasında bulunan masa tenisi ve yakan top turnuvasını kasım ayı içerisinde yaptık. Masa tenisi turnuvamıza bireysel olarak 4. ve 5. sınıflar katıldı. Yakan top turnuvamız ise 4,5.ve 6.sınıflar arasında gerçekleşti. Müsabakalar çok çekişmeli ve heyecanlı geçti. Turnuvaya katılan yarışmacılar kadar izleyici öğrenciler ve öğretmenlerimiz de keyifli anlar yaşadı. Bu tür organizasyonlardaki amacımız; öğrencilerde sosyal açıdan liderlik, sınıf içi iletişim, arkadaşlık, takım ruhu, centilmenlik gibi değerlerin önem kazanmasını ve gelişmesini sağlamaktır. Bunların yanında sporda yenilmenin de yenmek kadar doğal olduğu bilincini kazandırarak, öğrencilerin bireysel yeteneklerinin farkına varmasını sağlayıp öğrencilerin gelişimlerine katkıda bulunmaktır. Masa tenisi turnuvamızda dereceye giren öğrencilerimiz: Erkekler 1.6-C Emin Sürmeli 2.6-B Kerem Öztosun Kızlar 1.6-A Elif Karas 2.6-C Selin Kaptana 5. Sınıflar 1. 5-B Burak Topcu 2. 5-C Deniz Atar KIŞ 2012 39
Similar documents
mitolojik kadın figürü ve dergi kapaklarındaki göstergeler
kimi değişimler ortaya çıkmıştır. Ortaçağla birlikte toplumsal sınıfın alt katmanlarında bulunan kadınlar daha az fiziksel güç gerektiren işlerde çalışırken, erkekler ise fiziksel güç üstünlüklerin...
More informatione-ajanda - TED ESKİŞEHİR KOLEJİ
Sayın Metin SÜREL ve Sayın Banu KURT 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle TED Eskişehir Koleji Anaokulu, İlköğretim Okulu ve TED Eskişehir Özel Anadolu Lisesi öğretmenleriyle Sürel in Sports çalışan...
More information