Sayı 21 - Çukurova Üniversitesi
Transcription
Çukurova Üniversitesi olarak Soma’da meydana gelen maden ocağı faciasında kaybettiğimiz işçilerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve tüm milletimize başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar dileriz. Soma’dan alınacak ders nÇukurova Üniversitesi Maden Prof. Dr. Mustafa KİBAR Rektör Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Suphi Ural, Soma’daki maden faciası ile iş kazalarına karşı iş güvenliği ve eğitimlerinin ne kadar önemli olduğunun bir kez daha görüldüğünü söyledi. Önlem alınması halinde iş kazalarının engellenebildiği ve azaldığına ilişkin bilimsel araştırmalar bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Ural, benzer acılar yaşanmaması için Soma’dan ders alınması ve iş güvenliği kültürünün yaygınlaştırılarak farkındalık oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. u8. SAYFADA *Soma’da yaşanan elim kazada yaşamlarını yitiren maden işçilerimizin anısına gazetemizin 21. sayısı siyah beyaz olarak yayımlanmıştır. vSAYI: 21 vÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ KURUMSAL İLETİŞİM GAZETESİ v01-15 MAYIS 2014 4-5. A SAYFAD Üniversitemizin yeni yol haritasını belirledik Proje Geliştirme ve Koordinasyon Biriminden Haberler nUlaştırma, Denizcilik ve Ha- berleşme Bakanlığı (UDHB) tarafından Araştırma Geliştirme (AR-GE) Destekleri konusunda proje başvurusu açıldı. Elektronik haberleşme, uzay ve havacılık alanında yerli tasarım ve üretimi artırmayı amaçlayan projenin son başvuru tarihi 31 Mayıs 2014 olup ayrıntılı bilgiye www.ubak.gov.tr adresinden ulaşılabilir. TÜBİTAK - CNRST (Fas) ikili İşbirliği Programı kapsamında bilimsel işbirliği anlaşması çerçevesinde ortak projeler desteklenecek. Temel ve Uygulamalı Bilimler, Mühendislik ve Teknoloji ile Sosyal Bilimler alanlarında hazırlanacak ortak proje ile Türkiye’deki araştırmacılar TÜBİTAK’a, Fas’taki araştırmacılar ise CNRST’ye başvuracak. Başvuruları iki kuruluş bağımsız olarak de- ğerlendirecek. Yıllık 120 bin TL bütçesi olan proje başvuruları 27 Haziran 2014’de sona erecek. Projeye ilişkin ayrıntılı bilgiye www.tubitak.gov.tr adresinden ulaşılabilir. Avrupa Komisyonu tarafından “Sivil Toplum Aracı Türkiye: Sivil Düşün” AB Programı 2014 başlatıldı. Sivil Düşün AB Programı demokratik değer ve yapıların, insan hakları, sosyal içerme ve hukukun üstünlüğü gibi ilkelerin desteklenmesine katkı sağlayarak, AB ile entegrasyon süreci kapsamında hazırlanmıştır. Üniversitelerin katılabileceği programa son başvuru tarihi 14 Temmuz 2014’dür. Projelere ilişkin ayrıntılı bilgi edinmek için Proje Geliştirme ve Koordinasyon Birimine 0322 338 73 85 veya dahili 2739 numaralı telefondan ulaşılabilir. Portland State Üniversitesi ile işbirliği anlaşması imzalandı nAmerika Birleşik Devletleri Portland State Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kevin Reynold, Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ronald Tammen, Türkiye Çalışmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Birol Yeşilada ve Portland State Üni- versitesi Dış İlişkiler Sorumlusu Agnes Hoffman’dan oluşan heyet 3-6 Nisan 2014 tarihleri arasında Üniversitemize resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyarette, daha önce Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar ve Dış İliş- kiler Birimi Başkanı Prof. Dr Harun Arıkan’ın Portland State Üniversitesi’ne yaptıkları ziyarette imzalanan işbirliği protokolünü hayata geçirmek üzere üç günlük yoğun bir çalışma gerçekleştirildi. u2. SAYFADA Konservatuvar öğrencisi olmak ister misiniz? nÇukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı yeni öğrencilerini bekliyor. 2014-2015 dönemi için yarı zamanlı eğitim programı 1, 2, 3 ve 4. sınıflar ile Müzik ve Bale Ortaokulu tam zamanlı eğitim programı 5. sınıf özel yetenek sınavları için ön ka- yıtlar 5 Mayıs 2014 tarihinde başladı ve 20 Haziran 2014 tarihine kadar devam edecek. İlgili sınavlar için 16-20 Haziran 2014 tarihleri arasında tanıtım semineri düzenlenecek ve sınavlar 23-25 Haziran 2014 tarihlerinde yapılacak. Sınav başvuruları için Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na müracaat edebilir, Konservatuar programlarıyla ilgili ayrıntılı bilgiye http://devletkonservatuvari. cu.edu.tr/ adresinden ulaşabilirsiniz. 2 HABER KampüsHaber Portland State Üniversitesi ile işbirliği anlaşması imzalandı nAmerika Birleşik Devletleri Portland State Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kevin Reynold, Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ronald Tammen, Türkiye Çalışmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Birol Yeşilada ve Portland State Üniversitesi Dış İlişkiler Sorumlusu Agnes Hoffman’dan oluşan heyet 3-6 Nisan 2014 tarihleri arasında Üniversitemize resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyarette, daha önce Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar ve Dış İlişkiler Birimi Başkanı Prof. Dr. Harun Arıkan’ın Portland State Üniversitesi’ne yaptıkları ziyarette imzalanmış olan işbirliği protokolünü hayata geçirmek üzere üç günlük yoğun bir çalışma gerçekleştirildi. Çalışmanın ardından Çukurova Üniversitesi ve Portland State Üniversitesi arasında ikili işbirliği anlaşmasına imza atıldı. Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü Senato Salonu’nda gerçekleşen görüşmelere Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Azmi Yalçın ve Prof. Dr. Hasan Fenercioğlu ile ilgili fakülte dekanları, si arasında, Mevlana Değişim Programı kapsamında öğrenci ve öğretim elemanları değişiminin yapılması kararı alındı. Ayrıca 2013 yılında imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde gerçekleştirilme kararı alınan “Yüzde Yüz İngilizce Programları”nın bazıları ile “3+1 Programı”nın uygulamaya konulmasına karar verildi. bölüm başkanları ve enstitü müdürleri katıldı. Her iki üniversitenin tanıtım sunumları ile başlayan toplantıda yapılan görüşmeler çerçevesinde, taraflar arasında işbirliğinin ortak hedefler doğrultusunda geliştirilmesinin karşılıklı olarak teyit edilmesinin ardından Mimarlık Mühendislik Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Eğitim Fakülteleri’nde hangi alanlarda lisans, yüksek lisans ve doktora ortak diploma programlarının hayata geçirileceği tartışıldı. Ortak diploma programları hayata geçirilecek Görüşmeler sırasında Mimarlık Mühendislik Fakültesi’nin Bilgisayar, Elektronik ve Makine Mühendislikleri bölümlerinde ortak programların açılması yönünde prensip kararı alınırken, karşılıklı olarak ders müfredatlarının değişimi yapıldı. Ayrıca İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümü ile Portland State Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümleri arasında ortak programların oluşturulması ve İktisat Bölümü ile “Ortadoğu’da Politik Ekonomi” adlı yüksek lisans programlarının ortaklaşa yürütülmesi karara bağlandı. Çukurova Üniversitesi ve Portland State Üniversite- Bu programlar çerçevesinde Çukurova Üniversitesi öğrencileri, öğrenimlerinin ilk üç yılını Çukurova Üniversitesi’nin ilgili bölümünde son bir yılını Portland State Üniversitesi’nde tamamlayarak çift diploma alma hakkına sahip olacaklar. Ayrıca son bir yılını Amerika’da geçirip Portland State Üniversitesi’nden diploma aldıktan sonra eğer isterlerse bir yıl daha öğrenim görerek yüksek lisans okumaya hak kazanabilecekler. Gerçekleştirilen görüşmelerde ayrıca her iki üniversitenin işbirliği yapacağı bir de bilimsel dergi çıkarılmasına karar verildi. İngilizce olarak yayımlanacak derginin editörleri her iki üniversitenin mensuplarından oluşacak. Ebelik ve Hemşirelik Haftası kutlandı nEbelik ve Hemşirelik Haftası Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde düzenlenen etkinliklerle kutlandı. “Hemşireler son derece önemli bir görev üstleniyor” KAMPÜS HABER Sahibi Prof. Dr. Mustafa KİBAR (Rektör) Programın açılış konuşmasını yapan Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürü Refiye Özgen, ebe ve hemşireliğin son derece fedakârlık isteyen bir meslek olduğuna dikkat çekerek, zor koşullarda fedakârca çalışan ebe ve hemşirelerin gününü kutladı. Hemşirelik alanında son yıllarda yapılan çalışmalar hakkında da bilgi veren Özgen, hastane yönetiminden de son derece önemli destekler aldıklarını ifade etti. Adana Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Kemal Kiraz da yaptığı konuşmada mesleğini fedakâr ve cefakârca yürüten ebe ve hemşirelerin gününü kutladı. Dr. Kiraz has- talara birinci derecede yakın olan hemşirelerin son derece önemli bir görevi yerine getirdiğine dikkat çekti. Programda, Çukurova Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Azmi Yalçın ise hekimlerle birlikte çalışan hemşirelerin toplumun sağlık ihtiyaçlarını ekip çalışmasıyla karşılayan, hastalar arasında fark gözetmeyen, her insana sevgi ve saygı duyan, onlara yardım eden meslek mensupları olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Yalçın bu vesile ile tüm ebe ve hemşirelerin haftasını kutladığını ifade etti. Yapılan konuşmaların ardından meslekte 20. yılını dolduran hemşirelere plaketleri çeşitli bölümlerde bulunan ve beraber çalıştıkları hocaları tarafından veridi. Törende zaman zaman duygu dolu anlar yaşandı. Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Doç. Dr. Nüket ELPEZE ERGEÇ Haber Editörleri Yrd. Doç. Dr. Murat Ertan DOĞAN Öğr. Gör. Aydın ÇAM Tasarım Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Tülay GÖRÜ DOĞAN Turunçgilde “göçüren” hastalığına dikkat nGüney Amerika, İspanya ve İsrail gibi ülkelerde geçmiş yıllarda görülen, turunçgilde zarara neden olan ve “göçüren” hastalığı olarak bilinen “tristeza” virüsüne karşı üreticilerin tedbirli olması istendi. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Fitopatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muharrem Kamberoğlu yaptığı açıklamada göçüren hastalığının Türkiye’de henüz görülmediğini ancak potansiyel tehlike olduğunu vurguladı. “Ekonomik kayıplara sebep olmuş, çok tehlikeli bir virüs” Virüsün kaynağı ve hastalığa uygun konukçu bitki olan turunçgilin Türkiye’de yaygın yetiştirildiğini anımsatan Yrd. Doç. Dr. Kamberoğlu, şunları kaydetti: Hastalığı taşıyan vektör olan yaprak biti (Toxoptera Citricidus) ülkemizde yok ama bu virüs, dünya turunçgil yetiştiriciliğinde ekonomik olarak önemli kayıplara sebep olmuş çok tehlikeli bir virüs. Hastalık aşılı turunç anacı üzerinde etki gösteriyor ve ağaca zarar veriyor. Akdeniz Bölgesi’ndeki turunçgil varlığının yüzde 95’ten fazlası aşılı. Bu da Türkiye’nin turunçgil varlığının yüzde 90’ını oluşturuyor. Hastalığın ülkemizde yayılması turunçgil varlığının yok olacağı anlamına gelir. “Hastalığın bulaştığı ağaç kısa sürede kuruyor” Güney Amerika, İspanya ve İsrail’de önceki yıllarda virüs görüldüğünü, çok sayıda ağacın yok olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Muharrem Kamberoğlu, hastalığın bulaştığı ağacın kısa sürede kuruduğunu belirtirken, hastalığın potansiyel tehlike olduğuna dikkat çekti. Dil Editörü Yrd. Doç. Dr. Yeter TORUN Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Masaüstü Yayıncılık Uygulama Biriminde hazırlanmış ve Çukurova Üniversitesi Basımevinde 2000 adet basılmıştır. Masaüstü Yayıncılık Uygulama Birimi (322) 338 67 77 / 413 kampushaber@cu.edu.tr Fotoğraf: Fatih ERAY, Kadir PUSLU Grafik: Engin ESENDEMİR Muhabirler: Meryem KILIÇ, Songül BULUT 3 HABER KampüsHaber Türkiye’nin Bölgesel Bitki Müzesi nÇukurova Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren “Doğu Akdeniz Bölgesi Herbaryumu”, 4 bin bitki türüne ait 6 bin örnek ile Türkiye’nin ilk ve tek bölgesel bitki müzesi özelliğini taşıyor. ÇÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü’nde, Prof. Dr. Atabay Düzenli öncülüğünde 1983’te kurulan, ADA kodu ve “Herbarium Regionale Turcicum Mediterraneane” ismi ile uluslararası bitki müzeleri indeksine giren herbaryum bilim dünyasına ve öğrencilere hizmet veriyor. ÇÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Çakan konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Adana’nın, zengin bitki çeşitliliği ile dikkati çeken kentlerden biri olduğunu söyledi. Bu zenginliğin korunması ve devamının sağlanmasında, bilimsel çalışmalar ışığında uzmanlarca hazırlanan bitki müzelerinin önem taşıdığına işaret eden Prof. Dr. Çakan, üniversite bünyesindeki müzenin, bölgesel ölçekte Türkiye’de ilk ve tek olduğunu ifade etti. Çakan, Ankara ve İstanbul’daki üniversitelerin ilgili fakülte ve bölümlerindeki benzer müzelerde, Türkiye geneli ve yurt dışından bitki örnekleri bulunduğunu belirtti. Bitki müzelerinin, botanikçilerin titiz çalışmasıyla oluşturulduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çakan, “Müzemizde 4 bin bitki türüne ait 6 bin örnek bulunuyor. Bunların büyük çoğunluğu Adana ve civarından toplanmış bitkiler. Bunun dışında Hatay, Osmaniye, Konya gibi illerden elde edilmiş örneklerimiz var. Aynı zamanda diğer üniversitelerde çalışan botanikçilerden müzemize hediye edilmiş çok sayıda bitki örneği var. Amacımız, Adana ve yakın çevresinin bitkisel zenginliğini burada muhafaza ederek, bilim adamları ve öğrencilerin hizmetine sunmak” dedi. Prof. Dr. Çakan, müze bünyesinde bitki veri tabanı da oluşturulduğunu belirterek, “Adana’da yetişen ve literatüre geçmiş tüm bitki türleri veri tabanına saklandı. Bitkinin ne amaçla kullanıldığı, zehirli mi, değil mi, temel özellikleri, fotoğrafları veri tabanında mevcut. Bu bilgiler, bilimsel araştırmalarda, ÇED raporu hazırlamada, çevre düzenleme ve koruma çalışmalarında temel ve güncel kaynak olarak kullanılabilir” dedi. Çukurova Üniversitesi’nde Akademik Aşama Töreni düzenlendi nÇukurova Üniversitesi Rektörlüğü tarafından akademik aşama kaydeden ve kadroya atanan öğretim üyeleri için tören düzenlendi. Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan elim kaza nedeniyle törenin kokteyl ve dinleti kısımları ise iptal edildi. Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar, Soma ilçesinde ölen maden işçilerini anarak başladığı konuşmasında, “Acımız çok büyük. Tüm Türkiye’nin başı sağ olsun” dedi. Törenin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Kibar, “Soma’daki elim kazada kaybettiğimiz maden işçilerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve tüm ülkemize sabır diliyorum. Ayrıca yaralı olarak kurtulanlara da acil şifalar diliyorum. Böyle acıların bir daha yaşanmamasını temenni ediyorum” dedi. “2.140 kişiye ulaşan akademik kadromuzla daha büyük bir üniversiteyiz” Rektör Prof. Dr. Kibar bir üniversite için gelişmenin yalnızca iyi bir eğitim vermeyi ve bilimsel alanda çalışmalar yapmayı değil, bu çalışmaları yapan kişilerin özlük haklarına saygı göstererek haklarını vermeyi gerektirdiğini belirterek, “Göreve geldiğimiz günden beri hassasiyet gösterdiğimiz özlük hakları konusunda adaleti her şeyin üzerinde görüyor ve adil olabilmek için tüm irademizi ortaya koyuyoruz. Profesör, doçent ve yardımcı doçent kadrosuna atanan birbirinden değerli öğretim üyemizle birlikte 2.140 kişiye ulaşan aka- demik kadromuzla gücümüze güç kattık. Üniversitemizin sizlerle birlikte başarılı ve donanımlı nesiller yetiştirme, sorunlara bilimsel çözümler üretme, daha girişimci, yenilikçi ve uluslararası bir üniversite olma yolunda önemli atılımlar gerçekleştireceğine inancımız tamdır” dedi. “Çözüm üreten bir yönetim anlayışını benimsedik” Çukurova Üniversitesi yönetiminin öğretim elemanlarına özgür bir eğitim-öğretim ortamı yaratan, var olan imkânları maddi ve manevi açıdan iyileştirmeyi hedefleyen, fiziki ve teknolojik altyapıyı güçlendirerek araştırma imkân ve kültürünü geliştiren, bu süreçlerde yaşanan sorunları çözmeyi kendine hedef edinen ve çözüm üreten bir yönetim anlayışını benimsediklerine dikkat çeken Rektör Prof. Dr. Kibar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu çerçevede geçen yıl yürürlüğe giren ve bu yıl yeniden iyileştirmeler yaptığımız Bilimsel Araştırma Proje Birimi Yönergesi ile projeleri çeşitlendirip destek miktarlarını artırarak ve çeşitli bilimsel etkinliklerin yapılmasına destek vererek bilimsel yayınları teşvik etme, araştırmacılarımızın sorunlarını çözme ve motivasyonu arttırma yolunda önemli bir çalışma ortaya koyduk. Geçtiğimiz bir yıl içinde bu çalışmanın sunduğu çözümlerin üniversitemizin bilimsel araştırma ortamına çok önemli katkılar sağladığını memnuniyetle gördük. Bu yıl kullanmaya başladığımız proje süreçleri yönetim (APSİS) ve Akademik veri yönetim (AVES) sistemlerinin de bilimsel çalışmalarımıza ve akademik gelişmemize ivme kazandıracağı inancındayız. Önümüzdeki günlerde temelini atacağımız Merkezi Araştırma Laboratuarı da bilimsel araştırmalarımızda önemli rol oynayacaktır” dedi. “Yenileşme çabalarımız, kararlılıkla devam edecek” Huzurlu ve verimli bir çalışma ortamı yaratabilmek için üniversitede yaptıkları düzenlemeler ve yenileşme çabalarının azim ve kararlılıkla devam edeceğine de vurgu yapan Rektör Prof. Dr. Kibar, “Geleceğimizi şekillendirecek olan gençlerimize en yeni bilgileri kazandırmak, insanlık için yeni imkânlar oluşturmak ve ülkemizi geliştirmek yolunda yaptığınız çalışmalarda bir engelle karşılaşırsanız engelleri aşma konusunda hep sizden yana olacağımızı bilmenizi isterim” dedi. Rektör Prof. Dr. Kibar konuşmasına en önemli hedeflerinin üniversitenin eğitim, bilim ve toplumsal sorumluluk alanlarındaki başarısını artırmaya yönelik kaynakları zenginleştirmek olduğunu vurgulayarak son verdi. “169 öğretim üyesine belgeleri verildi” Açılış konuşmasının ardından Rektör Prof. Dr. Kibar tarafından akademik aşama yapan 16 profesör, 82 doçent ve 71 yardımcı doçente belgeleri takdim edildi. Soma’da yaşanan elim kaza nedeniyle, 14 Mayıs 2014 tarihinde düzenlenmesi planlanan Akademik Aşama Töreni Kokteyli ertelenirken, 19 -24 Mayıs 2014 tarihleri arasından yapılacak olan Bahar Şenlikleri iptal edilmiştir. 4 SÖYLEŞİ KampüsHaber Üniversitemizin yeni nRektörümüz Prof. Dr. Mustafa Kibar’la akademisyen kimliği, Çukurova Üniversite- Prof. Dr. Mustafa KİBAR Rektör - Sayın Hocam, bize akademisyen kimliğiyle Prof. Dr. Mustafa Kibar’ı tanıtır mısınız? İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden 1987 yılında mezun oldum. Mezuniyetimi takiben o sene ilk kez uygulanan Tıpta Uzmanlık Sınavı’na (TUS) girdim ve sınav sonrasında yirmi iki ay süre ile Trakya Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak çalıştım. O dönemde nükleer tıp Türkiye’de yeni gündeme geliyordu ve bu alanda çalışan akademisyen sayısı çok azdı. Trakya Üniversitesi’ndeki deneyimlerimiz ve orada çalışan arkadaşlarımızın teşviki ile yeniden TUS sınavına girerek, 1989 yılı Kasım ayında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim dalına geldim. Üç buçuk yıl süren asistanlık sürecinden sonra uzman unvanı aldım. Altı aylık uzmanlık görevinden sonra 1994 yılında yardımcı doçent kadrosuna atandım. Nükleer Tıp Anabilim dalında çalışmalarımızı devam ettirdik, 1997 yılında doçent, 2003 yılında da profesör kadrosuna atandım. Meslek hayatımda yirmi beşinci yılıma girdim. Bu süreçte, Nükleer Tıp’ın birçok kilometre taşına ve hibrid cihazların gelişimine tanıklık etmiş olduk. Nükleer tıpta görüntülemede çığır açan, Pozitron Emisyon Tomografisi olarak adlandırılan PET/MR ve PET/CT gibi hibrid teknolojilerin gelişimi ile organların ya da hastalıkların fonksiyonunu görüntülemeye çalışırken, birden anatomik referanslı görüntüler elde etmeye başladık. Bu bağlamda Nükleer Tıp’ın bölgemizde ve ülkemizde gelişmesi için çaba sarf ettik. - Çukurova Üniversitesi’nde Nükleer Tıp Eğitiminden kısaca söz edebilir misiniz? Üniversitemizde verilen tıp eğitiminin çekirdek müfredatında Nükleer Tıp’la ilgili ders sayısı ve stajlar çok az. Nükleer Tıp Anabilim dalında daha çok asistanlarımızı eğitiyoruz. Lisans eğitiminden çok tıpta uzmanlık eğitimi olduğunu söyleyebiliriz. - Sayın Hocam, Üniversitemizin kısa ve uzun vadeli stratejik hedeflerinden söz edebilir miyiz? Üniversitemizin 2014-2018 stratejik planında önemli hedefler belirledik. On amaç, yirmi dört hedef, elli beş strateji ile üniversitemizin önümüzdeki beş yılında 2018’e kadar yol haritası büyük emeklerle ortaya çıkartıldı. - Özellikle üniversitemizde verilen eğitimle ilgili temel hedefleri sizden dinleyebilir miyiz? Üniversite olarak eğitimde temel amacımız kaliteyi artırmaktır. Sahip olduğumuz kırk altı bin öğrenci bizim ölçeğimizdeki bir üniversite için normal sayılabilecek bir rakamdır. Bununla birlikte, üniversitemizde alt yapı yetersizliğimiz var. Yeni fakültelerimizin birçoğu henüz kuruluş aşamasında ve mevcut fakültelerin de alt yapı sıkıntısı var. Göreve geldiğimiz ilk günden beri bu sorunların çözümü için uğraşıyoruz. Yeni bölümler açma konusunda temkinliyiz. Çeşitli dönemlerde bazı bölümler popülerleşebiliyor, fakat daha sonra modaya uyularak açılan bu bölümler işsiz mezun üretimine yol açabiliyor. Bir bölüm açılmadan önce fizibilitesinin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, biz mevcut yapıda kaliteyi artırmayı hedef edindik. Eksik olan fakültelerimizin yanı sıra kurulmuş ve zor durumda olan fakültelerimizi nasıl ideal bir düzeye getiririz sorusuna odaklanmış durumdayız. Eği- si’nde yapılan projeler ve üniversitenin geleceği hakkında bir röportaj dizisi gerçekleştirdik. Röportaj dizisinin ilk bölümünde üniversitemizin stratejik planı doğrultusunda belirlenen hedefler, üniversite-şehir işbirliği ve uluslararasılaşma faaliyetleri üzerine konuştuk. tim- öğretimde çağın gereklerine uygun fiziki ve teknolojik alt yapının oluşturulması için var gücümüzle çalışıyoruz. Bunların yanı sıra, yürütmekte olduğumuz eğitim programlarının akreditasyonu ve uluslararası alanda geçerliliği için çalışmalarımız da devam ediyor. Bunları yapabilmek için gerekli stratejik planı hazırlıyoruz. Bu plan doğrultusunda yol haritaları belirleyeceğiz. - Kampüs genelindeki alt yapı ve yenileme çalışmalarından bahsedebilir misiniz? Kampüs genelinde yapılan alt yapı çalışmalarının başında Doğalgaz Dönüşüm Çalışmaları geliyor. 2014 yılı sonunda fueloil yakan kazanlarımızın doğalgaz kullanan kazanlara dönüştürülmesini planlıyoruz. Yenilenecek olan toplam on sekiz kazanın ihalesine çıkıldı. Daha önce doğalgaz boru çalışmalarını başlatmıştık, dolayısıyla 2014-2015 kışını doğalgazdan yararlanarak geçireceğimizi söyleyebiliriz. - Sayın hocam, üniversitemizin bu dönüşümden kazancı nedir? Üniversitemizin enerji tüketiminin yıllık yaklaşık maliyeti 24 milyon lira. Söz konusu bu maliyetin yarısı fueloil, diğer yarısı ise elektrik tüketiminden kaynaklanıyor. Üniversitemiz fueloile yıllık yaklaşık 12 milyon lira ödüyor. Doğalgaza geçişle birlikte bu maliyette yaklaşık % 40-50 civarında tasarruf sağlayacağımızı düşünürsek, yılda 4 ila 6 milyon lira arası tasarruf sağlayacağımızı söylemek mümkündür. Bunlara ek olarak birçok idari birim ve eğitim binasında önemli düzenlemeler gerçekleştirildi ve iyileştirmeler yapıldı. Ortak kullanım alanlarımızın çoğunda var olan sıkıntılar giderildi. Dış kaynaklardan sağladığımız finansman ile Kayıkhane ve spor tesisle- rimizde yenileme çalışmaları yapıldı. Şu anda Akif Kansu Amfisi tamamen yenileniyor. Mithat Özsan Amfisi’nin yenileme projesi bitti ve yapım ihalesine çıkmak üzereyiz. Mithat Özsan Amfisinde koltukları, yan döşemeleri, ses sistemini tamamen değişitiriyoruz. Sahne biraz büyütülüyor, fuayesi, girişi, dış cephesi, fuayenin üst katları yeniden düzenleniyor. Bunların dışında ortak kullanım alanlarında yaptığımız sayısız yenileme ve iyileştirmeler var. Fakültelerimizde teknolojik alt yapı geliştirmeleri yapmak üzere çalışıyoruz. Tıp Fakültesi’ne yeni iki amfi inşa ediyoruz. Merkezi dersliklerimizde yenileme çalışmalarımız var. - Hocam, Kampüs’e giriş çıkışlarla ve güvenlikle ilgili de bazı değişikler göze çarpıyor. Eğitim ve öğretimin daha sağlıklı yapılabilmesi için kampüs alanının kontrol altına alınması gerekiyordu. Kampüs alanı herkese açıktı. Gerek insan gerekse araç trafiğinin kontrolü için hem ana nizamiye hem de hastanenin arka tarafındaki yol üzerinde bir nizamiye çalışmamız var. Hızlı Geçiş Sistemi (HGS) ve turnikelerle yaya ve araç trafiğini kontrol altına almayı planlıyoruz. - Kampüsümüzün güney kesiminde de güvenlikle ilgili düzenlemeler yapılacak mı? Güney yerleşkemizi ayrı bir kapalı kampüs alanı olarak düzenlemeyi düşünüyoruz. Spor tesislerimizin olduğu alan kamuya açık olduğu için yeni bir düzenleme yapma düşüncesinde değiliz. Bununla birlikte güney kampüs alanının imar değişikliği de gerçekleştirildi. Yolların nereden geçeceği ve trafiğin nasıl akacağı belirlendi. Önümüzdeki günlerde burada yapılacak çalışmalar için Adana Büyükşehir Belediyesi ile görüşmelerimiz olacak. Bu alandan raylı taşıma sistemi de geçeceği için oraların düzenlemesi için tamamlanmasını beklediğimiz süreçler var. Güney kampüs alanımızın tüm hudutlarının ayrıca güvenliğinin sağlanması için gereken tüm önlemleri almak için çalışmalarımız sürüyor. Bunun yanı sıra bu yerleşkede bulunan İki Nolu Konuk Evini Mühendislik Fakültesine incelettik. Mühendislik Fakültemizin yapı denetim yetkisi var. Söz konusu binanın sağlam olmadığı ve boşaltılması gerektiğine dair rapor verdiler. Dolayısıyla bu binayı yıkacağız ve yerine merkezi bir kafeterya yapacağız. Güney kampüsümüzde olan öğrenci ve öğretim elemanlarımız yürüyüş mesafesindeki bu tesisten yararlanacaklar. Bildiğiniz gibi burada İletişim ve Diş Hekimliği Fakültelerinin binaları ve Kongre Merkezimiz bulunuyor. Bu yerleşke içerisinde bulunacak olan yeni Eğitim Fakültesi binasında 6000 civarında öğrenci öğrenim görecek. Teknokent’le bağlantılı olarak Otomotiv Mühendisliği bölümü de güney kampüsümüzde yer alacak. Aynı yerleşke içerisinde 30 dönümlük bir alan üzerine yerleşen Bilim Merkezi’nin yanı sıra, yeni yapılacak olan bir çarşı, Hukuk Fakültesi, Biyoteknoloji Merkezi, Merkezi Laboratuarımız ve üniversitemizin Anaokulu’nun yeni binası da hizmete girecek. Burada Teknokent ve yurtlara giden yolu da kontrol altına alacağız. Üniversite yerleşkesinin arkasında bulunan yerleşim birimlerine ulaşım için Mithat Özsan Bulvarı kullanılıyor. Yeni yapılanma sonrasında araçlar otoyolda yapılacak yonca yaprağından çıkarak üniversitenin dışından Çınarlı’ya, Menekşe’ye ve Kozan’a gidebilecek. Dolayısıyla Mithat Özsan Bulvarı bize ait bir yol olacak ve trafiği de böylece rahatlatmış olacağız. 5 SÖYLEŞİ KampüsHaber yol haritasını belirledik - Sayın hocam, trafik ve şehirden söz etmişken kısaca üniversite-şehir işbirliği hakkında konuşabilir miyiz? içerisinde kurması gerektiği için bu kaynağı o doğrultuda kullanıyoruz. Söz konusu Kuluçka Merkezi içerisinde Patent Ofisi, Proje Geliştirme Ofisi ve Sürekli Eğitim Merkezi de yer alacak. Bu projeler üniversitenin önünü açacak ve vizyonumuzu genişletmemizi sağlayacak. Geçmişte bu konular üniversite-sanayi işbirliği başlığı altında ele alınıyordu fakat biz üniversite-şehir işbirliği kurmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çok yönlü bir çalışmayı gerektiriyor. Toplumda bulunan her kesim ve katmanla işbirliği içerisinde olmaya özen gösteriyoruz. Bu kapsamda sanayi ile iş birliğinde önemli adımlar attık. Adana Sanayi Odası, Organize Sanayi Bölgesi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile çok sayıda toplantı ve görüşmeler gerçekleştirdik. Üniversitemizin ilgili birimleri ve karşı taraftan en üst düzey yetkililer ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bu toplantılar doğrultusunda yol haritası çıkartıyoruz. Mühendislik Fakültesi’nin birçok bölümünde yıl bazında 3+1 veya dönem bazında 7+1 olarak belirlediğimiz bir eğitim öğretim planlamamız var. Öğrencilerimizin mezun olmadan önce en azından bir dönem sanayi işletmelerinde çalışmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Böylelikle öğrencilerimiz mesleki yaşamlarına adım atıp mesleki birikimlerini artırırken, sanayicilerimizin kalifiye, yetişmiş ve sektörün içini bilen kişilerle muhatap olmalarını sağlamış oluyoruz. Bunun yanı sıra, bilginin faydaya, ürün ve teknolojiye dönüşmesi ile ilgili olarak teknoloji transfer ofisi dediğimiz yapıyı kuruyoruz. - Hocam, üniversite - sanayi iş birliğinde bölgemizde nasıl bir tablo ortaya çıkıyor? Bölgemizde sanayi sektörünün dokusuna baktığımızda işletmelerin %97’sinin KOBİ olduğunu görüyoruz. Sanayimiz büyük ölçüde, çalışan sayısı az, küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşuyor. Dolayısıyla bu tür işletmelerin araştırma ve geliştirme faaliyetlerine (ArGe) çok fazla ilgi gösteremeyen veya kaynak ayıramayan kesimde olduklarını söyleyebiliriz. Bu tür işletmeler çoğu zaman üretim aşamasında hangi bilgiye ihtiyacı olduğunun da farkında değil. Burada üniversitemize, meslek birliklerine ve odalara görev düşüyor. Sanayi işletmelerimizin hangi bilgiye - Hocam, son dönemde üniversitemizin uluslararasılaşma ile ilgili projeleri nelerdir? ihtiyaç duyduğunun anlatılması gerekiyor. Bölgemizde ihracat kilogram fiyatımız 1,5 lira civarında, yani biz pahada hafif yükte ağır şeyler ihraç ediyoruz. Bu ihraç mallarının içerisine bilgi enjekte ettiğimizde, örneğin bir mikroçip ürettiğimizde, kilogram başına düşen değer artıyor. Dolayısıyla bizim dünya ile rekabet edebilmemiz için geleneksel yöntemlerden ziyade, bilgi ve teknoloji ağırlıklı ürün üretip, bunu ihraç etmemiz ve kendi içimizde kullanmamız gerekiyor. Bu noktada üniversitenin asıl fonksiyonu orta çıkıyor. Üniversite olarak teknoloji ağırlıklı ürün üretilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bu bağlamda elliye yakın öğretim üyemizle birlikte Organize Sanayi Bölgesine gidiyor, çeşitli kurum ve kuruluşları ziyaret ediyor, toplantılar gerçekleştiriyoruz. Devletimiz karşılıklı ilişkilerin artırılması için üniversitelerin ve sanayi sektörünün önünü açıyor, Teknoloji Transfer Ofisleri kurulması için teşvikte bulunuyor. Çukurova Üniversitesi Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK’ın öncülüğünde hazırlanan “Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi”nde 20. sıradan 17. sıraya yükseldi. Bu kapsamda ilk on üniversiteye yılda 1 milyon Türk Lirası olmak üzere on yıl süre ile toplam 10 milyon Türk Lirası destek veriliyor. Biz %120 dolulukla koridorları bile kapattığımız Teknokent içerisinde gösterecek bir alanımız olmadığı için Teknoloji Transfer Ofisi başvurularında geçen yıl başvuruda bulunmadık. Bu yıl müracaat edeceğiz ve söz konusu ofisi açabileceğimiz konusunda ümitliyiz. Teknokent içerisinde kurumsal bir yapı altında faaliyet gösterecek olan Teknoloji Transfer Ofisi, bilgiye ihtiyaç duyan kesim olan sanayici ile üniversite arasında bir ara yüz oluşturacak ve burada her iki tarafı da bilen donanımlı insanlar çalışacak. Böylelikle sanayi incelenerek, ihtiyaç duyulan bilgiyi üniversite içerisinde hangi birimin veya kişinin sağlayabileceği araştırılarak bir araya getirilecek. - Sayın Hocam, Teknokent’in son durumundan ve gelecekteki projelerden kısaca söz edebilir miyiz? Çukurova Teknokent’in B blok inşaatınının Mayıs sonu veya Haziran başında bitmesini ve içine girilmesini hedefliyoruz. Teknokent C bloğunun kaynağını temin etmiştik ama o kaynağı genel kurulda aldığımız bir karar doğrultusunda 5000 metre karelik bir kuluçka merkezi yapmak için kullanmaya karar verdik. Kuluçka sistemi genç girişimcileri destekliyor. Bu destek 100.000 ile 300.000 Türk Lirası arasında değişiyor. Bir son sınıf öğrencisinin benim bir fikrim var diyerek TÜBİTAK’a müracaat etmesi ve başvurusunun panellerde olumlu bulunması durumunda biz öğrenciye elektrik, su ve mekândan para almadan destek veriyoruz. Projesini bu yapı içerisinde gerçekleştirebiliyor. Çukurova Teknokent’te 20’nin üzerinde kuluçka içerisinde bulunan girişim var. Konuyla ilgili yenilenen yönetmelikler doğrultusunda üniversitelerin kuluçka merkezlerini bir yıl Uluslararasılaşmanın temel ölçütü uluslararası öğrenci sayısıdır. Bizim yabancı uluslararası öğrenci kontenjanımız bu yıl 415’di. Bu sene ilk kez 11 değişik merkezde sınavlar yapıldı. Bu sınavlarımıza 1300’ün üzerinde öğrenci katıldı. Sınava katılan öğrencilerin üçte birini kabul etsek kontenjanlarımız doluyor. Bu nedenle üniversitemizde özellikle belirli branşlarda yabancı öğrenci kontenjanlarımızı artırmamız gerekiyor. Şu an uluslararası öğrenci mevcudumuz 800 civarındadır. Bu rakamın önümüzdeki yıl mezun sayısı çıkartıldığında 1000’i bulacağını düşünüyoruz. Toplam öğrenci mevcudumuza oranladığımızda 1000 öğrenci yaklaşık %2,5 yapar. Bu oranın % 5 ile % 10 arasında olması, yani 4000’in üzerinde öğrenciye ulaşmamız gerekir. Bu bağlamda, şehir tercihi de önemli, bir öğrenci Türkiye’ye gelmek istediğinde İstanbul, İzmir ve Ankara’yı tercih ediyor. Uluslararası öğrencilerin yanı sıra, yurt dışında bulunan saygın eğitim kuruluşlarıyla iş birliği anlaşmaları yapıyoruz. Bologna sürecinde verilen Diploma Eki ve Avrupa Kredi Transfer Sistemi (AKTS) Etiketlerine sahibiz. Öğrencilerimizin sahip olduğu diplomaların uluslararası alanda geçerliliğini sağlamak için çalışmalarımız devam ediyor. Aynı zamanda Erasmus Plus ve Mevlana Programları kapsamında öğrenci ve öğretim elemanı değişimine büyük önem veriyoruz. Bu konuda Dış İlişkiler Birimimiz, Erasmus ve Mevlana Ofislerimiz önemli çaba sarf ediyor. Uluslararası yayınları teşvik etmeye yönelik çalışmalarımız da var. GELECEK SAYI: Kampüsteki gelişmeler ve Balcalı Hastanesi 6 HABER KampüsHaber AIESEC üyeleri proje tanıtımında Turizmde Marka Olmak: Adana İçin Somut Çözümler nÇukurova Üniversitesi Rama- nÇukurova Üniversitesi’nde Mithat Özsan Amfisi’nde “AIESEC’ler Proje Tanıtımında” adlı program yapıldı. Öğrenciler, dünyanın en büyük öğrenci organizasyonu olan AIESEC’in Adana şubesi tarafından organize edilen etkinlikte proje tanıtımları için bir araya geldi. Dünyanın en büyük öğrenci organizasyonu AIESEC, 60 bini aşkın üyesi ile 1948 yılından bu yana 124 ülkede faaliyet gösteriyor. Türkçe açılımı “Uluslararası Ticari Bilimler Ekonomi Öğrenciler Birliği” olan AIESEC Adana şubesi 1987 yılında çalışmalarına başlamış ve hâlen aktif bir şekilde devam ediyor. Kâr amacı gütmeyen, politika dışı ve din, dil, ırk ayrımı gözetmeyen kurum, 27 yıldır gerçekleştirdiği değişim programları ile üniversite öğrencilerinin bireysel liderlik gelişimlerine katkı sağlıyor. AIESEC’te gönüllü olarak çalışan üniversite öğrencileri, uluslararası alanda faaliyet gösteren firmalarda elde ettikleri staj olanakları ve toplumsal gelişim projelerinin yanı sıra kendilerine “Dünya Barışı”na katkıda bulunmayı vizyon ediniyor. Bu kapsamda düzenlenen programda, Çukurova Üniversitesi öğrencileri, Mart ve Nisan ayı boyunca hazırladıkları projelerin sunumunu gerçekleştirdi. Dört farklı takımın kıyasıya rekabet ettiği etkinlikte, yeni üyeler hem eğlendi hem de proje hazırlama konusunda deneyim sahibi oldu. Programın sonunda öğrencilere dört farklı dalda ödül verildi. UZAYMER kapılarını öğrencilere açıyor nÇukurova Üniversitesi Uzay Bilimleri ve Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi (UZAYMER), haftanın belirli günlerinde kapılarını öğrencilere açıyor. Süpernova kalıntıları, gama ışın patlamaları ve etkileşen çift yıldızlar gibi olayların izlendiği ve bilimsel araştırmaların yapıldığı UZAYMER’i merak eden minikler, bir yandan meraklarını giderirken diğer yandan UZAYMER’de uygulama yapma imkânı da buluyor. Birçok gök olayını inceleyen ve Türkiye’deki sayılı merkezlerden biri olan UZAYMER, haftanın iki günü çeşitli okullardan gelen öğrencilere kapılarını açarak, öğrencilerin merkezi tanımasına imkân sağlıyor. UZAYMER geçtiğimiz hafta TOKİ Köprülü İlköğretim Okulu 3-C Sınıfı öğrencilerini ağırladı. UZAYMER çalışanları tarafından karşılanan öğrencilere ilk olarak maketlerle uzay tarihi anlatıldı. Uzaya ilk giden araçtan, uzaya ilk çıkan canlıya kadar birçok bilginin aktarılmasının ardından öğrencilere UZAYMER binası gezdirildi. Yılda ortalama 2.500 öğrenci gözlem yapıyor Sınıf Öğretmenleri Ayla Koyuncu ve velilerden oluşan 21 kişilik öğrenci topluluğu daha sonra UZAYMER bahçesinde teleskopla gözlem yaptı. Teles- kopu merak eden öğrenciler sıraya girerek özel filtreler yardımı ile güneşi izledi. Merkeze her yıl 2.500’ü aşkın öğrenci gelerek teleskoplar aracılığıyla gözlem yapıyor ve gökyüzüne ilişkin meraklarını gideriyor. Ayrıca UZAYMER teleskop sayısını artırarak uzay bilimlerine ilgisi olan tüm gençlerin incelemeler yapabilmesine olanak sağlayacak ortamlar yaratmayı hedefliyor. Türkiye’nin sayılı merkezlerinden Çukurova Üniversitesi Uzay Bilimleri ve Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde Türkiye’nin beşinci büyük teleskopu ile gökyüzü gözlemleri, 50 cm’lik teleskop ile de astronomi ve astrofizik alanları olarak ayrılan iki tür çalışma yapılıyor. Merkezde, özellikle uzaktan algılamayla, kar erimeleriyle oluşan suların akış hızının artması, ormanlıklar ve tarımsal alanların son durumlarını inceleme ve ölçme yapılabiliyor. Bu konuda Merkez, Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü ve Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü gibi farklı bilim dalları ve bilim insanlarıyla birlikte çalışmalar gerçekleştiriyor. Küresel ısınmayla ilgili ölçümleri de yapabilen donanıma sahip olan UZAYMER bu alanda Türkiye’de tek merkez olma özelliğini taşıyor. zanoğlu Konağı Kültür Merkezi’nde düzenlenen Cumartesi Konferansları’nın son konuğu Çukurova Üniversitesi Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Cihan Yavuz oldu. Doç. Dr. Yavuz, “Turizmde Marka Olmak: Adana İçin Somut Çözümler” başlıklı konuşmasında Adana’nın bir cazibe merkezi haline gelmesi için yiyecek, içecek ve turizm kültürünün yabancı turistler için de uygun hale getirilmesinin önemine dikkat çekerken, somut proje olan tramvay sisteminin Adana merkezinde rahatlıkla uygulanabileceğini ifade etti. Konuşmasında tarihî Tepebağ bölgesinde yapılabilecek iyileştirmelere ve kentsel dönüşümlere de değinen Doç. Dr. Yavuz, özellikle “Eski Adana” diye tabir edilen bölgenin çok karışık olduğunu söyleyerek, buralarda bir dönüşüm yapılarak bölgedeki yerli esnafın turizme yönlendirilebileceğini dile getirdi. Anaokulu’ndan Sabah Gazetesi ziyareti nÇukurova Üniversitesi Anaokulu, Karanfil, Arı ve Kelebek sınıfının minik öğrencileri Sabah Gazetesi Baskı Tesisleri’ni ziyaret ederek gazete hakkında bilgi edindi. Sınıf Öğretmeni Seval Çapar, Ayfer Çetin ve Selcan Akçalı gözetiminde Sabah Gazetesi’ni ziyaret eden miniklere, yetkililer tarafından gazetenin hazırlanışından basılma aşamasına kadar işleyişle ilgili bilgi verildi. Çocuklardan birçoğunun büyüdüklerinde gazeteci olmayı istediklerini söylemesi dikkat çekti. Çukurova Üniversitesi Anaokulu öğretmeni Seval Çapar yaptığı açıklamada, “Gazete okumanın önemini anlatmak için, öğrencilerimize bir gazetenin nasıl hazırlandığını göstermek istedik. Bu konuda Sabah Gazetesi kapılarını bize açtı. Miniklerimiz çok mutlu bir gün geçirdi. Onlara tesisleri gezdirirken bir haberin nasıl bulunduğunu, gazetelerin nasıl hazırlanıp basıldığını yerinde gösterdik” dedi. Güzel Sanatlar Bölümü Karma Sergisi Aşık Mahzuni Şerif’i Anma ve Bahar Konseri Koro Şefi Özgür Peker yönetiminde gerçekleşen konserin birinci bölümünde Türk Halk Müziği repertuvarlarından oluşan eserler seslendirilirken, konserin ikinci bölümünde Aşık Mahzuni Şerif’in türkülerini Çukurova Üniversitesi öğrencileri söyledi. nÇukurova Üniversitesi Mithat Özsan Amfisi fuaye alanında Güzel Sanatlar karma sergisi gerçekleştirildi. Sergide resim, fotoğraf, deri el sanatları ve süsleme sanatları kapsamında öğrencilerin hazırladığı eserler sergilendi. Sergide çanta, abajur, cüzdan defter, aksesuar, kişisel takılar vs. sergilenirken; fotoğraf ve resim çalışmaları da sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sergi hakkında konuşan Güzel Sanatlar Bölümü Deri El Sanatları Eğitmeni Okt. Serdal İnözü “Öncelikli amacımız öğrencilere boş zamanlarını değerlendirirken kişisel gelişimlerine destek olmak, bu kapsamda sosyalleşmelerini sağlamak, el becerilerini geliştirmek, yapmış olduğu çalışmalar sonucunda aldığı becerilerle özgüvenlerinin artmasını sağlamak” dedi. Engel tanımayan fotoğrafçılar nÇukurova Üniversitesi Fotoğraf Kulübü ve Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı anlamlı bir etkinliğe imza attı. Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı bünyesinde fotoğrafçılık eğitimi alan zihinsel yetersiz gençler, Adana’nın değişik yerlerinden çektikleri fotoğraflarını Çukurova Üniversitesi’nde sergiledi. Çukurova Üniversitesi Kültür Müdürlüğü önünde açılan sergi, Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı ve Çukurova Üniversitesi Fotoğraf Kulübü işbirliği ve “Engel Tanımayan Fotoğrafçılar Projesi” kapsamında düzenlendi. Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı Okulu Müdürü Gökhan Güzel yaptığı açıklamada, vakıf olarak kurdukları Fotoğrafçılık Kulübü’nde çok sayıda zihinsel yetersiz çocuğun fotoğraf eğitimi aldığını söyledi. Güzel; amatör, gönüllü bir fotoğrafçı tarafından verilen eğitimlerden sonra, çocukların Adana’nın çeşitli yerlerinden çektikleri fotoğraflarını sergi hâline getirdiklerini belirterek, “Fotoğraf çekmek çocuklarımız için farklı bir deneyim oldu” dedi. 7 HABER KampüsHaber Kendi sesinden Aşık Mahzuni Şerif nÇukurova Üniversitesi Kültür Müdürlüğü Türk Halk Müziği korusu tarafından “Aşık Mah- zuni Şerif’i Anma ve Bahar Konseri” Mithat Özsan Amfisi’nde gerçekleştirildi. 17 Mayıs 2002’de Almanya’nın Köln Şehrinde hayatını kaybeden Halk Ozanı Aşık Mahzuni Şerif’in anıldığı konserde, sanatçının biyografisi kendi anlatımıyla izleyicilerle paylaşıldı. Âşık Mahzuni Şerif yaşadığı dönemin toplumsal sorunlarını, savaşları, sınıf ayrımcılığını kınayan, barışı destekleyen, insan sevgisini her şeyin üstünde tutan, gericiliği ve yobazlığı en büyük tehlike olarak gören, çağdaş olanı benimseyen, şiirleriyle toplumu ve gençleri uyaran, birlik ve beraberlik çağrısında bulunan, yüreğini sevgiyle halkına açan değerli bir ozandır. Dünyaca ünlü viyolonsel sanatçısı Tokay’dan “Master Class” eğitimi nÇukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı önemli bir akademisyeni ağırladı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yaylı Çalgılar Ana Sanat Dalı Öğretim Üyesi Viyolonsel Sanatçısı Yrd. Doç. Dr. Dilbağ Tokay, Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencileriyle buluştu. Evrensel bir iş yaptıklarını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Tokay, “Müzik dünyanın her yerine gittiğinizde kurabildiğiniz ortak iletişim biçimi. Bu dili iyi kullanmamız gerekiyor” dedi. Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın davetlisi olarak Adana’ya gelen viyolonsel sanatçısı Yrd. Doç. Dr. Tokay, Konservatuvar öğrencilerine Viyolonsel Master Class kursu verdi. Viyolonselde uluslararası üne sahip olan ve birçok ödül ve başarıları bulanan Yrd. Doç. Dr. Tokay, üç gün boyunca Çukurova Üniversitesi’ndeki yetenekli öğrencilere özel dersler vererek viyolonsel alanında tecrübelerini aktardı. Yrd. Doç. Dr. Tokay, Çukurova Üniversitesi’nde bulunduğu için çok mutlu olduğunu belirterek yetenekli gençlerle tanışma fırsatı bulduğunu söyledi. Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın yetenekli gençleriyle ilgili bugüne kadar birçok başarı hikâyesi duyduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Tokay, “Çok zengin bir şehriniz var. Gençlerinizle gurur duymanız gerekiyor” dedi. Alanında yetkin bir isim tarafından verilen ve özel olarak seçilmiş bir grup öğrenci ile sürdürülen bir çalışmadır. Verilen bu eğitim, kendi çalgısında ilerlemek üzere çalışmalara katılan kişilere ileri düzeyde performans ve yorumculuk becerisi kazandırılmasına yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Master Class eğitimi, icracının belirlenecek bir repertuvar doğrultusunda çalgısı üzerindeki teknik ve yorum gücünü artırmasına yönelik uygulamalı ve yönlendirici çalışmaları içerir. Master Class Eğitim Nedir? Devlet Konservatuvarı’na uluslararası ödül nÇukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğrencilerinden Tansu Tural, Sırbistan Müzik Pedagogları Derneği’nin her yıl düzenlediği Uluslararası İnternet Müzik Yarışması’nda (Internet Music Competition) birinci oldu. 26 ülkeden 1.336 üniversite öğrencisinin katıldığı Uluslararası İnternet Müzik Yarışması 24 kategoride yapılırken viyola kategorisinde 12 yarışmacı yer aldı. Jürinin, katılımcıların gönderdiği kesintisiz olarak kaydedilme zorunluluğu bulunan video kayıtlarını puanladığı yarışmada, Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzik Bölümü Yaylı Çalgılar Ana Sanat Dalı Viyola Lisans 4. sınıf öğrencisi Tansu Tural 90 puan ortalamasıyla viyola kategorisinde birinciliği elde etti. Yarışmada Vural’a piyano eşliğini Öğr. Gör. Tsvetelina Tunteva yaptı. Çukurova Üniversitesi Dev- let Konservatuarı Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mustafa Bayık, Uluslararası İnternet Müzik Yarışması birincisi Tansu Tural ile geçtiğimiz günlerde Bulgaristan’da yapılan 24. Ulusal Svetoslav Obretenov Genç Enstrümancı- lar ve Şancılar Yarışması’nda birinci olan Göksu Söker’e birer teşekkür belgesi verdi. “Vizyonu geniş, değer yaratan sanatçılar yetiştiriyoruz” Yrd. Doç. Dr. Bayık, “Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı olarak, nitelikli, çağdaş, uluslararası düzeyde bir eğitim vererek, ülkemizin ve dünyanın çağdaş sanat kurumlarına aydın, modern, çok yönlü, vizyonu geniş, değer yaratan sanatçılar yetiştiriyor olmaktan onur duyuyoruz. Yeni başarılara imza atmak için çalışmalarımız aralıksız devam edecek” dedi. HABER KampüsHaber Soma'dan alınacak ders nÇukurova Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suphi Ural, Soma’daki maden faciası ile iş kazalarına karşı iş güvenliği ve eğitimlerinin ne kadar önemli olduğunun bir kez daha görüldüğünü söyledi. Önlem alınması halinde iş kazalarının engellenebildiği ve azaldığına ilişkin bilimsel araştırmalar bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Ural, benzer acılar yaşanmaması için Soma’dan ders alınması gerektiğini söyledi. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre dünyada her yıl ortalama 270 milyon iş kazası olduğunu ve bu kazalarda 200 bin işçinin hayatını kaybettiğini aktaran Prof. Dr. Ural, gelişmiş ülkelerde ölümlü iş kazaları oranının 100 binde 10, Türkiye’de ise 100 binde 30 olarak gerçekleştiğini belirtti. Türkiye’de iş güvenliği ve eğitiminin işletmelerde yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayan Ural, “İş güvenliği eğitimleri sayesinde hem can kayıpları önlenecek hem de ekonomik yarar sağlanacaktır. İş güvenliği konusunda etkin adım atan ülkelerin üretiminde artış olmuştur. Dünyanın gelişmiş ilk on ekonomisi arasına girme hedefini gerçekleştirebilmek için ölümlü iş kazası ve meslek hastalığı sayısını yılda 100 binde 10’un altına çekmek gerekir” dedi. “Kazaların önlenmesi mümkün” Soma’daki maden faciasının nasıl gerçekleştiğine ilişkin net bilgilerinin olmadığını söyleyen Prof. Dr. Ural, buna karşın önlem alınması halinde iş kazalarının çok azaldığının bilimsel araştırmalarla ortaya konulduğunu bildirdi. Soma’da yaşanan faciadan ders alınmasını öneren Prof. Dr. Ural, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi veya kabul edilebilir seviyelere çekilmesinin mümkün olduğunu belirtti. “Bilinç oluşturulmalı” Toplumda gerçek anlamda iş güvenliğinin sağlanabilmesi için her şeyden önce iş güvenliği kültürünün yaygınlaştırılarak farkındalık oluşturulması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ural şu konulara dikkat çekti: Yasalarda, yönetmeliklerde veya tüm iş güvenliği mevzuatında getirilen hukuki güvence mekanizmaları, ne kadar iyi düzenlenmiş olursa olsun, ilgili tüm çevre ve kişilerde bu gü- venceleri korumak ve işletmek konusunda yeterli bir bilinç oluşturulamamışsa kâğıt üzerindeki temennilerden başka bir anlam taşımaz. İş güvenliği konusunun ilk sorumlusu kuşkusuz devlet, işverenler ve sendikalardır. Üniversitelerin, araştırma kurumlarının, kitle iletişim araçlarının, meslek kuruluşlarının ve bu konuda kurulacak gönüllü derneklerin iş güvenliği faaliyetlerine etkili bir biçimde katılması, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi amacına olumlu katkılar sağlayacaktır.
Similar documents
Sayı 3 - İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü
ENS ALLMER; Enstitümüz, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyelerinden Yrd. Doç. ünvanlı genç akademisyenlerimizden biri. ALLMER, çok sayıda seyahat ve yayın ödülü alan, Proteomics dergis...
More information5Aralık1958
haklarından mahrum ve mahkûm etmiş olacağız." Fatin Rüştü Zorlu Türkiye ile Kıbrıs arasındaki bağlardan da bahsetmiş v» Ofelya piyesinden Türklere ait bir parçayı okuyarak konuşmasına şu şekilde de...
More informationbhl106 matematik - Berk Anadolu Lisesi
dünyamızda ön plana çıkan en önemli ihtiyaçlarımızdan birisi de eğitimdir. Öyle ki günümüzde eğitim, bireylerin gelecekte oluşacak maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayabilecek donanımda olabilmel...
More informationdcu - Yabancı Diller Yüksekokulu
4. Dublin City Üniversitesi Hakkında Dublin City Üniversitesi kampüsü, Dublin kent merkezinden geçen Liffey Nehrinin 5 km kuzeyinde 85 dönüm bir arazi üzerinde kurulmuştur. DCU öğrencileri, şehre ...
More informationESK NEWS - THE ENGLISH SCHOOL OF KYRENIA
gerekse global platformdaki varlığını göstermektedir. Okul haberlerine bir ekleme yapmak gerekirse; 13. Sınıf öğrencimiz Mustafa Mustafa’yı, Newcastle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden harika bir tek...
More informationKenzie Gets Spanked
arkadaşlar yapmıştır ve yapmaktadır. (http://www.gezginler.org.tr) adresinden ulaşabileceğiniz siteyi, 2000 yılının Mayıs ayından itibaren 93 ülkeden 175 bin kişi ziyaret etmiştir. Sizlerden daha i...
More information